”İstifa, aklanmaya yönelik bir hamle”
Okay, Sakarya Milletvekili Dişli'nin, AKP'deki görevlerinden istifasını 'şekilsel, samimiyetsiz' olarak nitelendirdi
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nin, AKP'deki görevlerinden istifasına ilişkin "Şekilsel, samimiyetsiz, AKP'yi işin içinden sıyırmaya ve Dişli'nin siyasi iktidar olanaklarıyla aklanmasına yönelik bir hamle" değeerlendirmesinde bulundu.
Okay, "Köşeye sıkışan AKP, Dişli kamburundan zarar görmemek için elinden istifasını aldı" dedi.
Okay, Şaban Dişli'nin, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yürütme Kurulundaki (MYK) görevlerinden istifasını, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Dişli'nin 1 milyon dolar karşılığında iş takipçiliği yaptığını, 11 Ağustos'ta belgeleriyle açıkladığını ifade eden Okay, bunun ardından AKP'nin, Dişli'ye kurumsal desteğini sürdüğünü söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu süreçte, Rize konuşması dışında, suskunluğunu koruduğunu belirten Okay, "Ancak, baktı ki, minare kılıfa sığmıyor, Kasımpaşalılıkla bu işler yürümüyor. CHP'nin belgeli suçlamalarından, 22 gün sonra, Dişli'yi, MYK ve MKYK üyeliklerinden istifa ettirdi. Köşeye sıkışan AKP, Dişli kamburundan zarar görmemek için elinden istifasını aldı" diye konuştu.
Suha Okay, "Dişli yolsuzluğunun" organize bir yolsuzluk olduğunu öne sürerek, "Yolsuzluk üçgeninin bir ayağının, şekilsel olarak parti yönetiminden uzaklaştırılması, organize bir şekilde işlenmiş bir suçun diğer ayaklarını aklar mı? Başbakan yolsuzluk üçgeninin diğer ayaklarını da belediye başkanlıklarından istifa ettirecek mi?" diye sordu. Okay, "organize işlerin" Ankara ayağının, halen AKP'de milletvekili olduğunu, İstanbul ayağına ise hiç dokunulmadığını söyledi.
"Yüreği yetiyorsa, milletvekilliğinden istifa eder"
CHP'li Okay, Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a, bu rüşvet olayını araştırmak için herhangi bir girişimde bulunup bulunmadıkları sorusunu yöneltti. Dişli'nin, "Suçu mahkemelerce sabit olmadıkça herkesin masumiyeti esastır" açıklamasına işaret eden Okay, bir milletvekilinin, dokunulmazlığı kalkmadan mahkemelerde yargılanamayacağını bildirdi. Okay, Dişli'nin, "Şeref ve haysiyetine yönelik ağır iftiralar karşısında hukuk önünde daha güçlü bir mücadele vermek" amacıyla partideki görevlerinden istifa ettiğini açıkladığını anımsatarak, "Hukuk önünde mücadele edeceğim diyen, yüreği yetiyorsa, önce milletvekilliğinden istifa eder. Anlaşılıyor ki, Dişli milletvekili sıfatının arkasına saklanarak, hukuk önünde güçlü mücadele vermek istemektedir" dedi.
Dişli'nin, CHP'ye karşı hukuk mücadelesi vereceğini söylediğini belirten Okay, belgeleri yanıtlayamayanların, CHP ile nasıl bir hukuk mücadelesi vereceğini merakla beklediklerini ifade etti.Okay, konuşmasında Başbakan Erdoğan'a şu soruları yöneltti:
"Dişli olayını araştırmak için parti içinde bazı yetkilileri görevlendirdiniz mi? Eğer Sayın Bekir Bozdağ ya da başka bir yetkili görevlendirildiyse, raporda hangi tespitler vardır? Bu tespitler, Dişli'nin lehindeyse, neden istifası kabul edildi? Eğer aleyhindeyse, neden Dişli AKP'den ihraç edilmedi? Dişli'nin kurucu üye olduğu zamanki mal varlığı ile şimdiki mal varlığı arasında açıklanamayacak bir artış var mı?"
"AKP defolu bir partidir"
"Sayın Başbakan samimi olsa, Turgut Özal'ın, Bakan Özdağlar'a yaptığı gibi Dişli'nin dokunulmazlığını kaldırarak adalete teslim eder" diyen Okay, Dişli'nin, kamuoyunun bilmediği ve ilgilenmediği MKYK ve MYK üyesi gibi sıfatlarından istifa etmesinin, hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini, halen AKP milletvekili olduğunu söyledi. Dişli'nin istifasını, "Şekilsel, samimiyetsiz, AKP'yi işin içinden sıyırmaya ve Dişli'nin siyasi iktidar olanaklarıyla aklanmasına yönelik bir hamle" olarak değerlendiren Okay, "Asla Türkiye'de temiz toplumun, temiz siyasetin yolunu açmak için yapılmış bir girişim değildir. AKP Dokunmayın Şaban Dişli'me demiştir. AKP defolu bir partidir. Dişli'nin, AKP milletvekili olarak siyaset yapmaya devam etmesine izin verilmesi, bu defoyu ortadan kaldırmaz" diye konuştu.
Almanya'da Deniz Feneri Derneği yöneticilerinin yargılanmasının ve RTÜK Başkanı Zahit Akman'a yönelik iddiaların anımsatılması üzerine Okay, bunun çok büyük bir "vurgun ve soygun" olduğunu ifade etti. Okay, "Dilerim, Almanya'nın gösterdiği duyarlılığı, Deniz Feneri'nin Türkiye ayağı için de bu siyasal irade gösterir. Bunun içinde yer alan kişiler, bunun bedelini öderler, RTÜK Başkanı dahil" dedi.