İstanbul'daki ikinci ''KCK'' davasında 7. duruşma

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, çoğunluğu avukatlardan oluşan, 23'ü tutuklu 50 sanığın yargılandığı davanın 7. duruşması başladı. 

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmada, 21 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 11 sanık yer aldı. Yurt dışındaki baro temsilcilerinin bulunduğu 20 yabancı avukat, ülkelerinde kullandıkları cübbeleriyle duruşmaya izleyici olarak katıldı. 

Avukatlar tarafından hazır edilen 3 Kürtçe tercüman salona alınarak, yeminleri yaptırıldı. Tutuksuz sanıklar da tutuklu sanıkların olduğu bölüme alındı

Mahkeme Başkanı Mehmet Ekici, tanık İrfan Dündar hakkında daha önceki duruşmada zorla getirilme kararı aldıklarını, ancak Dündar'ın bu duruşmaya getirilemediğini söyledi.

Tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yapan tutuklu sanık Mehmet Ayata, iddianamede örgüt üyesi olmakla suçlandığını, delil olarak ev arama tutunaklarının gösterildiğini ifade ederek, ''Evimde arama yapıldı. 6 kitaba el konuldu. 6 kitap da müvekkilim olan Abdullah Öcalan'a aittir. 5 kitap Abdullah Öcalan'ın İmralı'da yaptığı savunmalardır ve bunlar mahkemeye sunulmuştur. Müvekkilimin savunmalarını okumak suç delili değildir'' dedi.

Müvekkilinin savunmasını okumasının emir alması olarak anlaşılamayacağını belirten Ayata, kanun ve yaşa dışı bir durumun bulunmadığını, bürosunda yapılan aramalarda da bir ajandaya el konulduğunu bu ajandanın da kendisinin olmadığını söyledi

Duruşmada, Ayata savunmasını yaparken tercümanın tercüme etmekte zorlandığı görüldü. Bunun üzerine Ayata, kendisinin Diyarbakır Zazacasıyla, tercümanın ise Tunceli Zazacasıyla konuştuğunu, bazı kelimelerin ve cümlelerin farklı olduğunu söyledi.

Mahkeme başkanı Mehmet Ekici de, ''İsterseniz tercümanla devam edin. İsterseniz önce Kürtçe savunmanızı yapın daha sonra kendiniz tercümenizi yapın'' dedi.

Sanık Ayata, kısa bir süre önce Kürtçe, daha sonra Türkçe kendi savunmasını yaptı. Avukatların, tercümanın sanığın savunmasını duymadığı için tercüme yapamadığını söylemesi üzerine, tercüman sanığın yanına alındı.

Duruşmada, Ayata'nın tercüman aracılığıyla savunma yapmasıyla devam ediyor.