İşte yatırımcıya yeni adres
Hisse senedi: Uzmanlara göre bankacılık hisseleri ile yükselen ve 100 bin sınırına yaklaşması beklenen BIST'te temettü verimi yüksek hisseler alınabilir.
Gayrimenkul: Uzun vadeli bakış açısıyla varlık fiyatları yükselmeye devam edecek. Yatırımcılar, gayrimenkul yatırımını da düşünebilir.
Tahvil: Negatif reel faiz ortamı için TÜFE'ye endeksli tahvilleralınabilir. Ayrıca bilançosu kuvvetli şirketlerin ihraç ettiği özel sektör tahvilleri de bir seçenek.
Jülide Y. GÜRDAMAR
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Moody's'den yatırım yapılabilir not beklentisini satın alan finansal piyasalar, not artırımın hangi tarihte geleceği üzerine bahis oynuyor. Çeşitli tarihlerin konuşulduğu bu süreçte; Borsa İstanbul endeksi rekor üzerine rekorlar kırarken, faiz de ilk kez yüzde 5'in altına inerek tarihi seviyelere geriliyor. Bu gelişmeler ışığında ise yatırımcılar açısından en önemli faktör paranın adresi oluyor. Yatırımcının gündemindeki; Borsa Endeksi'ndeki yükseliş sürer mi? Faizlerdeki düşüş kalıcı mı? Paramı nereye yatırmalıyım? sorularını uzmanlara sorduk.
Tasarruflar mevduata park etmiş durumda
Bankacılara göre piyasada negatif reel faiz, uzun bir zaman hayatımızın bir gerçeği olacak. Bu durumda yatırımcı açısından faizden para kazanarak enflasyonu yenmek gün geçtikçe zorlaşacak. Global merkez bankalarının adımları da düşük faiz ortamının devam edeceği sinyalini verirken yatırımcılar ne yapmalı sorusunu uzmanlara sorduk. Ekonomistlere göre faiz diyerek ısrar eden yatırımcının önündeki ana tercih TÜFE'ye endeksli tahviller ve Hazine tahvillerinden daha fazla getiri sağlayan özel sektör tahvilleri. Türk yatırımcısının tasarrufları mevduata park etmiş durumda ama bundan sonraki süreçte getiri odaklı yatırımcı için farklı arayışlar gerekecek. Analistlerin öneri listesinin tepesinde ise hisse senetleri piyasası var. Endeks dün 89 bin puanın üzerinde hareket ederken yılbaşından beri getirisi yüzde 14'ün üzerini işaret ediyor. MSI'a göre de BIST Filipinler'den sonra en çok kazandıran ikinci borsa konumunda.
Yatırımcı hangi adrese yönelmeli?
Uzmanlar, şimdiye kadar bankacılık hisseleri öncülüğünde yükselen BIST'te bundan sonra sanayi hisselerinin de öne çıkacağını söylerken yatırımcılara temettü verimi yüksek hisseleri öneriyor. Endekste hedef seviyesi ise 96 bin puanlar gösteriliyor. Bu arada hisse senedini riskli gören yatırımcıya ise yatırım fonları öneriliyor. Daha uzun vadeli yatırım arayanlara ise uzmanların öneri listesinin tepesinde gayrimenkul var.
Cuma günü yüzde 5'in altını deneyen hatta yüzde 4.90'ları deneyen bono bileşik faizi dün yeniden yüzde 5'in üzerine yükselse de uzmanlar MB'nin faiz indirim beklentilerinin ve yabancı yatırımcının alım desteğiyle faizin yeniden yüzde 5 düzeyinin altını görebileceği yorumlarını yapıyor. Öte yandan, her ne kadar şimdilik yatırım aracı olarak görülmese de; bu yıl yüzde 25 devlet katkısı gelen Bireysel Emeklilik Sistemi'nin de (BES) akılların bir kenarında durması gerekiyor. Görüşlerine başvurduğumuz ve yukarıdaki önerilerde bulunan ekonomistler, bulundukları tavsiyelerin bu piyasa şartları için geçerli olduğu ve gündemle beraber önerilerin de değişkenlik gösterebileceği konusunda uyarıda bulundular.
Altınının da doların da büyüsü bitti
Son 2 aylık dalgalanmaya kadar yatırımcının yıldızı olan altının ise büyüsünün bittiğini düşünen analistlere faiz bu kadar düşük giderken yatırımcı açısından dövizin bir alternatif olup olmayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Döviz alıp, kenara koyup beklemek kolay değil. Merkez Bankası kurda da volatiliteye izin vermeyeceğini açıkladı. Dövizde Türk yatırımcısı açısından bakıldığında artık bakılmaması gereken yatırım araçlarından biri." Bir bankacı da global piyasalarda düşük faiz ortamı daha uzun süre esecek diyerek döviz yerine kısa vadeli bono almanın daha cazip olacağını kaydetti.
8 Mayıs'tan önce not artırımı bekleyen yok
[PAGE]
8 Mayıs'tan önce not artırımı bekleyen yok
Piyasanın en büyük beklentisi Türkiye'nin ikinci bir kredi derecelendirme şirketinden bir yatırım yapılabilir notu daha alması. Piyasada şu anda iki tarih öne çıkıyor. Bunlardan biri 8 Mayıs. Bazı analistler PKK'nın çekilme süreci için verdiği bu tarihin hemen akabinde Moody's'in notu artıracağını düşünüyor. Bir grup analist ise ikinci not artırımı için 16 Mayıs'ı işaret ediyor. Bu tarihin önemi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşecek olmasından kaynaklanıyor. Ama bir grup analist var ki PKK çekilme süreci, Türk-Amerikan ilişkilerinin dışında kredi derecelendirme kuruluşlarının cari açık performansına da bakacağı beklentisini taşıyor. Bu da not artırımı beklentisini yılın üçüncü çeyreğinden sonraya taşıyor. Ama şimdilik herkesin üzerinde anlaştığı beklenti 8 Mayıs'tan önce not artırımı gelmeyeceği yönünde.
Reel kur endeksi faiz indirimi beklentisini kuvvetlendirdi
TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi nisan ayında TCMB'nin politika faizi tepkisi vereceğini söylediği 120 seviyesini aştı. TCMB tarafından açıklanan veriye göre endeks Nisan ayında 121.1 değerini alırken Mart ayı için daha önce 119.95 olarak açıklanan değer ise 120.27 olarak revize edildi. Reel Efektif Kur endeksinde 121.1 seviyesi Ocak 2011'den beri en yüksek değeri işaret etti. TCMB Başkanı Erdem Başçı, daha önce yaptığı konuşmalarda kur konusunda kayıtsız kalmayıp aşırı dalgalanmayı yumuşatmayı tercih etmeye devam ettiklerini, reel efektif kur endeksinin yeniden 120'nin üzerine çıkması halinde TCMB'nin de yeniden ölçülü bir politika faiz indirimini araç olarak kullanabileceğini söylemişti. Analistler, bu seviyenin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.5 ile oldukça kuvvetli bir değer kazancına işaret ettiğini kaydederek "Geçtiğimiz dört aya baktığımızda da, endeksin son iki aydır yükselişte olduğunu görüyoruz. Merkez Bankası'nın daha önce yaptığı açıklamalar dikkate alındığında hem politika faizinde hem de koridorun alt ve üst bantlarında bir faiz indirimi bekliyoruz" yorumunu yaptı. Eğer piyasa beklentileri paralelinde 50 baz puan faiz indirimi olursa politika faizi yüzde 5'ten yüzde 4.5'e gerileyecek. MB Başkanı koridordaki aralığı koruyacakları mesajını verirken bu durumda alt bant yüzde 3.5'e üst bant ise yüzde 6.5'e inecek.
Spekülatörler altın pozisyonlarını artırdı
[PAGE]
Spekülatörler altın pozisyonlarını artırdı
ABD'de vadeli işlemler komisyonu tarafından yayımlanan verilere göre, döviz spekülatörleri 30 Nisan itibariyle altının değer kazanacağını öngören pozisyonlarını artırırken, doların değer kazanacağına yönelik pozisyonlarını azalttı. Commodity Futures Trading Commission (CFTC) tarafından cuma günü açıklanan haftalık veriye göre, 30 Nisan'da sona eren haftada opsiyon ve vadeli sözleşmelerden oluşan net uzun pozisyon sayısı 8,594 kontrat artarak 54,762 kontrata yükseldi. Söz konusu dönemde altın fiyatları yüzde 4.5 yükselmiş olsada, net uzun altın pozisyonları Aralık 2008'den bu yana en düşük seviyeye yakın düzeyde bulunuyor. Yine aynı haftada net uzun dolar pozisyonları 24.94 milyar dolardan 24.49 milyar dolara geriledi. Bir menkul kıymetin değer kazanacağını öngörerek alınan pozisyonlar uzun pozisyon, değerinin azalacağını öngörerek alınanlar ise kısa pozisyon olarak adlandırılıyor. CFTC verileri, analistler tarafından vadeli işlemler piyasası hakkında gösterge olarak kabul ediliyor.
UZMANLAR
Reel faiz ortamı uzunca bir süre devam edecek
Ali İhsan Gelberi - Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Direktörü: Nominal ve reel faizler tarihi düşük düzeylerde bulunuyor. Daha önceki yıllarda da, reel faizler bazen negatif olsa bile bu sürdürülememişti. Ancak bu sefer durum farklı. Faizlerin bu kadar hızlı düşmesinde Türkiye'ye özel beklentiler de etkili olsa bile ana neden global durum. Gelişmiş ülkelerde, büyüme sorunu, Merkez Bankaları tarafından piyasaya verilen paranın reel sektör yerine finansal piyasalara gitmesi gibi nedenler, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere sermaye akımını güçlendiriyor. Bu durumda negatif reel faiz ortamının kısa sürmeyeceği, uzunca bir süre devam edeceği gözüküyor. Yatırımcılar açısından, reel faizin negatif olduğu ortamda çok fazla yatırım alternatifi kalmıyor. Reel faizi pozitif olan uzun vadeli özel sektör tahvilleri ve hisse senedi piyasası bu dönemde alternatifler arasında. Profesyonel yardım almak suretiyle bu alanlara yatırım yapılabilir. Reel faiz ortamının sürmesi durumunda, Türkiye'de zaten düşük olan tasarruf hacmi daha da düşecektir. Bir kısım tasarrufların ise konut piyasasına ve tüketime kayması kaçınılmaz olacaktır. Bu arada, kısa vadede not artışı bekliyorum
TÜFE'ye endeksli tahviller cazip
Erkin Işık - TEB Stratejisti: Faizlerde son dönemdeki düşüşte daha çok global gelişmeler rol oynadı. Gelişmiş ülkelerden gelen zayıf veriler, daha fazla parasal genişleme adımlarının yakında gelebileceğini düşündürdü. Bu doğrultuda, bütün dünya merkez bankaları faiz indirimine giderken, TCMB de bunun kurlar üzerinde değerlenme baskısı yapmasını önlemek için kendi faizini indirdi. Buna karşın, ABD'de geçen hafta açıklanan tarım dışı istihdam artışı, işlerin sanıldığı kadar kötü olmadığını düşündürüyor. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde parasal genişleme adımlarına yönelik beklentilerin geri alınmasının olası olduğunu düşünüyoruz. Bu da özellikle kısa vadeli faizler üzerinde bir miktar yukarı yönlü baskı yaratabilir. REEL kur endeksinin halen 120 seviyesinin üzerinde bulunması, daha fazla faiz indirimini gündemde tutsa da, önümüzdeki dönemdeki kararlar global gelişmelere daha bağlı olacaktır. 1 yıllık swap faizlerinin % 4'e yakın seviyesi, halihazırda 75-100 bir indirimin fiyatlarda olduğunu düşündürmektedir ki bu ölçüde bir indirimin düşük ihtimal olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de sabit getirili menkul kıymetler yerine, TÜFE'ye endeksli tahvillerin daha cazip olduğunu düşünüyoruz.
Likidite çok, kazanç yok
[PAGE]
Likidite çok, kazanç yok
Atılım Murat - TOBB ETÜ Öğretim üyesi: Bol likiditeye rağmen, piyasalardan para kazanmak giderek zorlaşıyor. Merkez bankalarının piyasaların işleyişine bu kadar karışmaları yatırımcıların işini kolaylaştırmıyor. Riskleri artırıyor. Uygulanan gevşek para politikaları, hisseleri destekliyor. Ancak açıklanan ekonomik veriler, hisse senetlerinin yükselişi ile bir paralellik taşımıyor.
Yatırımcıların önünde fazla opsiyon yok. Dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de reel faiz negatif. Negatif faiz ortamı uzun süre devam edebilir. Türk Lirası bir yıldır aynı seviyelerde. Sadece TL için değil, diğer paralarda da kar potansiyeli sınırlı olabilir. Çünkü bütün merkez bankaları kurlara müdahale ediyor. Reel efektif kur endeksi de hedefin üzerine çıkmışken, TL'nin daha fazla değerlenmesi istenmez. Mevcut ortamda hisse senetleri güçlü kalmaya devam edebilir. Bankacılık hisseleri borsa endeksini zirveye taşıdı. Bundan sonraki dönemde sanayi şirketleri öne çıkabilir. Ekonomi yönetimi, yılın ikinci yarısında para politikasına ek olarak maliye politikasını devreye sokabilir. Altın toparlanmaya çalışsa da, yeni bir yükseliş trendinin başlaması zaman alabilir. Hisse senedi ve tahvil-bono ağırlıklı bir portföyden başka bir çare gözükmüyor. Güçlü bilançoya sahip şirketlerin tahvilleri düşünülebilir. Bunların dışında agresif yatırımcı yüzde 20, muhafazakar yatırımcı yüzde 10 civarında altın tutabilir.
Faiz düşük, mevduat cazip değil parası olan hisseye yönelsin
Tufan Cömert-Garanti Yatırım Stratejisti: Faizlerdeki düşüşün sürmesi için en önemli kriter global tarafta özellikle reel faizlerde artış görülmemesi. Dünyada büyüme tarafında bir kaygı ortaya çıktı. Bu nedenle Merkez Bankaları bol likidite ve düşük faiz ortamına devam etmek zorundalar. Bu da dünyada faizi görece yüksek ülkeleri ön plana çıkartıyor. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan, faizin yüksek olduğunu söylemişti. Bu anlamda gelişen ülke tahvillerini incelediğimizde; 23 ülke arasında Türkiye iki yıllık yerel para cinsinden faizlerde 4-5'nci sırada bulunuyor. Yani nominal faizler hala yüksek. Not artırımı ile beraber faizlerin düşmesini bekliyoruz. Gösterge faizlerin yüzde 4.5-4.7 bileşiklere düşmesi muhtemel. Bu arada Türkiye'de faiz yüksek ama enflasyon da yüksek. Dolayısıyla faizin yüzde 5'lerin altında kalıcı olması için enflasyonun da en azından yüzde 6'lar civarında istikrar kazanması gerekiyor. Bu arada emtia fiyatları da yakından takip edilecek. Tüm bu gelişme ve beklentilere paralel paranın adresi olarak hisse senedi ön plana çıkıyor. Faiz düşük, mevduat cazip değil. Dünyada hisse senedi piyasaları Borsa İstanbul gibi rekor kırıyor ve yeni rekorlar bekliyoruz. Yılsonu için endeks hedefimiz 96 bin. Yatırımcılar hikayesi olan, temettü verimi yüksek olan hisseleri seçebilir. Hisseden sonra ise özel sektör tahvilleri de cazip olabilir. Gayrimenkul piyasası ise 5-10 yıllık süreçte dünyada ciddi bir yatırım enstrümanı olacak. İstanbul'da nasıl fiyatlar yükseliyorsa, Londra'da da gayrimenkul fiyatları yükseliyor. İnsanlar somut şeylere yatırım yapmak istiyorlar. Altın ise son gelişmeler sonrasında büyüsünü yitirdi. Ama yatırımcı ısrarla altın almak istiyorsa; yurtdışında altın opsiyonlarını tercih edebilir.
Not artırımı sonrasında kar realizasyonu gelebilir
[PAGE]
Not artırımı sonrasında kar realizasyonu gelebilir
Gülay Elif Girgin - Ata Yatırım Başekonomisti: Hem Türkiye'de hem de global ortamda düşük faiz ve bol para ile birlikte Türkiye rekor düşük faiz ortamı ve diğer yandan bunun bir anlamda yansıması olarak da BİST'de her gün rekor üzerine rekor seviyeler görüyor. Küresel likidite ve küresel büyüme dinamiklerindeki zayıf görünümün zorunlu kıldığı düşük faiz ortamı tüm gelişmekte olan ülkeleri desteklediği gibi Türkiye'yi de destekliyor. Fakat diğer yandan Türkiye not artırım beklentisi ile diğer ülkelerden pozitif ayrışmaktadır son dönemde. Özellikle Moody's den gelmesi beklenen ikinci not artışı ile birlikte Türkiye yatırım yapılabilir statüsüne ulaşacaktır. Biz Ata Yatırım olarak Ocak ayında yayınladığımız raporumuzda henüz barış sürecine ilişkin gelişmeler yaşanmadan önce Türkiye'nin 2013 yılı içerisinde yatırım yapılabilir ülke statüsüne yükseltileceğine dair görüşümüzü yatırımcılarımızla paylaşmıştık. Fakat sonrasında bu süreci hızlandıran politika tarafından gelişmelerle not artışını beklediğimizden daha yakın bir zamanda görme ihtimalimiz artmış görünüyor. Bu anlamda yaz ayları ya da sonbahar başlangıcında böyle bir gelişmeyi görebiliriz. Bir anlamada, not artışı olana kadar hem faiz hem de BİST tarafında yeni rekorlar görme ihtimalimiz var arada küçük düzeltmelerle beraber fakat belirtmek gerekir ki beklenti gerçekleştikten sonra sermaye piyasalarında genel bir kar realizasyonu göreceğimizi de beklentilerimiz içerisinde bulundurmalıyız.
Alımlar sanayi hisselerine yayılabilir
Ozan Gökler - Yapı Kredi Portföy Yatırım ve Kantitatif Analiz Bölüm Müdürü: Yüzde 5 seviyesinin gösterge faizde bir taban oluşturacağını düşünüyoruz. Burada kısa ve orta vadede yatay bir seyir görülebilir. Mevcut enflasyon trendinin, orta vadeli hedef olan yüzde 5'e yakınlaşabileceği gözlemleniyor. Bu durum da faiz üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sınırlıyor. TCMB'nin Enflasyon Raporu'nda üzerinde durduğu bir gösterge olan Finansal Koşullar Endeksi'nin yukarı yönlü seyri devam ediyor. Sermaye girişleri endekse en fazla pozitif katkıda bulunan değişken statüsünde. Bu doğrultuda kur üzerinde aşağı yönlü baskı da devam ediyor. Ancak tabii TCMB, Türk Lirası'ndaki değerlenmeyi sınırlı tutmaya çalışıyor. Girişlerin devam ettiği dikkate alındığında, TCMB'nin bu politikasının devam etmesini bekleyebiliriz. Mevcut ortam hisse senetleri piyasası için cazip olduğundan öncelikle bankacılık sektöründe yoğun alışların olduğu gözlemleniyor. Önümüzdeki günlerde alımlar sanayi tarafına da yayılabilir.
Yıllık mevduatta kazanmak mümkün
Sengül Dağdeviren - ING Bank Başekonomisti: Faizlerin düzeyi büyük oranda küresel ekonomide devam eden kriz ortamına bağlı düşük faiz ortamı ve parasal genişlemenin bir sonucu demek sanırım yanıltıcı olmaz. Tabii bir de buna TCMB'nin 2010 sonundan bu yana geliştirdiği makro ihtiyati yaklaşımı da içeren çok araçlı esnek para politikasını eklersek bugünkü resmi büyük oranda açıklamış oluyoruz. Dolayısıyla sermaye girişleri devam ettiği sürece Türkiye'de faizlerin düşük kalmasını beklemek doğru olacaktır. Çünkü para politikası böyle bir ortamda kurun aşırı değerlenmesine ve kredilerde aşırı büyümeye izin vermemeye odaklanıyor ve bu da düşük faiz politikasının devamını gerekli kılıyor. Bu politika bir kriz dönemi politikası özünde, dolayısıyla ancak küresel ekonomide büyüme kaygıları kalıcı olarak azaldıkça, parasal genişlemede sona yaklaşıldıkça daha sürdürülebilir düzeylere kademeli bir yükseliş göreceğiz, tabii bunun mümkün olduğunca kademeli olması da öngörülebilirlik ve reel ekonomiye etkileri açısından kritik önem taşıyor. Diğer bir deyişle bugün mevcut negatif reel faiz ortamında tüketimi ve/veya reel yatırımların aşırı şişmemesinin nedeni de genel olarak güven ortamının kalıcı olarak oluşmamış olmasına, yani belirsizliklerin sürmesine bağlı. Böyle bir noktada tasarruf sahipleri açısından biraz daha uzun vadeli cazip yatırımlara yönelmek iyi bir alternatif olabilir. Nitekim ekonomi politikasında da bunun teşvik edildiğini açıkça görüyoruz, bireysel emeklilikte devlet katkı payının uygulanmaya başlanmasının yanı sıra 2012 sonunda alınan kararla mevduatlarda vadeye göre stopaj farklılaştırması yapıldı. Şu anda 1 yıldan uzun vadeli TL mevduat faiz oranı (TCMB verilerine göre, 19 Nisan itibarıyla) %7.31 düzeyinde ve stopaj oranı %10 ile 6 aya kadar vadede olanlara göre %5 puan daha düşük (aynı veri setine göre 1 aya, 3 aya ve 6 aya kadar vadeli mevduat faiz oranları sırasıyla %5.59, %6.95 ve %7.17, stopaj oranı %15. Önümüzdeki 12 aylık dönemde enflasyonun 1 yıllık mevduat faizinin altında kalma olasılığının yüksek olduğunu da düşünecek olursak aslında bu olağanüstü küresel ortamda bile tasarrufların reel olarak korunabileceğini söyleyebiliriz. Küresel ekonomide olağanüstü parasal koşullar devam ettiği sürece herkesi n önceliği "sürdürülebilirlik ve var olanı korumak" olmak zorunda gibi görünüyor, politika yapıcılar açısından da varlık fiyatlarında balonların veya şişkinliklerin oluşmamasını sağlamak önemini koruyor.