İstanbul Barosu'ndan Ergenekon gözaltılarına tepki
Baro Başkanı Aydın, gözaltına alınanların davetiye ile çağrılmalarının mümkün olduğu halde yakalama kararıyla gözaltına alındığına dikkat çekti
İSTANBUL - İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, Ergenekon soruşturması kapsamında dün gözaltına alınanların çoğunun, belirli bir mevki, konum ve ikametgahları bulunduğunu, davetiye ile çağrılmalarının mümkün olduğunu ifade ederek, bu kişilerin, CMK'nın 145 ve bununla bağlantılı 98. maddesi atlanarak doğrudan yakalama kararıyla gözaltına alındığını söyledi.
Aydın, İstanbul Barosu Orhan Apaydın Salonu'nda baro yöneticileriyle birlikte basın toplantısı yaptı.
Bir suç oluşumuna yönelik olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmanın, bir türlü bitirilemeyen ucu açık gözaltılar ve tutuklamalarla devam ettiğini anlatan Aydın, dün gerçekleştirilen arama ve gözaltıların, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli Güvenlik Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi anayasal organların en üst noktalarında görev yapmış kişilere yönelik olmasının dikkat çekici olduğunu söyledi.
"Adeta hesap sorma, öç veya rövanş alma"
İstanbul Barosu Başkanı Aydın, aynı kanunun 98. maddesine göre ise soruşturma öncesinde çağrı üzerine ve çağrı yapılamayan şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebildiğinin belirtildiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hukuki durum bu denli açıkken ne yazık ki yapılan soruşturmada tıpkı önceki yakalama ve gözaltılarda olduğu gibi bu açık kurallara uyulmadığı, ilgili yasal düzenlemelere aykırı hareket edildiği görülmektedir. Dün gözaltına alınan kişilerin çoğu belirli bir mevki ve konumda olup, belirli ikametgahları bulunan ve davetiye ile çağrılması mümkün kişiler olduğu halde, CMK'nın 145 ve bununla bağlantılı 98. maddesi atlanarak doğrudan yakalama kararı çıkarılmış ve gözaltına alınmışlardır.
Devletin Anayasal organlarındaki sorumluluk dönemlerinde ülkenin bölünmez bütünlüğü, anayasal rejim, laik ve demokratik düzen konusundaki duyarlılıkları ile çalışmaları nedeniyle bu kişilere karşı hukukun araç yapılarak birçok kez de hukuksal gereklere yeterli özen gösterilmeden adeta hesap sorma, öç veya rövanş alma anlamına gelecek biçimde sürdürülen soruşturma, bizleri hukuk devleti ve güvenliği adına endişe sevk etmektedir."
"Bu bir gün döner kendilerini vurabilir"
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
"Yakalanan ve gözaltına alınan şüpheli ve tutuklananlarla ilgili uzun süre iddianame hazırlanmaması, kişilerin neyle suçlandığını bilmemesi, aleyhlerindeki kanıtlardan habersiz olmaları da anayasamıza ve ceza yargılaması ilkelerine aykırılık oluşturmaktadır. Belirtilen sakıncalar bir ülkenin genel uygulaması ve yasa yorumundan kaynaklandığından iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu aranmadan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılacak bir başvurunun temelini oluşturabilir. Şüpheli ve sanıklar ile ailelerinin bu konuda AİHM'e yapacakları başvuru sonrasında ülkemiz ciddi sıkıntılar yaşayabilecektir. Bu soruşturmaların gösterdiği şudur ki eğer 'Bu ülkede herkese ulaşabiliriz. Bunun için de yargıyı kullanırız' derlerse, bu bir gün döner kendilerini vurabilir"