İspanya'yı yol arkadaşı olarak görüyoruz

Türkiye'de Yatırım Fırsatları Konferansı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, "Akdeniz havzasında ve Avrupa'da, İspanya'yı kendimize yakın bir dost, yakın bir yol arkadaşı olarak görüyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

  
 
 

MADRİD - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Akdeniz havzasında ve Avrupa'da, İspanya'yı kendimize yakın bir dost, yakın bir yol arkadaşı olarak görüyoruz. Her alanda İspanya'nın dostluğunu, arkadaşlığını yanımızda hissetmekten büyük memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Erdoğan, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un yanı sıra İspanya'nın önde gelen şirketlerinin yöneticilerinin de katıldığı, BBVA Bankası'nın Salamanca Markizi Sarayı'nda düzenlenen "Türkiye'de Yatırım Fırsatları Konferansı"ndaki konuşmasında, Türkiye ve İspanya'nın son dönemde çok başarılı işbirliği sergilediğini belirtti.

"Bölgesel meselelerin ciddiyet kazandığı, Arap uyanışının devam ettiği, Akdeniz'in doğusunda Suriye ve Filistin'de sorunların yaşandığı, küresel ekonomik krizin de bütün ağırlığıyla devam ettiği bir süreçteyiz" diyen Erdoğan, bu süreçte iki ülke arasındaki işbirliğinin daha da önemli olduğunu ifade etti.

"Kimin dostu, arkadaşı varsa onun bir hazinesi vardır" anlamındaki İspanyol atasözünü İspanyolca söyleyen Başbakan Erdoğan salondakilerce alkışlandı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Akdeniz havzasında ve Avrupa'da, İspanya'yı kendimize yakın bir dost, yakın bir yol arkadaşı olarak görüyoruz. Her alanda İspanya'nın dostluğunu, arkadaşlığını yanımızda hissetmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. İspanya ile 2003'te göreve başladığımız dönemde 3,5 milyar euro dış ticaret hacmimiz, şu sıralar devam eden zor ekonomik şartlara rağmen geçen yıl yaklaşık 8,5 milyar euroya ulaştı. Bu rakam şimdiye kadar elde ettiğimiz en yüksek ticaret hacmi.

Ticaret hacmimizin önümüzdeki kısa vadede 10 milyar euro seviyesini aşabilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum, biliyorum. Bu seviyeye ulaşmak için de hep birlikte samimi bir gayret gösteriyoruz. Türkiye, İspanya'nın en fazla ihracat yaptığı ülkeler arasında AB'de 6. dünyada ise 8. sırada yer alıyor. İspanyol şirketleri son 5 sene içinde Türkiye'ye yaptıkları ihracatı yüzde 60 artırdı. İspanyol yatırımcıları için de Türkiye yeni keşfedilmekte olan bir ülke özelliğini taşıyor. 2003 yılı sonunda Türkiye'deki toplam İspanyol yatırımı sadece 238 milyon euro iken bugün bu rakam 7 milyar euroyu aştı. Nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok önemli."

Yatırımların bankacılık başta olmak üzere sigortacılık, enerji, otomotiv gibi değişik sektörleri kapsadığını dile getiren Erdoğan, ikili ekonomik ilişkiler bakımından Türkiye'deki önemli kamu ve özel sektör ihalelerini kazanan İspanyol şirketlerinin sayısının artmasının da önemli olduğunu belirtti.

"Asrın projesi" olarak adlandırılan ve İstanbul'un iki yakası arasındaki ulaşım süresini 4 dakikaya indirecek Marmaray Projesi'nde, Ankara-Eskişehir ve Ankara-Konya hızlı tren projelerinde, Ankara metrosu ve Antalya hafif raylı sistem gibi büyük çaplı projelerde İspanyol şirketlerinin yer aldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bu şirketlerin Türkiye'nin 2023 hedeflerindeki diğer altyapı yatırım projelerini de yakından takip ettiklerini, zaman zaman kendileriyle görüştüğünü de söyledi.

[PAGE]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Açıkçası, biz hala Türkiye'nin kredi notunun olması gereken seviyede bulunmadığını da düşünüyoruz. Çünkü kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına pek de inanamıyorum. Çünkü batan birçok ülkenin notlarının yükseltildiğine şahit olduk" dedi.

Erdoğan, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un yanı sıra İspanya'nın önde gelen şirketlerinin yöneticilerinin de katıldığı, BBVA Bankası'nın Salamanca Markizi Sarayı'nda düzenlenen, "Türkiye'de Yatırım Fırsatları Konferansı"ndaki konuşmasında, iktidara geldiklerinde yapılan icraatlara değindi.

Hükümete geldiklerinde Türkiye'de bölünmüş yol uzunluğunun 6 bin 100 kilometre olduğunu belirten Erdoğan, 79 yılda 6 bin 100, kendilerinin ise 10 yılda 15 bin 800 kilometre yol yaptıklarını söyledi.

Erdoğan, bölünmüş yolun toplamda 21 bin 900 kilometreye ulaştığını dile getirerekk, 2023 hedefleri doğrultusunda söz konusu yol uzunluğunu 36 bin 500 kilometreye, 2 bin 250 kilometre olan otoyol uzunluğunu da 7 bin 500 kilometreye ulaştıracaklarını vurguladı.

Türkiye'de 10 yıl önce hızlı tren bulunmadığını da ifade eden Erdoğan, şu anda yaklaşık bin kilometre hızlı tren hattı bulunduğunu ve bunu 2023'te 10 bin kilometreye çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Erdoğan, inşa edilecek yeni havaalanları, havalimanlarıyla yolcu kapasitesini 165 milyondan, 400 milyon kişiye çıkartacaklarına değinerek, şöyle devam etti:

"İstanbul Boğazı'na üçüncü köprü ve boğazın altına tüp geçit ile Çanakkale Boğazı'na köprü inşa edeceğiz. Ön hazırlıklarımız tamam. Tarımsal ekonomik büyüklük itibarıyla dünyanın yedinci, Avrupa'nın birinci ülkesiyiz. 2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar düzeyine çıkarmayı planlıyoruz. Hedefimiz tarımsal ekonomik büyüklükte dünyada ilk beşe girmek. Su ürünleri üretiminde Avrupa Birliği ülkeleri arasında ulaştığımız üçüncülüğü, birinciliğe taşımak istiyoruz. 2023 vizyonu paralelinde ülkemizin dünyada savunma sanayinde gelişmiş ilk 10 ülke arasına girmesini hedefliyoruz. 'Altay' milli tankımızın ön tasarımı tamamlandı. İlk prototipinin tanıtımını bir hafta kadar önce yaptık. İnsansız hava aracımızın tasarım ve prototip imalatını tamamladık. Mini insansız hava aracı sistemlerinin seri üretimleri süratle devam ediyor. Türkiye'nin ilk milli korvet savaş gemisi olan ve tamamen ülkemizde tasarlanarak inşa edilen 'Milgem' savaş gemisini 2008 yılında denize indirdik. 'Atak' helikopterini Türkiye'de üretmeye başladık."

"Yenilenebilir enerjinin payı artacak"

İspanyol şirketlerinin ilgilenebileceği bir alanın da enerji olduğunu aktaran Erdoğan, İspanyol şirketlerinin avantajlara sahip olduğu yenilenebilir enerji sektöründe de önemli yatırımlar gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtti.

Erdoğan, "Elektrik üretimimizde yenilenebilir enerjinin payını 2023 yılına kadar yüzde 30'a yükseltmek istiyoruz. 2020 yılına kadar elektrik sektörüne yapılacak yatırımımız 130 milyar dolara ulaşacak. Elbette işbirliği alanlarımız bu sektörlerle sınırlı değil. Uluslararası tecrübe ve birikime sahip olan İspanyol şirketlerinin hayata geçirmekte olduğumuz projelerdeki payını artırabileceğinden eminim" diye konuştu.

Küresel kriz

[PAGE]

Küresel kriz

Erdoğan, Amerika'da başlayan mali krizin küresel çapta etkileri olduğunu, ekonomilerin krize hazırlıksız yakalandığını ve tüm ülkelerin krizden belli ölçüde etkilendiğini dile getirdi.

Türkiye'deki bazı ekonomik göstergeler üzerinde de duran Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye 2002 yılından itibaren fiyat istikrarı, finansal istikrar ve verimlilik artırıcı yapısal reformlara odaklandı ve bu konuda taviz vermedik. Bu sayede ülkenin ekonomik refahı hızla artarken finansal sektör de dış şoklara karşı daha dayanıklı bir yapıya kavuştu. Yaptığımız reformlar sayesinde 2008-2009 yıllarında derinleşen ekonomik krizin etkilerini Türkiye olarak çok az seviyede hissettik ve hissediyoruz. 2003-2011 yılları arasında ekonomimiz yıllık ortalama yüzde 5,3 oranında büyüme kaydetti. 2010 yılı büyüme oranımız yüzde 9,2 olarak gerçekleşmişti. Finansal krizin gittikçe ağırlaştığı 2011 yılında Türkiye yüzde 8,5 büyüyerek Çin'den sonra dünyada en hızlı büyüyen ülke oldu. Bu yıl artan cari çağımızı da düşünerek, büyümede kontrollü olarak yavaşladık. Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,2, ikinci çeyreğinde yüzde 2,9 oranında büyüdü. 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımız 2011 yılı sonunda 135 milyar dolara ulaştı. Devam etmekte olan krize rağmen son 12 ayda 148 milyar dolar olarak ihracatı gerçekleştirdik. Öyle zannediyorum ki yıl sonu itibarıyla 150 milyar doları aşacağız."

Erdoğan, 2012 Haziran ayında işsizlikte son yılların en düşük oranı olan yüzde 8,5'a ulaşıldığına işaret ederek, "Bankalarda sermaye yeterlilik oranını yüzde 8'den yüzde 12'ye yükselttik. Bankacılık sektörümüzde sermaye yeterlilik oranı şu an yüzde 16, ortalamayı veriyorum" dedi.

"Kredi notu gereken seviyede değil"

Küresel krize rağmen geçen haftalarda bir kredi derecelendirme kuruluşu tarafından Türkiye'nin notunun yükseltildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Açıkçası, biz hala Türkiye'nin kredi notunun olması gereken seviyede bulunmadığını da düşünüyoruz. Çünkü kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına pek de inanamıyorum. Çünkü batan birçok ülkenin notlarının yükseltildiğine şahit olduk. Batmış gidiyor, 'her taraftan iflas etti' deniliyor, bir de baktınız ki not yükseliyor. Nasıl oluyor bu iş. Bunları birçok toplantıda da söyledik. Sonra söylenilen noktaya gelindi. Bütün bu gelişmelerin uluslararası sermaye açısından teşvik edici bir etkisi olacak ve borçlanma faizlerini düşürme konusunda elimizi de güçlendirecektir."

İspanya'daki faizlerde de bir düşüş olduğunu öğrendiğini ifade eden Erdoğan, bunun da güzel bir gelişme olduğunu söyledi.

Erdoğan, küresel krizin gerek İspanya'da, gerek AB ülkelerinde ağır seyrettiğini bildiğine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Birliği içinde uzlaşılan önlemlerin bir an önce uygulanması ve güvenin yeniden tesis edilmesi bugün gerçekten ciddi aciliyet arz ediyor. Avrupa borç krizinin üstesinden gelinerek Avrupa Birliği'nin tekrar sağlıklı büyüme rakamlarına ulaşması, küresel ekonomi için olduğu kadar Türkiye bakımından da önem taşıyor. Avrupa Birliğindeki borç krizinin üstesinden gelebilmek, büyük ölçüde Avro Bölgesi ve Avrupa Birliği bünyesinde daha fazla ekonomik ve mali entegrasyon için hızlı adımlar atılmasına bağlı. Halen en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği'nin bu krizden güçlenerek çıkmasını temenni ediyorum. İspanya'nın sayın başbakanı, değerli dostum Rajoy'un liderliğinde hayata geçirmekte olduğu yapısal reformların İspanya ekonomisini tekrar sağlıklı bir yapıya kavuşturacağından eminim."

"İş adamlarının dinamizmine güveniyoruz"

[PAGE]

"İş adamlarının dinamizmine güveniyoruz"

Türkiye-İspanya Hükümetlerarası Zirvesi'nde, Türkiye ile İspanya arasında iş forumu oluşturulması kararı aldıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, forumun ilgili bakanlar aracılığıyla iş adamlarının daha sık bir araya gelmelerini sağlayacağını belirtti.

"İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizi sadece iki ülke ile sınırlı görmüyoruz. Üçüncü ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletmek üzerinde mutabık kaldık. Türkiye'nin konumu tüm yatırımcılara çevremizdeki geniş coğrafyaya erişebilmek için büyük avantajlar sağlıyor" diyen Erdoğan, bazı İspanyol şirketlerinin Türkiye'de kurdukları fabrikalardan Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu piyasalarına ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.

İspanyol şirketlerinin Türk ortaklarıyla hayata geçirdiği projelerin arttığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin müteahhitlik sektöründeki deneyimine değinerek, yapılacak işbirliğiyle üçüncü ülkelerde ciddi pazarlar oluşturulabileceğini vurguladı.

"Ortak projeler geliştirme konusunda Türk ve İspanyol iş adamlarının dinamizmine güveniyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, gelecek yıl Türkiye'de yapılacak zirve kapsamında "Türkiye ve İspanya iş adamları için üçüncü ülkelerde işbirliği imkanları" başlıklı iş forumu düzenlenme kararı alındığını bildirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu toplantıda, şirketlerin üçüncü ülkelerle geliştirmeye başladıkları somut işbirliği projeleri konusunda iyi haberler verileceğine inandığını kaydetti.

Bakan Çağlayan'ın konuşması

[PAGE]

Bakan Çağlayan'ın konuşması

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da hükümetlerarası toplantıda Başbakan Erdoğan ve İspanya Başbakanı Rajoy'un, kendisine ve İspanyol mevkidaşına, karşılıklı yatırımlar ve üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapılması için talimat verdiklerini söyledi.

Türkiye'ye yatırım yapanların kazançlı çıktığını bizzat Türkiye'ye yatırım yapanlardan dinlemekten duyduğu memnuniyeti ifade eden Çağlayan, şöyle konuştu:

"Türkiye'ye 4 saatlik uçuş mesafesinde tam 56 ülke bulunuyor. Dünya nüfusunun 3'te biri de yine bu coğrafyada bulunuyor. Bundan dolayı ümit ediyorum ki İspanyol yatırımcıları Türkiye ile ilgili yatırım planı yaparken bunları da dikkate alacaktır."

Türkiye'nin 11 çeyrektir yüzde 7,7 büyüdüğüne dikkati çeken Çağlayan, "Eğer Türkiye AB üyesi olsaydı geçen yıl AB yüzde 1,5 değil, yüzde 1,8 büyüyecekti. Bu, daha az işsizlik ve gelirden daha fazla pay alınması anlamına gelecekti. 10 yıl önce Türkiye-İspanya arasındaki ticaretimiz 2,3 milyar dolardı. Şimdi geçen yıl itibarıyla 10 milyar doların üzerine çıkmış durumdayız ancak bu bile yetersiz" diye konuştu.