İşsizliğin önlenmesi için tekstili ihmal etmeyin

Öz İplik-İş Sendikası raporuna göre emek-yoğun sektör tekstil görmezden gelinmemeli.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş Sendikası, hazırladığı raporda, tekstil ve hazır giyim sektörünün zaman zaman "görmezden gelinebilir- vazgeçilebilir" olarak görülmesini ekonomik ve sosyal bir yanlışlık olarak gördüklerini belirtti.

Tekstilin istihdam yoğun bir sektör olarak toplumda işsizliğin azaltılmasında çok önemli bir rol oynadığı belirtilen raporda, lise mezunu bir işsizin toplumsal maliyetinin 38.4 bin TL olduğu, üniversite mezunun işsiz kalması halinde ise 78.4 bin TL'lik bir maliyetin ortaya çıktığı belirtildi.

Raporda, sosyal yükleriyle birlikte her bir işsizin ciddi bir verim ve ekonomik kayıp olduğu vurgulanarak, tekstil ve diğer istihdam yoğun sektörlerin bu maliyetlerin karşılanmasında en önemli araçlardan biri olacağı vurgulandı.

Öz İplik-İş Sendikası Başkanı Murat İnanç, DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, tekstil sektörünün Türkiye açısından vazgeçilemez olduğunu, düşük katma değer ya da gelir nedeniyle gözden çıkarılabileceği yönündeki görüşlere şaşırdığını belirtti.

Türkiye'nin en önemli sorunları arasında işsizliğin olduğunu hatırlatan İnanç, emek yoğun bu sektörün ekonomik olduğu kadar işsizliği önleme açısından sosyal katkısının da büyük olduğunu anlattı. İnanç, "İşsiz insanlar ya da çalışma hayatında hakları yenen insanlar, haklarının korunması konusunda kendilerini güçsüz hissediyor. Böyle olunca işverenine kızıyor, bir o kadar da kamuya ‘benim haklarımı devlet neden korumuyor' diye kızıyor. Bu açıdan bakıldığında çalışma hayatında hakların korunması ya da işsizliğin önlenmesinde kamuya, bizlere, devlete görevler düşüyor. Tekstil sektörüne bir de bu açılardan bakılması lazım" dedi.

Dünya tekstil pazarında Türkiye'nin payı yüzde 3.8 Dünyada, yaklaşık 600 milyar dolar dolayında bir tekstil pazarı bulunduğu belirtilen raporda, Türkiye'nin bundan aldığı payın yüzde 3.8 dolayında olduğu belirtildi.

Türkiye'nin hazır giyim ihracatında Dünya dördüncüsü, tekstilde ise dünya 7.si olduğu belirtilen çalışmada, küresel krizle birlikte bu sıralarının dahi tehlikede olduğu vurgulandı. Böyle bir ortamda tekstil sektörüne olumsuz bakışın rekabetçi bir alanda sektörün tamamına zarar vereceği belirtilen Öz İplik-İş raporunda, "Bütçe açıklarını, kaynakların yetersizliğini, başta vergi gelirleri olmak üzere kamu gelirlerindeki düşüşü ileri sürerek teşviklerden vazgeçilmesini iddia edenlerin bir kısmının ufuk darlığı, sadece tekstil sektörünü değil ülke ekonomisini de olumsuz etkiliyor" denildi.

Raporda, emek yoğun sektörlerin önemi vurgulanırken, işsizliğin ekonomik ve sosyal maliyetlerine ilişkin bir çalışmaya da yer verildi. Buna göre, Türkiye'de ilköğretim süresince bir öğrencinin kamuya yıllık maliyeti 2 bin 250 TL olarak tahmin edildi. İlköğretim süresince kamudan yaklaşık 18 bin TL, ailesinden ise sadece okul ihtiyaçları için 7 bin 455 TL harcanan bir öğrenciye 25.4 bin TL "yatırım" yapılıyor. Lise sonunda bu "yatırım" tutarı 38.4 bin TL'ye, üniversite sonunda ise 78.4 bin TL'ye ulaşıyor.

Öğrencilerin kurs ücretlerinin dikkate alınmadığı belirtilen raporda, TÜİK işsizlik verileri içindeki öğrenim durumuna göre işsizlik verileriyle bu rakamlar kullanılarak, eğitim hayatlarının sonunda işsiz kalan kişilere yapılan ve sonuçta verime dönüşmeyen toplam "yatırım" 111 milyar 878 milyon TL olarak hesaplandı.

İşsiz olan kişilerin, yeşil kart vb. sosyal yardımlar, sosyal güvenlik ve vergi ödenmemesinden kaynaklı açık ve kayıplar dahil edildiğinde ciddi bir ekonomik kaybın bulunduğu belirtilen raporda, toplumsal olarak da sorunlu bir alanın ortaya çıktığı belirtildi.

İşsizliğin ekonomik ve sosyal olarak toplumda yarattığı erozyon ve güven kaybı yanında genel ekonomik verimsizliği de doğurduğu kaydedilen raporda, emek yoğun sektörlerin sürekli olarak desteklenmesinin ekonomik olduğu kadar sosyal olarak da toplumu rahatlatacağı belirtildi.

Öz İplik-İş raporunda, "İşsizliğin sıfır olmayacağı ortadadır ancak 2.8 milyon işsizin asgari ücretli olarak çalıştığı bir ortamda, kamunun vergi ve sigorta primi geliri 13.7 milyar TL seviyesine ulaşacak. İşsizlikle mücadele etmek, yatırımları teşvik etmek kamu kaynaklarının harcanması değil, kamu yatırımıdır" ifadesine yer verildi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir