İpek Yolu perspektifi ve Karadeniz Bölgesi'nin önemi

 

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Şadan EREN / Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Ülkemiz, uluslararası politik platformdaki gelişmeler ve yoğunlaşan ekonomik ilişkiler karşısında, ulaştırma sektöründe yeniliklere duyarlı bir politika takip ediyor.

1990'lı yılların başında soğuk savaşın sona ermesi ile oluşan yeni ekonomik ve siyasal coğrafya içersinde, yeni ve alternatif ticaret yollarından pay almak  için bölge ülkeleri çeşitli anlaşmalara imza atıyor. Türkiye, yakın bölgelerde gelişen bu ticaret koridorları içinde büyük bir stratejik avantaj yakalamış durumda. Bu bağlamda, Avrupa ve Asya kıtaları arasında yer alan Karadeniz'in önemi son derece arttı. Karadeniz Bölgesi, Avrupa'nın Asya'ya açılan en kısa ve en güvenli koridorunu sağlaması nedeniyle "Altın Yol" unvanına sahip. Tarih sayfalarında yer alan bu unvan, bugün yeniden canlanıyor. Kara, deniz ve hava ulaşım seçenekleri ile Avrupa'nın Asya'ya, Kafkaslar'a ve Ortadoğu'ya ulaşım seçeneklerinde Karadeniz Bölgesi öncelikli bir konumdadır.

Bugün; Karadeniz Bölgesi'ndeki işletmelerin ve ticaretin ağırlıklı olarak rol oynadığı Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine yönelik ihracatımız 9 milyar doları, Asya ülkelerine yönelik ihracatımız ise 18 milyar doları aşarken (sırasıyla yüzde 47 ve 33 artış); bu ülkelere yönelik ihraç taşımalarımızda da aynı paralelde yüzde 41'lik bir artışın gerçekleştiği ve bu ülkelere yönelik ihraç taşımalarımızın yılda 120 bin sefere ulaştığı görülüyor.

Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Karadeniz Bölgesi, uluslararası ticaretin geliştiği her dönemde büyük zenginliklere kavuşmuştur. Bugün, BDT ülkelerine en yakın ulaşım ağının Karadeniz üzerinden geçmesi, GAP Projesi'nin sonuçlandırılması, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yapılan Sarp Sınır Kapısı'nın modernizasyonu ile birlikte transit ticaret açısından Karadeniz Bölgesi yeniden önemli bir konuma geldi. Tarihi İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması perspektifi kapsamında Çin'den AB'ye ve ABD'ye yönelen yoğun ticaret akımlarının yeni güzergahının, tıpkı eski İpek Yolu'nda, özellikle Trabzon üzerinden İran'a uzanan güzergah örneğinde söz konusu olduğu gibi, Karadeniz Bölgesi ülkelerinin topraklarından geçmesi hedefleniyor.

İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması perspektifinin, Avrasya'nın ekonomik entegrasyonunun ve dünyanın geri kalanı ile ticari etkileşimin sağlanması açısından önemi, üzerinde durulmaya değer bir konudur. Küresel taşımacılık sorununa çözüm olarak tarihi İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması gündeme gelirken, küresel ekonominin lokomotifi olan, ancak konumu ve limanlarının kapasitesi açısından sınırlı sayıda ülkeye ulaşabilen Çin'in Avrupa'ya bağlanması konusunda Türkiye köprü görevi üstelenecektir. Bu potansiyelle, çağa uygun ticaret koridorları içinde Doğu Karadeniz limanlarının mevcut karayollarıyla ve desteklenecek demiryolları üzerinden GAP, İran ve Ortadoğu'ya bağlanması, bölgeden geçen ikinci çağdaş İpek Yolu koridorunu oluşturacaktır.

Yeniden canlandırılacak İpek Yolu perspektifinin odağında Karadeniz Bölgesi'nin olması elbette bir tesadüf değildir. Karadeniz Bölgesi, Avrupa, Asya, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun kesişiminde büyüyen bir pazar ve ulaşım ağları için önemli bir "doğal köprü" konumundadır. Biz bütün imkanlarımızla ve "doğal köprümüzle" dünyayı birbirine bağlamaya hazırız. Tüm dünya ülkelerini, Karadeniz Bölgesi'nin ulaştırma inisiyatiflerinden ve deneyimlerinden yararlanmaya davet ediyoruz.