Kanserli hasta yakınlarının 3'te 2'si depresyonda

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Kemoterapi alan kanserli hastaların yakınlarında depresyon görülme oranının yüzde 64 olduğu tespit edildi.

Türk Onkoloji Grubu Derneği Destek Tedaviler Çalışma Grubu tarafından "Kemoterapi alan kanserli hastaların yakınlarının psikososyal durumlarının incelenmesi (turquoise çalışması)" başlıklı araştırma yapıldı.

Çok merkezli ulusal çalışmada, Türkiye'de kemoterapi gören kanser hastalarının yakınlarındaki sosyoekonomik durumun belirlenmesi, depresyon sıklığının ve ilgili faktörlerin irdelenmesi ve kanserli hastaların yakınlarının psikososyal profilinin oluşturulması amaçlandı.

Etik kurul onayı alındıktan sonra başlayan araştırmaya, kemoterapi alan hastaların sürekli refakatçisi konumunda olan yakınlarından sadece birisi dahil edildi.

İstanbul, Ankara ve İzmir'i kapsayan ve 706 hasta yakının katıldığı araştırma, anket şeklinde yapıldı. Anket, kanserli hastanın yakınlarının demografik ve sosyoekonomik özelliklerinin yanı sıra kendisi, hastası ve kanser hastalığıyla ilgili gösterdikleri tutum ve davranış biçimlerini ölçen sorulardan oluştu. Ayrıca, yakını oldukları hastaların kanser tanısını bilip bilmediklerine göre sahip oldukları tutum ve davranış biçimleri de ölçüldü.
    
Hasta yakınlarında hafif derecede depresyon tespit edildi
  
 
Araştırmayla, katılımcılarda depresyon görülme oranı yüzde 64 olarak saptandı ve bunların yüzde 91'inde hafif derecede depresyon tespit edildi.

Genç yaş, kadın cinsiyet, yüksek eğitim durumu, düşük ekonomik düzey, tedavi sürecinde yaşanan maddi kayıp, hasta tarafından tanısının bilinmiyor olması, metastatik hastalık ve düşük sağ kalım süresiyle depresyon varlığı arasında anlamlı ve pozitif korelasyon olduğu saptandı. Buna göre, tüm bireylerin yüzde 64'ünde kanser olma kaygısı ve yüzde 44'ünde diğer kişilere kızgınlık, öfke hislerinin bulunduğu belirlendi.

Araştırma sonucunda, kanserli hasta ile iletişim kurulurken, hasta yakınlarının da içinde bulundukları psikososyal durumun, mutlaka göz önüne alınması gerektiği vurgulandı.

Hasta ve hekim arasındaki uyum için, hasta yakınlarından depresyon ve anksiyete yönünden riskli olanların sosyal ve psikolojik yönden desteklenmesi gerektiği yönünde görüş bildirildi.