İzmir'deki depremler tedirgin etti
DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Akçığ, "Bölgemizde deprem hareketliliği sürüyor. Deprem boyutlarının küçük olması lehimize bir faktör" dedi.
İZMİR - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Zafer Akçığ, İzmir ve çevresinde deprem hareketliliğinin sürdüğünü belirterek, "Deprem boyutlarının küçük olması lehimize bir faktör" dedi.
Prof. Dr. Akçığ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem aktivitesinin sürdüğünü, Foça ve çevresinde depremlerin daha çok hissedilmesinin Seferihisar-Karaburun fay hattının hareketlenmesinden kaynaklanabileceğini belirtti.
Süregelen depremlerin artçı olup olmadığının henüz bilinmediğini, çözümlemeleri net olarak gerçekleştiremediklerini kaydeden Akçığ, son 24 saatte 30'dan fazla deprem olduğunu söyledi.
Akçığ, şöyle devam etti:
"Fay hattı enerjisini boşaltmaya çalışıyor. Bölgede hareketlilik sürüyor, deprem aktivitesi var ama boyutları küçük olduğu için bu lehimize bir faktör. Nokta atışlarını sevmiyorum. Bazı arkadaşlar '7.2 büyüklüğünde deprem olacak' diyor ama İzmir'in tarihine baktığımızda en büyük depremin 6.6 olduğunu görüyoruz. 1668'de İzmir ve Manisa'nın birlikte yıkıldığı, 20 bin kişinin öldüğü bir deprem var. O depremin de en fazla 6.6 olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla 7.2 büyüklüğünde deprem olacağı kanısında değilim. Mevcut fay hatları deprem üretecektir ama bölgemiz için en büyük deprem 6.5 olacaktır gibi düşünüyorum."
İzmir'de öngörülen 6.5 büyüklüğündeki depremin normal şartlarda büyük hasara yol açmaması gerektiğini kaydeden Akçığ, "Normal ölçülerde yani kataloğa baktığımızda 6.5 büyüklüğündeki bir deprem hasar yapmamalı ama İzmir'de 5.9'luk bir depremin bile zarar verdiğini gördük. Depremin vereceği zarar, yapı ve zemin özellikleriyle birlikte belirleniyor. Aslında 6.5 büyüklüğündeki bir deprem orta büyüklükteki bir depremin üst sınırıdır" dedi.
Art arda yaşanan depremlerden vatandaşların endişelendiğini ifade eden Prof. Dr. Akçığ, şöyle konuştu:
"1999 depreminden sonra insanlar 'deprem' kelimesinden ürküyor. Vatandaşların psikolojisi bozuluyor ve binalarına güvenmiyorlar. Hükümetin kentsel dönüşüme ilişkin kararları var ve bu dönüşümün bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Devlet de bu işin arkasında olduğuna göre hızlıca kentsel dönüşüm yapılabilir diye düşünüyorum. Kısa süreli olarak da önce sakin olacağız, biz izliyoruz, depremleri takip ediyoruz. Küçük depremler devam ederse büyük bir hasar öngörmüyorum."