İş dünyası dikkat! Yeni Gümrük Kanunu (2)
Hasan AKDOĞAN / Emekli Gümrük Başkontrolörü
Yıllardır uygulanan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nu önemli ölçüde değiştiren, 5911 sayılı kanun, 07 Ekim 2009 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı.
Yeni kanunla getirilen bazı uygulamaları önceki yazımda belirtmiştim. Konunun devamı bakımından, önemli gözüken diğer uygulamaları da bu yazımda irdelemeye çalıştım.
Yeni uygulamaya göre; ithalatta gümrük yükümlüğünün; ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi, ithalat vergilerine tabi eşyanın ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtiliyor.
Burada önemli olan, beyannamenin tescil tarihidir. Tescil tarihinden sonra bir ay içinde eşyanın ithal edilmesi durumunda, şirketler; "Benim yükümlülüğüm ithal tarihinde başlar" diyemiyor.
İthalatta yükümlü, beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür. Dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır. 188'inci, 190'ıncı ve 194'üncü maddeler uyarınca doğan gümrük yükümlülüğü için de bu hüküm uygulanır.
Dolaylı temsilde şirketler gümrük müşavirlerini vekaletname ile yetkili kılıyorlar. Doğrudan temsil müessesesi ise; şirket ana sözleşmesinde karar mercii belirtilmiş olması, yönetim kurulunun şirketi temsil edecek kişi konusunda karar almış olması (şirket ortağı veya sorumlu müdürlerden biri olabilir), temsil yetkisinin Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayınlanmış olması, koşullarının bir araya gelmesi ile işliyor. Gümrük yükümlülüğü konusunda, gerek dolaylı gerekse doğrudan temsil suretiyle iş yapanların da sorumlu olabilecekleri anlaşılıyor.
Ayrıca; İthalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerden birinin yerine getirilmemesi, eşyanın söz konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya nihai kullanımı nedeniyle indirimli yahut sıfır ithalat vergi oranı uygulanmasına ilişkin koşullardan birine uyulmaması, hallerinde ve bu fiillerin geçici depolamanın veya ilgili gümrük rejiminin yanlış uygulanması sonucunu yarattığının tespit edilmesi, durumunda da ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğü doğmuş oluyor.
Yeni uygulamada önem taşıyan diğer bir konu da, tebliğ edilen gümrük vergilerine karşı itiraz ve yargı yoluna gitme konusudur.
Eskiden, yapılan kontrol ve denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen gümrük vergileri ile işlemleri daha sonra yapılmak üzere teslim edilen eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin, yükümlüye tebliği ve mükellefin itirazını önce müdürlüğe bilahare de başmüdürlüğe yapması gerekiyordu. Keza; vergi farkları nedeniyle uygulanacak para cezaları da bilahare karara bağlanıp tebliğ ediliyordu.
Yeni uygulamaya göre; ilk itiraz mercii müdürlük yerine başmüdürlük olarak öngörülüyor. Keza; vergi farkları ile buna ilişkin ceza kararlarının da aynı anda tatbiki emrediliyor. Gümrük vergilerinin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin hükümlerin, tatbik edilen para cezaları için de uygulanacağı belirtiliyor.
Yeni uygulama ile getirilen bir başka yenilik de; gümrük müşavir yardımcılarının müşavirlik şirketlerine ortak olabilme yolunun açılmasıdır. Eskiden, bir gümrük müşaviri bağımsız olarak mesleki faaliyette bulunabileceği gibi, ortakları sadece gümrük müşavirleri olan tüzel kişilikler şeklinde de faaliyette bulunabiliyordu. Bu sistem aynen devam etmekle birlikte, sözü edilen tüzel kişiliğe gümrük müşavir yardımcısının da ortak olabilmesi yolu açılmış oluyor. Keza; şirket ana sözleşmelerinde, yer almaması istenilen bazı faaliyetler de yeni uygulama ile kaldırılıyor.
Bir başka yenilik de, meşhur 241. maddede belirtilen cezaların uygulanacak fiilleri tanımlanıyor ve yaygın olarak uygulanan birinci fıkradaki ceza miktarı 60 TL'ye düşürülmüş oluyor.
Gümrük işlemlerini dolaylı temsil suretiyle takip edip sonlandıran gümrük müşavirlerinin, bu hizmetleri karşılığında alacakları asgari ücretleri gösteren ve takvim yılı bazında belirlenen asgari ücret tarifesinin de yeni uygulamaya göre müsteşarlıkça uygun görülerek onaylanması gerekiyor. Önemli olan, bu tarifeye meslek mensuplarının uymasını sağlamak olmalıdır. Bunun denetimi için halen üzerinde çalışılan Oda Kanunu ile getirilecek mekanizmanın etkili olabileceği anlaşılıyor.
Yeni kanunla; Gümrük idareleri dışındaki yetkili kurumlar tarafından gerçekleştirilecek kontrollerin, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 19'uncu maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla gümrük idarelerinin koordinasyonunda ve mümkün olduğu ölçüde aynı yer ve zamanda yapılacağı belirtiliyor. Bu hüküm, idareler arasındaki koordinasyonsuzluğa ve mükerrer iş yapılmasına dur demiş oluyor. Keza; Gümrük Müsteşarlığı'nın, risk yönetimi çerçevesini oluşturacağı, risk kriterleri ile öncelikli kontrol alanlarını belirleyeceği, belirtiliyor.
Yeni kanunun uygulanması bağlamında, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yer alan suç ve kabahatlere ilişkin hükümlerin saklı olduğu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda suç veya kasten işlenen kabahat olarak tanımlanan fiillerin ancak taksirle işlenmeleri halinde, bu kanun hükümlerine göre idari para cezasına hükmedilebileceği belirtiliyor.
Son olarak, yeni kanuna göre tahsil edilen idari para cezalarının yüzde onbeşi nispetinde bir tutar, varsa muayene ve tahlilden önce cezayı gerektiren durumun ortaya çıkarılmasını sağlayacak muhbirlere müsteşarlık bütçesinden ödeneceği, hükmünün, uygulamada etkili olacağını belirtmek gerekiyor.