İsrail 1 hafta içinde ‘dengeli’ 18 ay içinde ‘kapsamlı’ vurabilir
İsrail Savaş Kabinesi toplandı ancak İran’a verilecek karşılık konusunda anlaşma olmadı. Dünya, Ortadoğu’ya kilitlendi; herkes aynı soruyu soruyor: “İsrail nasıl bir yanıt verecek?” ABD’li analistlere göre İsrail, kısa süre içinde küçük çaplı bir saldırı düzenleyecek. Kapsamlı saldırı ise 12-18 ay içinde olacak.
Emre ERGÜL
İran’ın İsrail’e pazar geceyarısı düzenlediği drone ve füze saldırısı sonrası İsrail Savaş Kabinesi acil toplandı. İsrail basınından yansıyan haberlere göre, iki kez yapılan toplantılarda bir karar çıkmadı. Nedeni ise Savaş Kabinesi’nin, misillemeye "kısa, hızlı ve göze göz dişe diş karşılık verilmesi" gerektiğini düşünenler ile "bekleyip, iyi bir plan yapıp güçlü bir karşılık verilmesi gerektiğini düşünenler" olarak iki ayrı gruba ayrılmış olması…
İsrail devlet televizyonu KAN'a göre, kabineden “acil yanıt” kararı çıktı ancak "İran'ın saldırılarına karşılık vermekten son anda vazgeçildi.” ABD de “İsrail’i koruruz ancak İsrail’in misillemesinde yer almayız” deyince, dünya İsrail’in vereceği yanıta kilitlendi. Amerikan CNBC Televizyonu’na konuşan siyasi analistlere göre de İsrail “çifte” yanıt verecek.
İlki “hemen” ama “dar;” ikincisi ise “sonra” ama “kapsamlı” bir yanıt olacak. Risk istihbarat platformu Rane Network’ün Ortadoğu analisti Ryan Bohl, “Şu anda kesinlikle ciddi bir şekilde İran'a doğrudan saldırı yapmayı düşünüyorlar çünkü bu, caydırıcılığa giden en açık yoldur” derken; şunu da ekliyor: “Ancak İsrail'in hassas bir denge kurması gerekiyor, çünkü İran ile açık bir çatışma istemiyor.
İsrailliler daha az riskli taktik olan ‘gölge savaşlarına’ yönelip, ‘gizli gerginlik’ yaratacaktır.” Independent Strategy’nin Başkanı ve Küresel Strateji Uzmanı David Roche da "Stratejik olarak, bir hafta içinde İsrail'den bir hareket göreceğimizi düşünüyorum" dedi. Ancak bu yanıt, İran petrol tesislerini vurmak gibi bir şey olmayacak. Çünkü Roche’a göre, böylesi bir yanıt, başta ABD olmak üzere müttefiklerinin hoşuna gitmeyecektir. Roche şöyle devam ediyor: “İsrail'in acil tepkisi, ılımlı olacaktır.
Ancak bundan yaklaşık bir yıl veya 18 ay içinde ‘aşırı bir misilleme’yi gündemine getirebilir. ABD, her halükarda gerilimi azaltmak istiyor. Ancak, İran'dan gelen nükleer tehdit nedeniyle gerilim önümüzdeki 18 ay içinde büyük bir sıçrayışla daha yükseğe çıkabilir." Peki, bu süreçte İran ne yapacak? Roche’a göre, İsrail nasıl tepki verirse versin, İran da "küresel ekonomiyi giderek daha fazla sarsmaya çalışacak" ve "ABD'ye gerilimi düşürmesi için İsrail'e diplomatik baskı yaptıracak.”
ABD, İsraıl'e İran'a yönelik herhangi bir misilleme saldırısına katılmayacak
ABD’li üst düzey bir yetkili, Beyaz Saray'ın İsrail'i ABD'nin İran'a yönelik herhangi bir misilleme saldırısına katılmayacağı konusunda uyardığını söyledi. Gazetecilere açıklamalarda bulunan üst düzey yetkili, ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya, İran'ın saldırısına nasıl karşılık vereceği konusunda "çok dikkatli ve stratejik düşünmesini" söylediğini aktardı. Söz konusu yetkili, Beyaz Saray'ın ciddi bir karşılık verilmesine karşı uyarıda bulunup bulunmadığını söylemekten kaçındı, "Bunun İsraillilerin yapması gereken bir hesaplama olduğunu" söyledi: “ABD, İsrail'i savunmaya devam edecek, ancak İsrail'in herhangi bir yanıtına katılmayı reddediyor.”
Jpost: “Türkiye, İsrail jetlerine izin vermeyebilir”
İsrail gazetesi The Jerusalem Post, İsrail’in verebileceği askeri yanıt seçeneklerini sıraladı. İlk senaryoya göre, İsrail jetleri İran’ı vurur: “Bazı jetler, Türkiye-Suriye sınır hattından uçar (ki bu iki ülke de buna karşı gelir), ardından Irak üzerinden İran’a ulaşır (ki bu ülke de izin vermeyebilir). Diğer jetler de Körfez ülkeleri ve Suudi hava sahasını kullanabilir (ki karşı çıkarlar mı bilinmiyor).
Arak'ta ağır su reaktörü, İsfahan yakınlarındaki uranyum dönüştürme tesisi, Bonab, Ramsar ve Tahran'daki araştırma reaktörleri ve İran'ın silahlanma konularında ilerleme kaydettiği diğer tesisler gibi İsrail'in vurabileceği ek tesisler de var. İsrail, İran'ın nükleer tesislerine büyük bir saldırı yapmayabilir. Asıl amaç İran'ın hava savunmasını ortadan kaldırmak olacaktır.”
Çatışmalar yatırımcıyı savunma sektörüne yönlendiriyor
Fon yöneticisi VanEck, savunma sanayi odaklı borsa yatırım fonunun (ETF) ilk yılında 550 milyon dolardan fazla net varlığa ulaştığını belirtti. VanEck yaptığı açıklamada, mevcut küresel çatışmaların yatırımcıları savunma sektörüne nasıl yönlendirdiğini vurguladı.
New York merkezli firma, VanEck Defense UCITS ETF'sini Mart 2023 sonunda piyasaya sürdü. ETF, 2024 yılında yaklaşık yüzde 20 artış gösterdi ve bir yıl içinde yaklaşık 560 milyon dolar net varlığa ulaştı. VanEck Europe CEO'su Martijn Rozemuller, "Geleneksel olarak savunma sanayii özellikle Avrupa'da oldukça hassas bir konu olmuştur. Ancak Ukrayna'da patlak veren savaş ve dünyanın dört bir yanındaki diğer gerilim ve çatışma alanları, birçok insanın savunma politikasına bakış açısını değiştirdi" dedi.
ETF'nin en büyük hisseleri Fransız hisseleri Thales ve Safran iken, diğerleri arasında İtalyan şirketi Leonardo ve ABD'li savunma teknolojisi şirketi Booz Allen Hamilton yer alıyor. Bu ayın başlarında Goldman Sachs'ın stratejistleri, STOXX Avrupa havacılık ve savunma endeksinin 2024'te yaklaşık yüzde 27 artarak daha geniş STOXX Avrupa endeksinin yüzde 5'lik kazancını geride bırakması nedeniyle Avrupa savunma hisselerini tavsiye etmediklerini söyledi. Bununla birlikte APICIL Asset Management fon yöneticisi Gregoire Laverne, küresel siyasi durum göz önüne alındığında savunma hisselerinin uzun vadede en iyi tercihler olmaya devam ettiğini söyledi.
Firması Thales ve Safran'ın sahibi olan Laverne, "Sadece Avrupa'da değil, tüm dünyada hükümetlerin askeri harcamaları artırmaktan vazgeçmedikleri göz önüne alındığında, savunmanın fon yöneticilerinin portföylerinde olmazsa olmaz bir unsur olmaya devam ettiğini düşünüyoruz" diye ekledi.
Biden, İsrail’e 14.3 milyar dolar yardımı içeren paket için çağrı yaptı
ABD Başkanı Joe Biden, Kongre liderleriyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, İsrail’e 14.3 milyar dolarlık yardımı içeren ek yardım paketinin acil onaylanması için çağrı yaptı.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında en büyük destekçisi ABD, İran’ın saldırısıyla harekete geçti. Biden, gelişmeleri ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell, Temsilciler Meclisi Başkan Mike Johnson ve Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries ile telefon görüşmesinde masaya yatırdı. Biden’ın Kongre liderlerine Ukrayna'ya 61.4, İsrail’e ise 14.3 milyar dolarlık yardımı içeren 105 milyar dolarlık ek harcama paketinin acil onaylanması için çağrı yaptığı belirtildi.
Johnson da görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, İsrail'in yanında durmanın gerekliliğini anladığını ve bu hafta harcama paketini onaylanma sürecini hızlandırmak için çalışacağını ifade etti. ABD'de 100 üyeli Senato’da harcama paketi talebinin oylamaya sunulup sunulmaması için aralık ayında yapılan ön oylamada 49 senatör “Evet,” 51 senatör ise “Hayır” oyu kullanmıştı.
İsrail, en az 10 Demir Kubbe bataryasi ile kendisini savundu
İsrail, “Demir Kubbe” adlı füze savunma sistemini kullanıyor. Ülkede en az 10 Demir Kubbe bataryası bulunuyor. Her bir bataryada, düşman roketini algılayan, başka füze tehdidi olup olmadığını veya füzelerin nereye düşebileceğini hızlı bir şekilde hesaplayan bir komuta-kontrol sistemi kullanan bir radar bulunuyor. Roket bir tehdit oluşturuyorsa, Demir Kubbe yerden Arrow 2 veya 3 füzeleri ateşleyerek, onu havada yok ediyor.
BM’den İsrail ve İran'a itidal çağrısı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ortadoğu'da gerginliğin daha da artmaması için İran ile İsrail'e azami itidal çağrısı yaptı: “Şu anda itidal ve tansiyonu düşürme zamanı." İran'ın hava saldırılarıyla bölgede tansiyonu daha da artırmasını kınadığını kaydeden Guterres, İsrail'in İran'ın Şam'daki diplomatik misyonuna düzenlediği saldırıyı da o gün kınadığını anımsattı: "Ortadoğu'da birçok cephede askeri karşılaşmalara neden olabilecek her türlü adımdan uzak durulmalıdır." Öte yandan Guterres, Gazze'deki insani krizin büyüdüğünü ve bölgede acil bir ateşkesin gerekliliğini vurgulayarak hem rehinelerin serbest bırakılması hem de bölgeye insani yardımların ulaştırılması için herkesin üzerine sorumluluk düştüğüne işaret etti.