Kahve ve lale ile başlayan dostluk...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Denizhan SEZGİN / Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

İçinde bulunduğumuz ve küreselleşme olarak nitelendirilen süreç, ülkemizin giderek artan bir biçimde dünya ekonomisi ile entegrasyonuna yol açıyor. Dünya ekonomisi ile entegrasyon ise her alanda giderek artan bir uluslararası rekabeti de beraberinde getiriyor.

Mal ve hizmet ihracatında ve ithalatında dünyanın en büyük dördüncü ve ABD'den sonra yabancı ülkelerde en fazla yatırım yapan ikinci ülke olan İngiltere'nin en önemli ekonomik partnerlerinden biri de Türkiye oldu. 1578 yılında iki Londralı tüccarın İstanbul'a gelerek temelini attığı Türkiye-İngiltere ticari ilişkileri, yerini yüzlerce firmaya ve milyarlarca dolarlık ticaret hacmine bıraktı. O dönemlerde İngilizler büyük hacimlerde kahve ve lale tohumları almışlardır.

Türkiye son yıllarda, İngiltere için dünyadaki en önemli 12 hedef pazardan biri olarak ilan edildi. Ülkemizde yabancı sermayesi bulunan ülkeler arasında, İngiltere beşinci sırada. Türkiye vasıtasıyla Rusya, Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetlerine açılma potansiyeli, ülkemizin tercih edilmesinde en önemli etken. Birçok İngiliz şirketi Türkiye'ye yönelik faaliyetlerini son 20 yılda yoğunlaştırarak, irtibat bürosu veya temsilcilik açtı. Yapılan bu doğrudan yatırımlar, ikili ilişkilerin gelişmiş olduğuna işaret etmektedir. Öte yandan her yıl yaklaşık bir milyon İngiliz tatilini geçirmek için Türkiye'ye geliyor. Aynı şekilde 100 bin Türk de iş veya tatil için Birleşik Krallık'ı ziyaret ediyor.

Türkiye'deki İngiliz sermayesi altyapı, enerji, gıda ve turizm alanlarına yönelmiş durumda. 1999 yılında 275 olan Türkiye'de faaliyet gösteren İngiliz sermayeli firma sayısı, 2007 yılı sonu itibariyle 1860'a ulaşmıştır. 1980-2007 döneminde bu firmaların getirdikleri sermayenin toplam yabancı sermaye içindeki payı yüzde 15'ten fazladır. 2008 yılının Mayıs ayı başında İngiltere Kraliçesi'nin ülkemize ziyareti, bu nedenle sıradan bir ziyaret olmadığını gösteriyor. Ayrıca bu ziyaretinde Bursa'yı da programına alması da Bursa'nın sanayi açısından önemini de ortaya koymaktadır.

Kraliçenin ziyareti, son derece hak ettiği halde iç ve dış turizmden yeterince pay alamayan Bursa için kendiliğinden ayağına gelen son derece önemli bir fırsattı. Geçen ay bizzat İngiltere'de bulunduğum süre içinde Kraliçe 2. Elizabeth'in ziyaret için Bursa'yı tercih etmesinin, İngilizler'in ülkemize olan merakını artırdığını gözlemleme fırsatım oldu.

North Hampton, St. Ives, Cambridge, Holbeach ve Londra'ya yapmış olduğum inceleme gezisinde konuştuğum bütün İngilizler, Bursa hakkında bilgi edinmek için sorular sordular. Ülkemizin ve özellikle Bursa'nın tanıtımını yaparak ikili ilişkilerin artması bakımından bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi ve ilişkilerin ekonomik artı olarak ülkemize kazandırılması gerekmektedir. Türkiye'nin AB üyeliği ile daha da artacak olan ilişkiler her iki ülke için özellikle de ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır.