İthalat lobisi yerli üretimi suç sayıyor

SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Türkiye'nin önümüzdeki süreçte iç potansiyeline sahip çıkarsa her yıl en az yüzde 7 büyeyeceğini düşünüyor. Yavuz, 2013'e dair "AB'yi çökerten kuralları yok sayalım" uyarısı yapıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
 
Özlem ERMİŞ BEYHAN
 
Türkiye tarihinin en büyük yabancı yatırımını gerçekleştiren Azerbaycan kamu şirketi SOCAR'ın Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, 2013'e dair önemli bir uyarıda bulunuyor ve "Türkiye AB'ye uyum süreçlerine bakarken Avrupa'yı çökerten kuralları yok saymalı" diyor. Yavuz'a göre "Avrupa'yı batıran kuralları Türkiye'ye getirip uyum paketleri adı altında uygulamak çok yanlış." SOCAR Türkiye Başkanı, "AB kendi koyduğu kurallara kendi uymadı bu süreçte. Bize neyin uyum sürecinden bahsediyorlar? Zaten bu çalışma yasası Avrupa Birliği'ni batırdı. Yunanistan, İspanya niye battı? Almanya neden İtalya olmadı?" diyor. 
 
Bu noktada TÜSİAD dahil tüm sivil toplum kuruluşlarını eleştiren Yavuz şöyle devam ediyor: "Paradigmamızı değiştirip toptancı olarak bakmak yerine daha teknik bakmamız gerekiyor. Bizim AB'yi bir blok olarak görmekten vazgeçmemiz gerek. Çalışma yasalarında olsun diğer ekonomik kurallarda olsun tek örnek alacağımız Almanya olmalıdır. Avrupa neyi yanlış yaptı? Biz onu yapmayalım. Bir yanlış yok mu ortada, var ki bu sonuç ortaya çıktı. Ama bir yanlış yokmuş gibi biz 20 yıl önce AB'ye nasıl bakıyorsak şimdi de öyle bakıyoruz. Böyle şey olur mu? Ortada bir cenaze var."
 
İthalat lobisi 'yerli üretim' demeyi suç gibi gösteriyor
Kenan Yavuz'a göre Türkiye'nin AB'nin daha uzun yıllar yaşayacağı bu kriz sürecinden minimum etkilenmesi için yapması gerekenler var. Türkiye'nin iç potansiyelini, Türkiye sınırları içinde üretim yapan şirketleri destekleyerek, rekabet gücünü artırarak pazarına sahip çıkması gerekiyor. Yavuz şöyle devam ediyor: "Bu kötü bir şey değil. Gayrimeşru bir şey de değil. Öyle olsaydı gidin İtalya'ya, nasıl olmuş da sokaktaki 100 arabanın 80'i İtalyan arabası olmuş? Nasıl olmuş bu, kendiliğinden mi olmuş? Almanya'ya gittiğinizde nasıl olmuş da 100 arabadan 80'i Alman arabası olmuş? Demek ki AB ülkeleri bile kendi ülkelerindeki üretimi destekliyorlar. Durum buyken Türkiye'ye gelince ithalat lobisi, 'yerli üretim' demeyi suç gibi gösteriyor. Ucuz ne varsa bulalım, getirelim, yatalımÖ Böyle bir şey olur mu? Bu mantıkla Türkiye 1938 yılında uçak fabrikasını kapattı, pahalı üretiyor diye."
 
İkincil plastikten üretilen oyuncakları yasaklayalım
Bu noktada Kenan Yavuz serbest ekonomiden yana olduğunun, asla 'verimsizliklerimizi topluma fatura edelim' demediğinin altını çiziyor ve ekliyor: "Serbest piyasa ekonomisini de egemen güçler nasıl uyguluyorsa öyle uygulayalım.". SOCAR Türkiye Başkanı Yavuz burada oyuncak sektöründen bir örnek veriyor: "Çin'den gelen oyuncakların yüzde 80'i kanserojen. Çocuklarımızın ağzına sürdüğü bu oyuncaklar ikincil pilastikten yapılıyor. Önceden ömrünü tamamlamış plastiğin ikinci kez üretilmesi ile yani. Burada ithal oyuncakların birincil plastikten yapılması koşulunu getirelim. 500 milyon dolarlık pazarın yüzde 95'i Çin malları kapatmış durumda. Avrupa şimdi kimya sanayini korumak için tarife dışı engel konumunda olan REACH uygulamasını başlatıyor. Ama bizde ithalata karşı bir şey söyledin mi Ö İthalat yapmak kutsal bir görev sanki ama yerli üretim dediğinde... Bu paradigmayı değiştirmemiz gerekiyor."
 
Rekabet edelim ama rekabette adalet yok
Kenan Yavuz, SOCAR'ın Türkiye'deki en büyük yatırımı Petkim'in bu noktada neler yaşadığını ise şu sözlerle ortaya koyuyor: "Benim hammaddem petrol ve doğalgaz. Doğalgaz Suudi Arabistan'da 30 dolar, Türkiye'de 400 dolar, ABD'de 100 dolarÖ Suudi Arabistanlı rakibim benden 10 kat daha ucuz bir enerji kaynağını kullanarak benimle eşit şartlarda, sıfır gümrükle Türkiye"ye mal satıyor. Taşıma maliyeti de benimle aynı. Aliağa'dan Gaziantep'e 60 dolara gönderiyorum, Suudi Arabistan'dan 40 dolara gidiyor. Çünkü orada petrol çok ucuz, kamyona bir yedek depo doldurdun mu 40 dolara gidip geliyor. Bu rekabette haksızlık yaratıyor, elimizde sihirli değnek yok. Çin, enerji maliyeti 3 cent, işgücü maliyeti 100 dolar. Türkiye'de enerji 10 cent, asgari ücretin işverene maliyeti 1000 dolar. Buyurun rekabet edelim. Ama rekabette adalet yok. Orada bir sübvansiyon var, sömürülen bir çevre, sömürülen insan var. Burada ise doğru olanı yapıyoruz. 2004-2012 döneminde çevreye 250 milyon dolar yatırım yapmışım. Bu haksız rekabeti ortadan kaldırmak için DTÖ sınırları içinde pek çok yol var. Ama ithalata karşı en ufak bir harekete geçildiğinde ithalat lobisi ayağa kalkıyor."
 
Üretmeye lisans var ithal etmeye yok
Kenan Yavuz son teşvik yasasının çok önemli, doğru bir uygulama olduğunu vurguluyor. "Teşvik bir üst yapıdır, onu destekleyecek olan sizin rekabet gücünüzdür" diyen Yavuz şöyle devam ediyor: "Teşvik sistemi mükemmel ama maliyet yapısında bir problem var. Devlet bana diyor ki arkadaş seni korumayacağım, çalış üret dünya devleri ile rekabet et. Bunu söyleyen devlet örneğin benim sırtıma rakiplerimde olmayan ilave yük yüklememeli. Vergilerle, mevzuatlaÖ İthalatçıda olmayıp bende olan pek çok yük var. İthalatçı rakibimin iki antreposu var, geçen yıl Petkim kadar mal sattı. Benim çevre bacalarım online izleniyor. Şikayet anlamında söylemiyorum ama sayısız kurum muhatabım. Rakibim ise canı istediğinde geliyor, satıyor, gidiyor. 10 tane adam çalıştırıyor.  Benim üretim için üretim lisansım var, para ödüyorum ama ithalat lisansı diye bir şey yok. Yahu üretmek suç mu? TC sınırları içinde üretim yapıyorsanız bunun ilave bir maliyeti var ama ithalatçıya hiçbir maliyet yok."
 
 
Faiz lobisinin belini kırdık ithalat lobisininkini kıramadık
 
[PAGE]
 
Faiz lobisinin belini kırdık ithalat lobisininkini kıramadık
Faiz lobisinin belini kırdık ithalat lobisinin belini kıramadık. Çünkü herkes ithalatçı oldu. Bir müşterimiz vardı; dedi ki 'ben artık Çin'den alacağım'. 30 dolar daha ucuz orada. O zaman ona dedim ki 'Tabii al ama bil ki bugün senin hammaddeni getiren Çin, yarın senin ürettiğin malı da getirecek'. Nitekim öyle oldu ve kapısına kilit vurdu o üretici. Bu çıkmaz bir sokak. Ucuz ithalata dayalı bir rekabet gücü olmaz. Siz rekabet gücünüzü kendiniz üretmelisiniz. Ucuz hammaddeyi getir üstüne koy sat. Bu Türkiye'ye yetmez kiÖ Rekabet gücümüzü üretim zincirinin tüm halkalarında olarak sağlayabiliriz. 
 
2013, bu yıldan daha iyi olacak
 
Türkiye'nin bana göre yattığı yerde yüzde 7'yi gerçekleştirememesinin önünde iki engel var; bürokratik süreçlerimiz ve enerji. Bu iki şeyi rekabetçi hale getirelim önümüzdeki 30 yıl her yıl yüzde 7 büyürüz. İşdünyası olarak çok çalışıyoruz, tüm dünyayı tanıyoruz, siyasi istikrarımız var. Her şeyimiz var. Yüzde 3 ne ki? Bana göre 2013, bu yıldan daha iyi olacak. 
 
 
Petrol 100 doların altını görmez
Petrol 100 doların altına gitmez. Maalesef artık mümkün değil. 2030'a kadar dünyanın toplam enerji ihtiyacı yüzde 30 artacak. 32 trilyon dolar bir yatırım ihtiyacı söz konusu. OECD üyesi olmayan ülkelerin enerji ihtiyacı ise yüzde 70 artacak. Önümüzdeki 20 senede Çin'de 300 milyon kişi Avrupalı gibi yaşamaya başlayacak. Dolayısıyla insanoğlunun petrole bağımlılığı artacak. Ama ihtiyacın şiddet derecesini belirleyen alternatif enerji kaynakları olacak. Doğalgaz, kaya gazı buluşları ile rahatladı. İleride fiyatlarda biraz gerileme de olabilir. 
 
Bu yıl ithalata başlıyor dağıtım için 'acelesi' yok
Bu yıl SOCAR 1.2 milyar metreküp doğalgaz ithal edecek. Bir kısmını kendi kullanacak, bir kısmını piyasaya satacak. Kenan Yavuz, "Bu piyasanın daha liberal olmasının doğruluğuna inanıyorum. Ama doğalgaz oyuncusu olarak bile şöyle bir rezerv koyuyorum: Devlet düzenleyici, kural koyucu ve denetleyici rolünü asla kaybetmemelidir. 2010 ve 2012 döneminde BOTAŞ doğalgaz fiyatlarını sübvanse etti. Eğer bu olmasaydı Türkiye'nin ihracat performansı ne olurdu? Sektör yüzde 100 liberalleştiğinde bunu kim yapacak?" diyor. Yavuz, SOCAR'ın akaryakıt dağıtımı işine gireceği haberleri ile ilgili olarak ise "Akaryakıt dağıtımında acelemiz yok, zamanımız var. Fırsat olursa bakılır akaryakıt dağıtıma" yanıtı veriyor. 
 
Petkim'in öncelikli yatırım planı: Rafineri, liman, santral
 
[PAGE]
 
Petkim'in öncelikli yatırım planı: Rafineri, liman, santral
 
Petkim'in 2013 yılında önceliği rafineri, liman ve enerjiÖ Petkim'in rekabet gücünü artıracak ve hızla daha iyi noktaya taşıyacak projeler. 
Kenan Yavuz, Petkim bünyesinde bir 'kar merkezi' olacak rafinerinin 2016 yılının ikinci yarısı tamamlanması ile sadece ithalatın ek taşıma maliyetinden yıllık 45 milyon dolar tasarruf edeceklerini anlatıyor. Rafinerinin proje finansmanının Mart-Nisan gibi tamamlanacağını söylüyor. Rafineri, Türkiye'ye tamamı ithal edilen jet yakıtı, LPG ve diğer katma değerli ürünleri üretecek. Kenan Yavuz bu ay Aliağa'da 17 milyon TL harcayarak yaptıkları okulun açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yapacakları bilgisini veriyor. Daha sonra  en büyük konteyner gemilerinin yanaşabileceği 1.2 milyon TEU kapasiteli limanın temeli atılacak. Toplam 300-350 milyon dolarlık bu yatırımın ilk fazı ise 2 yıl içinde tamamlanacak. 
Petkim enerji maliyetlerini düşürmek için ise yeni bir santral yapacak. Rafineride üretimden çıkan kullanılmayan ürünlerle çalışacak bu santral, bir miktar da kömürle. "25 megawatlık yenilenebilir enerjimiz var ama bu dişimizin kabuğunu doldurmaz. Toplam 800 megawatt üretmemiz gerekiyor 2016'ya kadar. Doğalgazcıyız ama doğalgaza yatırım yapmıyoruz" diyor Kenan Yavuz. 
 
Bağımsız bir Türkiye için nükleer şart
Kenan Yavuz, bağımsız bir Türkiye için ekonomik bağımsızlığın altını çiziyor ve bunun rekabetçi bir enerji maliyeti olmadan mümkün olmadığını belirtiyor. Bu noktada nükleer santralin en yakın zamanda kurulması gerektiğini vurguluyor. "Rakamlar ortada. Almanya'nın yüzde 46'sı kömür, yüzde 26'sı nükleerÖ  Nükleerin kesinlikle derhal yapılması lazım. Almanya 40 yılını dolduran santrallerini kapatıp kapatmamayı tartışıyor. 40 yıl bunun süresi. Dünyanın en tehlikeli nükleer santrali Ermenistan'da, en eski, en bakımsızıÖ Bütün çevrecilere çağrı yapıyorum, nükleere karşılarsa onu kapattırsınlar. Biz de yapalım, 40 yılı dolunca kapatalım. Türkiye'nin bugün enerji üretim kapasitesi 50 bin megawatt. 100 bin megawatt'ın üzerine çıkmamız gerekiyor çok acil bir şekilde.  Doğalgaz dolu ağzına kadar. Türkiye yenilenebilir enerjiyi köküne kadar kullansa gelebilecek enerji 7 bin 500 megawatt. Avrupa enerjisini paçallıyor. Nükleeri var, kömürü var. Almanya'nın yüzde 7'si yenilenebilir."
 
Kayagazı ile ABD'nin enerji maliyeti 3 cent'e inecek
Amerika, en önemli ihtiyacı olan ucuz enerji kaynağını buldu. Kayagazı... Bu, tüm ekonomisine rekabet gücü kazandıracak olağanüstü bir gelişme. Sanayinin rekabet gücü nereden gelir, enerjiden. Enerji maliyeti ucuz olursa o ülkenin rekabet gücü kazanmaması mümkün değil. Dolayısıyla Amerika kendisine en az 250 yıl yetecek gazı buldu. Elektrik enerjisini kaya gazından üretecek. Enerji maliyetleri 3 cent'e oturacak. Çin'den de Ortadoğu'dan da daha rekabetçi, en rekabetçi enerjisine sahip olacak. Amerikan ekonomisinin geleceği ile ilgili hiç kimse endişe etmesin. 
 
Esmediği zaman üfleyecek misin?
ÇED al diyorlar, alayım. Halkı ikna et diyorlar. Gidiyorum, dinlememe eylemi yapıyorlar. Böyle şey olur mu? Devlet olarak sen beni denetle, tepemde boza pişir, yapmıyorsam kapıma kilidi vur, hepsine eyvallahÖ Ama AB'nin garip uygulamalarını getirme artık. Ben rafineri yapacağım, adam diyor ki rüzgarla çalıştır. Kimi ikna edeceğim? Esmediği zaman üfleyecek misin kardeşim?