İş dünyasından AB Komisyonu'na vize eleştirisi

BRÜKSEL - Brüksel'de düzenlenen 32. Karma İstişare Komitesi (KİK) toplantısında iş dünyasını temsilen söz alan TİSK Başkanı Tuğrul  Kudatgobilik, Dünya Bankası'nın, Gümrük Birliği'ni değerlendirme raporunda, Türkiye'ye vize muafiyeti konusunda AB'ye derhal harekete geçme çağrısı yaptığını anlatarak, AB Komisyonu bürokratlarına sert eleştiriler yöneltti.

Kudatgobilik, "Tüm KİK toplantılarına katılan tek üyeyim. Yaşlandım ama Türkiye'nin AB üyeliğine olan inancımı kaybetmedim. Bıktınız mı diye soruyorsunuz, bıkmadım. Gerekirse ölünceye dek bu toplantılara katılırım" ifadesini kullandı.

Vize muafiyeti sürecinde ilerlenememesinden ve katılım müzakerelerinde 17 faslın Kıbrıs sorunu ya da siyasi nedenlerle açılamamasından ve açılanların kapatılamamasından AB Komisyonu'nu sorumlu tutan Kudatgobilik, "Siyasi engellemelere karşı çıkamadınız. 17 fasıl niçin kapalı? Enerji faslı neden açılmıyor? AB Komisyonu bunları konuşamayacak, sadece talimatla mı iş yapacak? Üzerinize alınmayın ama AB Komisyonu acziyet içindedir" diye konuştu.

Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya da konuşmasında vize siteminde bulunarak, "Vizeleri kaldırırsak Türkiye'den AB'ye çok gelen olur teziniz artık çöktü. Artık Türkiye'den AB'ye çalışmak için gitmek bir yana tersine göç söz konusu. Vize muafiyeti için istenen geri kabul anlaşmasında başka ülkelerden istemediğiniz şartları bizden talep etmeyin" ifadesini kullandı.

Siyasi engellerin kalkması halinde Türkiye'nin azami 3 yılda tüm fasılları kapatarak katılım müzakerelerini tamamlayabileceğini vurgulayan Büyükkaya, "500 milyon nüfuslu bir birliğin 700 bin kişi (Kıbrıs Rum kesimi) tarafından rehin alınmasına müsaade edilmemesini" istedi.

Büyükkaya, AB'nin Türkiye'den taleplerde bulunurken aynaya da bakmasını isteyerek, ailesinin 562 yıl yaşadığı, doğduğu şehir olan Selanik'te hala cami ve Müslüman mezarlığı bulunmamasını eleştirdi.

AB Bakan Yardımcısı Büyükkaya, Gezi olaylarıyla ilgili, "AK Parti'nin kurucularındanım. 11 yıldır iktidardayız. O tarihte 10 yaşında olan bugün 21 yaşında, bugünkü gençlik bizim neslimiz. Bu gençler bir sivil inisiyatif geliştiriyor, tepki koyuyor. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz, bizi rahatsız etmiyor. Çünkü bu, sivil toplumun yönetime katılma olayıdır. Biz sadece şiddete dayandığında, şiddet içerdiğinde sorun görüyoruz" diye konuştu.

AB'ye her seviyede vize baskısı

AB ile 3,5 yıl aradan sonra yeni fasıl açılışıyla hareketlenen ilişkileri vize muafiyeti süreciyle yeni bir evreye taşımak isteyen Ankara, muhataplarına her düzeyde baskı uyguluyor.

Finlandiya, İsveç ve Polonya ziyaretini sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB'nin Latin Amerika ülkelerine tanıdığı vize muafiyetini, üyelik müzakereleri yapan bir ülkeden esirgemesini eleştirmişti. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 5 Kasım'da bölgesel politika faslının açılışında Avrupalı muhataplarına vize engelinin artık kaldırılmasını gerektiğini söylemişti. 

Türkiye'de bulunan AB Genişleme Komiseri Stefan Füle ise Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde yakalanan olumlu atmosferin geri kabul anlaşmasının imzalanması ve eşzamanlı olarak vize muafiyeti diyaloğunun başlatılmasıyla daha da ileri götürülmesi mesajını veriyor.

Diplomatik kaynaklar, geri kabul anlaşmasını imzalamak için Türkiye'nin öne sürdüğü şartların AB Komisyonu tarafından büyük ölçüde karşılandığını ve kalan anlaşmazlık noktalarının gelecek günlerde çözülebileceğini belirtiyor.