İzmir Limanı özelleştirme bedeli yüksek mi?
VERGİ PORTALI / Servet ERÖCAL
Son günlerde Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege Sanayici ve İş Adamları Derneği, İzmir Sanayici ve İş Adamları Derneği yetkilileri gibi bölgemizin önemli sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri 1 milyar 275 milyon ABD doları tutarındaki İzmir Limanı özelleştirme bedelinin çok yüksek olduğu, ihalede bu bedele çıkılmasının objektif bir değerlendirmeye dayanmadığı, yeniden yapılacak bir ihalenin zaman kaybı nedeniyle ihracatçılarımızın, dolayısıyla ülkemizin zararına olacağı biçiminde açıklamalar yapmaktadır.
Diğer yandan gerek Oda ve Birliklerimizin, gerekse kamu kuruluşlarımızın değerli temsilcileri konuyla ilgilenmekte ve çözüm önerileri ortaya koymaktadır. Basınımız da, önemine binaen konuya büyük ilgi göstermektedir. Bu çaba ve ilgi, ekonomik bilinçlenme göstergesi olarak ülkemiz ve kentimiz açısından son derece sevindiricidir. Sevindiricidir, çünkü iki yüzyılı aşkın çağdaşlaşma çabalarımızın başarılı olamamasının en önemli nedenlerinden birisi, belki de birincisi limanlarımıza, yollarımıza, lojistik imkânlarımıza ve genel olarak ekonomik sorunlarımıza gerekli ve yeterli ilgiyi göstermeyişimizdir.
3 Mayıs 2007 tarihinde yapılan İzmir Limanı özelleştirme ihalesine katılan grupların verdiği fiyatlar, daha önce yapılan Mersin Limanı özelleştirme bedeli, ihalenin yapıldığı dönemin ekonomik ve mali koşulları dikkate alındığında, bağıtlanan ihale bedelinin normal olduğu sonucuna varılmaktadır. Şöyle ki:
- İhale öncesi en yüksek elleçleme kapasitesi, 590.000 TEU/yıl ile İzmir Limanının yaklaşık üçte ikisi olan Mersin Limanı özelleştirme bedeli 755 milyon ABD doları idi. Ayrıca Mersin Limanı 33 yıllığına özelleştirilirken İzmir Limanı 49 yıl süre ile özelleştirilmekteydi.
- 900 milyon dolarla başlayan ihale bedeli 1milyar 225 milyon dolara
yükseldiğinde Babcock&Brown-PSA-Akfen Girişim Grubu, 1 milyar 255 milyon dolara yükseldiğinde Alsancak Ortak Girişim Grubu, 1
milyar 270 milyon dolara yükseldiğinde Çelebi Holding Grubu ihaleden çekildi ve ihaleyi ikinci gelen Grup'tan 5 milyon dolar daha fazla bedel ödemeyi taahhüt eden Global Holding-Hutchison- Ege İhracatçı Birlikleri Liman Hizmetleri ve Taşımacılık A.Ş. konsorsiyumu kazandı. Bedelde bir yanılgı varsa, birbirine çok yakın fiyat veren tüm Grupların yanılmış olması gerekir ki böyle bir olasılık yüzdesinin yüksekliğini savunmak mantıkla pek bağdaşmamaktadır.
- İzmir Limanı, binlerce yıldır İstanbul (Haliç) ve Selanik limanları ile birlikte geniş bir coğrafyanın üç kapalı limanından biriydi, yılda ortalama 330 gün yükleme ve boşaltmaya olanak sağlıyordu.
- İzmir Limanı tüm Ege Bölgesini kapsayan çok büyük ve zengin bir hinterlanda sahip olduğu için ideal bir lojistik üs olma potansiyeline sahipti.
- İhalenin yapıldığı dönemin finansal piyasaları ucuz yabancı kaynak sağlanmasına çok elverişliydi.
- Gerek ülkemizin, gerekse dünyanın içinde bulunduğu ekonomik konjonktür ve lojistik piyasaları günümüzle kıyaslanamayacak ölçüde canlı ve hareketli idi.
- İzmir Limanı özellikle Uzakdoğu'dan yapılacak direkt taşımalar için bir hub (merkez) liman olma niteliğine sahipti. Dip tarama, iskele uzatma ve konteynır istifleme alanlarının düzenlenmesi, gerekli vinç, transteynır, liman içi aktarma araçları, bilgisayar düzeni ve nitelikli eleman yatırımları yapıldığında Pire limanının üstünlüğüne son vererek ihracatçımıza ve ülkemize milyar dolarlarla ifade edilen kazançlar sağlayacak idi.
Yukarıda, satır başları olarak işaret etmeye çalıştığım faktörler göz önüne alındığında, 3 Mayıs 2007'de belirlenen bedelin mantıklı bir bedel olduğu ileri sürülebilir. Ancak, Eylül 2008'den bu yana tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, başta finansal piyasalar ve dış ticaret hacmi olmak üzere tüm dengeleri değiştirmiştir. Bugün yeniden yapılacak bir ihalede eski bedelin bulunması olasılığı son derece düşüktür. Ama ihale bedelinin düşüklüğünden çok daha önemli olan nokta, ihracatçımızın ve ülkemizin yaşayacağı, çok büyük ekonomik kayıplardır. Bu kayıplarımızın asgariye indirilebilmesi için bir an önce, ihracatçılarımız, üreticilerimiz, lojistikçilerimizin de içinde bulunacağı bir konsorsiyum ile özelleştirme süreci sonuçlandırılmalı, bu sürecin sonuçlanması beklenmeden yıllardır ertelenen kamu yatırımları öncelikle yapılmalıdır.