İstihdam için gemi inşa sanayiine özel önem verilmelidir

Dr. Mustafa TURHAN / Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Denizcilik sektörü denince, hizmetler sektörü içersinde bir alt sektör olarak yer alan “denizyolu taşıma sektörü” ve imalat sanayi sektörü içersinde bir alt sektör olarak yer alan “gemi inşaat sanayi” akla iki şey gelir. Emek-yoğun teknolojiye sahip gemi inşaat sanayi, GSYİH için yüksek katma değer oluşturup istihdam için büyük önem taşır. Bu sektörde yan sanayi de dahil 200 bin kişi ekmek yemekte, yurtdışına satılan gemilerle ve yurtdışından gelen gemilere verilen bakımonarım hizmetleriyle de döviz kazandırmaktadır. Öyle ki, 1996 yılında 65 milyon dolar olan gemi sanayi ihracatı 2008’de 2.6 milyar doları bulmuştur.

Uluslararası piyasalarda oluşan finans krizi, geçmişten gelen birikmiş sorunlar ve alınmasında geç kalınmış kararlar ile bu sanayimizin sıkıntı ve problemlerinin çözümünde geç kalınmamalıdır. 2008’de 6.5 milyon dwt olan gemi siparişi 2.5 milyon dwt civarına inmiş, 68 adet gemi inşaatı ile ilgili sözleşme iptal edilmiştir. 2008’de tersanelerdeki 37 bin işçi sayısı 9 bin işçiye düşmüş, 20 binin üzerinde çalışan işinden olmuştur. Peki, ne olmuştur da bu sektör bu duruma gelmiştir? Alpaslan, Anadolu’yu fethettikten sonra, iç Anadolu’ya doğru fetihlerine devam eden Türkmen beylerinden biri olan Çaka Bey, İzmir Beyi olarak bölgede tersane inşa edip Türk denizcilik tarihinin başlangıcı olan 1081’de 50 parçalık ilk Türk donanmasını yapmıştır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı 1. Gıyaseddin Keyhüsrev (1192-1196) Antalya’da, I. Alâeddin Keykûbat (1220- 1237) Alanya’da, Osmanlılar’ın ilk döneminde Candaroğulları Beyliği’nin Sinop’ta, Karesi Beyliği’nin Edincik’te, Aydınoğulları Beyliği’nin Selçuk ve Birgi’de, Aydınoğulları Beyliği’nin İzmir’de tersaneleri olduğu ve buralarda yapılan gemilerle askeri seferlerle fetihlere girişildiği ticaret yapıldığı bilinmektedir. Osmanlı Beyliği ilk tersanesini 1334’de Karamürsel’de kurulmuş daha sonraları İzmit ve Gelibolu tersaneleri inşa edilmiştir.

İstanbul’un fethinden sonra, 1455’te Kasımpaşa’da Tersane-i Amire- İstanbul Tersanesi kurulmuştur. Bu tersane bu gün Haliç Tersaneleri diye bilinen Haliç, Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri’ni kapsamaktadır. I. Selim Han (1512-1520) zamanında Haliç, Sultan I. Süleyman Han (1520-1566) zamanında Süveyş ve zamanla Rusçuk, Birecik tersaneleri geliştirilerek hizmete sokuldu. 1861’de Şirket-i Hayriye Hasköy Tersanesi‘ni kurup, 1884 yeni bir kızak, 1910’da başka bir

kızak ve atölyeler eklenerek büyütmüştür. 1912’de Fransızlar tarafından İstinye’de bakım onarım işleri için bir tersane kurulmuş ve 1938’de devlet tarafından satın alınmıştır. 1991 çevre kirliliğine sebebiyet veriyor gerekçesi ile sökülmüştür Cumhuriyet Dönemi’ne gelindiğinde, gemicilik ve deniz taşımacılığının önemi bizzat TBMM’nde 01 Kasım 1927’de Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir“ sözleri ile vurgulanmış ve sektörde ciddi yatırımlar başlatılmıştır.

1924 yılında Gölcük Tersanesi’nin temelini oluşturan 25 bin tonluk yüzer havuzun inşasına başlanmış ve havuzun ilk bloğu 11 Ekim 1926 tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın katıldığı bir törenle denize indirilmiştir. İşte o gün, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi kuruluşlarından biri olan tersanemizin doğum günü olarak kabul edilmektedir.

Pendik Tersanesi, 1938 yılında düşünülmüşse de araya 2. Dünya Savaşı‘nın girmesi ile yarım kalmış, 1969’da temeli atılarak bir kuru havuz inşaatına başlanmış ve Temmuz 1982 senesinde hizmete girmiştir. Tuzla-Aydınlı Koyu Eylül 1969 tarih ve 6/12421 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile gemi inşa ve onarımı amacıyla ve gemi inşaatında yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile uygulanmasının sağlanması için özel sektöre tahsis edilmiştir. Günümüzde İstanbul Pendik ve Taşkızak Tersaneleri ile İzmir Alaybey Tersaneleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı‘na devredilmiştir.

Tuzla’da 51, Yalova’da 19, Zonguldak’ta 9, İzmit’te 9, Trabzon’da 8, Çanakkale’de 2, Ordu’da 1, Samsun’da 1, Kastamonu’da 1, Sakarya’da 1, Adana’da 1, Hatay’da 1 adet olmak üzere 104 tersane faal olarak ama kapasitelerinin çok altında hizmet vermektedir. Ayrıca, Yalova’da 31, Samsun’da 8, Çanakkale’de 6, Adana’da 6, Zonguldak’ta 4, Kastamonu’da 2, Sinop’ta 1, Mersin’de 1 olmak üzere 64 tersane yatırım aşamasındadır.

Bu göstergeler uluslar arası durumla mukayese edilirse hiç de iyi değildir. Çünkü dünya gemi inşaatı içersindeki payımız yüzde 0.7‘dir. Uluslararası piyasalarda 350 bin dwt’luk gemiler inşa edilmesine karşılık, teknolojinin farklılığı, sermaye yetersizliği, kredi teminindeki güçlükler, yetişmiş eleman yetersizliği gibi başlıca sebeplerle bizde ancak 100 bin dwt kapasiteli gemi inşaat yapılmaktadır.

Gemi inşa sanayimizin en zayıf yönü, finansman ve sermaye yapısının güçsüzlüğüdür. Kullanılan arazilerin mülkiyet yapılarından dolayı teminat bulma güçlükleri devam etmektedir. İhtiyaç duyulan gemi sacı dışa bağımlı olup fiyatlarındaki değişmeler, dolar-Euro paritesindeki iniş çıkışlar, pahalı enerji kullanımı, Türkiye dışında gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede özel teşvik ve desteklerin var olduğu, gemi inşaat sektöründe öne çıkmış Çin, Güney Kore, Japonya gibi ülkelerin yeni teknolojiler ortaya koymaları, piyasadaki gemi talebinin azalmasıdır. Gemi inşaatı yan sanayiinde KOBİ desteklerinden başka finansal ve mali destek yoktur. Gemi inşaat sanayiine destek veren ülkelerde yan sanayi yüzde 4 civarında düşük bir faizle kredi bulurken bu oran ülkemizde yüzde 20’leri bulmaktadır. Ayrıca KDV istisnası da yoktur.

Yan sanayi ürünlerinin ihracat kredileri teşvik taahhütlerini kapatamamaktadır. Halbuki bu husus teşvik kararnamesine ek yapılacak Bakanlar Kurulu kararı ile basitçe halledilebilir.

Malzemelerin gümrüklerde beklemeden kullanıcılara teslim edilmesi için hızlandırıcı bir mevzuat değişikliği yeterli olacaktır. Gelişmiş ülkelerle rekabetçi yapının gelişmesi ve standartların yan sanayi için oluşmaması, nitelikli eleman ihtiyacının giderilmesi, tersanelerdeki kaza ve ölüm vakalarının durdurulmasına yönelik iş sağlığı ve iş güvenliğine önem verilmesi, Hazine arazilerinin kiralanmasında ve izinlerde ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi kararname ve genelgelerle düzenlenebilir ki bunun zamanı gelmiştir.