”İnternette de sansürü kabul etmiyoruz”
Başbakan Erdoğan, internet medyası temsilcileriyle Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezi'nde bir araya geldi.
İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tıpkı diğer medyada olduğu gibi, internette de sansürü, kısıtlamayı kabul etmediklerini belirterek, "Ama otosansür, otokontrol noktasında internetin de kendisini artık daha sıkı denetlemesi gerektiğine inanıyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, internet medyası temsilcileriyle Sütlüce'deki Haliç Kongre Merkezi'nde bir araya geldi.
Erdoğan, 1994 yılında sadece 10 bin internet sayfası varken, bugün dünya genelinde kayıtlı tam 234 milyon adet web sitesi bulunduğunu vurgulayarak, dünya genelinde internet kullanıcılarının sayısının ise 1,7 milyar kişi olarak tahmin edildiğini kaydetti.
Erdoğan, "Ancak internet kullananların oranı, nüfusumuzun yüzde 33'ü olarak tahmin ediliyor. Yani Türkiye, özellikle genç nüfus olmak üzere interneti çok yoğun şekilde kullanıyor" dedi.
Erdoğan, son küresel ekonomik krizin dünya üzerindeki bu eşitsizliğin somut olarak görülmesine vesile olduğunu, dahası bu tablonun sürdürülebilir olmadığını da ortaya çıkardığını dile getirerek, "Kuzey ile güneyin, doğu ile batının aynı yeryüzünde, fakat farklı koşullarda yaşadığı bir dünyada bu tür krizler de her zaman yaşanacak, tedbir alınmadığı takdirde de bedeli bugünkünden çok daha ağır olacaktır" diye konuştu.
Başta G-20 Zirvesi olmak üzere her platformda bu gerçeğe dikkati çektiklerini kaydeden Erdoğan, süregiden dengesizliğin sadece ekonomik sonuçlar doğurmadığını, başta terör, göç, çevre kirlenmesi, çarpık kentleşme olmak üzere birçok soruna da zemin hazırladığını dile getirdiklerini ve bir an önce tedbirlerin alınması noktasında uyarılarını yaptıklarını bildirdi.
Erdoğan, "İnternet, evet tüm diğer iletişim araçları gibi dünyamızı küçük bir köye dönüştürüyor, ama kullananlar için, ona sahip olanlar için dünyayı küçültüyor. Küçülen ve birbirine yakınlaşan bir dünyanın tartışmasız şekilde iyi, olumlu olduğunu düşünürken, bu iletişim araçlarına sahip olmayanlarla aranın açıldığını da maalesef göremez hale geliyoruz" şeklinde konuştu.
Erdoğan, herkesin sorumluluk sahibi olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Özgürlüğün, şeffaflığın, açıklığın aracı olan internetin, kısıtlanmadan, ama kendi kendini de kontrol ederek büyümesini sağlamak, bizzat internet kullanıcılarının, bizzat internet sağlayıcılarının görevidir diye düşünüyorum. Bizim gelenek göreneklerimize, toplumun genel ahlak değerlerine saygı duyan bir anlayışı sürdürmemiz, bunu geliştirmemiz öyle zannediyorum bir Başbakan olarak benim de hatırlatmam gereken bir sorumluluğumdur. Ama bu alanın aktörleri olarak sizlerin de bu dayanışma içerisinde yer alması sizin de sorumluluğunuzu gerektirir. Tıpkı diğer medyada olduğu gibi, internette de sansürü, kısıtlamayı kabul etmiyoruz. Ama otosansür, otokontrol noktasında internetin de kendisini artık daha sıkı denetlemesi gerektiğine inanıyoruz."
Erdoğan, internet medyasının Türkiye'de artık çok ciddi ve büyük bir sektör haline geldiğini ifade etti.
"Barış, barış demekle barış olmuyor"
Musalla taşındaki şehidin slogan beklemediğini, sadece dua istediğini söyleyen Erdoğan, "Bu, siyasi istismardan başka bir şey değildir. Bizim değerlerimizin içinde yeri budur" dedi.
Statükoyu koruyarak, çözümsüzlüğü muhafaza ederek, Türkiye'nin değişimine engel olarak siyaset yapmaya alışmış olanların sürece muhalif olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyorum; terör örgütü hiçbir zaman benim Kürt kardeşlerimin, Kürt vatandaşlarımın sözcüsü olmadı, olamaz. Terör örgütü, Türkiye'nin kardeşliğini, birliğini, dayanışmasını hedef alanların taşeronudur, tetikçisidir ve artık bu gizlenemez bir hale gelmiştir. Terör örgütünün barış adına adım atması söz konusu olamaz. Barış, barış, barış demekle barış olmuyor. Bal, bal demekle ağız tatlanmaz. Bunlar barış derken, diğer tarafta şehitlerimizin bayrağa sarılı tabutları geliyor."
Erdoğan, terör meselesini minimize etmekte, Alevi, Roman vatandaşların, azınlıkların sorunlarını çözmekte, başta işsizlik olmak üzere ekonomik sorunların üzerine gitme noktasında son derece samimi olduklarını dile getirdi.