İşsizlikte kriter önemli!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANTALYA'dan / Seda TUZLU

antalya@dunya.com

Bir tarafta iş arayan milyonlarca kişi, diğer tarafta eleman arayan binlerce şirket…

Hal böyleyken bile işsizliği konuşan bir ülkeyiz maalesef. İşsizimiz de var, işçi arayanımız da, kocaman işsizlik rakamımız da…

'Türkiye'de işsizlik yok, iş beğenmeyen bir topluluk var' cümlesinin beynimize kazındığı tartışmasız… 'İş beğenmeyen işsiz topluluğunu' hayatıma dahil ettiğim 9 ayın ardından; o genç insanların iş beğenmeyen olarak adlandırılmasına karşılık verecekleri bir cevap var mıdır diye soruyorum ekibimize dahil edecek bir kişi için görüştüğüm onlarca gence. Olmaz mı hiç? Elbette var! Onlar iş beğenmiyor değil ki! Sadece masa başı bir iş istiyorlar. Uzun soluklu kariyer hedeflerinin ilk durağı için masa önemli tabi! Şık bir masa, seri çalışan son model bir bilgisayar, olur ya ararsa birileri onları ofisten, kendilerine telefon bağlayacak bir sekreter de olursa fena olmaz… Telefonla dahili çevirip bağlanacakları bir mutfak da varsa değmeyin keyiflerine. Günün her saati tost, çay ve kahve servisi yapan bir mutfak kariyer hedeflerine ait hayallerinde son nokta.  E yani, böyle işler var da çalışmıyor mu gencimiz?!

Ziyaret ettiğimiz hemen her iş adamı, sohbet istihdama geldiğinde, ziyaret sonrası şu veya bu departmanda çalıştıracak eleman aradığını söylüyor ve ekliyor: "Yönlendireceğiniz kişi gerçekten çalışacak, gerçekten genç, gerçekten yetiştirmeye değer bir eleman olsun"...

Gerçekten genç tanımlaması kısa bir an düşündürüyor beni. 9 ay içinde görüşme yaptığım gençleri teker teker göz önüne getirince anlıyorum beklentiyi ve tanımın altındaki büyük manayı.

Nasıl yapsak da genç nüfusa genç olduklarını hatırlatsak?

Nereden başlasak bu önemli eyleme?

Önlerinde uzun bir gelecek olduğunu, bu maratonda çevre faktörünün birinci dereceden önem taşıdığını, bahsedilen çevrenin facebook sayfalarına her gün bir yenisi eklenen isimlerden çok uzak olduğunu nasıl söylesek de yer etse bu sözler o tazecik beyinlerde?

Onların aklına kim koyuyor üniversiteyi bitirir bitirmez mumla aranacak eleman olduklarını? Kim diyor kendinizi ağırdan alın, siz diploma sahibi, mürekkep yalamış gençlersiniz, farkınız olsun… Kariyer tanımını kim yapıyor onlara da masa ve koltuk sevdalısı bireyler haline geliyorlar? Nasıl oluyor da işe başlarken 'öğreneceklerim vardır' nezaketinden uzak, bu şirkete katacaklarım var diyebiliyorlar daha yolun başında?

Düşünün… Turizm mezunu bir genç, turizm cenneti Antalya'da yaşıyor ve Turizm Bakanı'nı tanımıyor, merak da etmiyor zaten. Turizmci kimliği ile iş aramaya koyuluyor, kendinden fazlaca emin... Turizm mezunuyum diyor göğsünü gererek, yabancı dil noksanlığı umurunda değil, bakan dediğin ne ki, nasılsa her dönem değişir, siz ona masa başı bir işten haber verin!

Hasbelkader görüştüğüm gıda mühendisi, harita mühendisi, ziraat mühendisi arkadaşlar için de masa başı kriteri iş tercihinde öncelikli madde. Özel sektörde bunu başardılar başardılar, olmadı mı, KPSS'nin canı sağ olsun. Elbet aldıkları puanla bir yerlere memur olup hayal ettikleri masa başına geçerler!

İşsizlik rakamlarına bakıp, istihdam yaratma kaygısı güden yöneticilerimiz bu derde derman arıyor, meslek edindirme kursları, üniversite sanayi işbirlikleri derken çareler üretiyor, genç işsiz nüfus ise tüm bunlardan bihaber, 'masa başı iş' hayalini kovalıyor... Yazık...

Bu konularda ilginizi çekebilir