Karakuş: Kasaplık hayvan ve et ithalatı istemiyoruz
Türkiye’nin hayvan varlığı konusunda kamu ve özel sektör verilerinin birbirini tutmadığını belirten Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, besi hayvanı sıkıntısı olduğunu ancak kasaplık hayvan ve et ithalatına kesinlikle karşı olduklarını söyledi
HÜSEYİN GÖKÇE
ANKARA - Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde uyardı. Türkiye’nin hayvan varlığı konusunda kamu ve özel sektör verilerinin birbirini tutmadığını belirten Karakuş, besi hayvanı sıkıntısı olduğunu ancak kasaplık hayvan ve et ithalatına kesinlikle karşı olduklarını söyledi. Yem sektörünün son 5 yılda yüzde 69 gibi çok yüksek oranlı büyüme performansı gösterdiğini belirten Karakuş, buna bağlı olarak hammaddede dışa bağımlılığın da arttığını, geçen yıl 3.8 milyar dolarlık ithalat yapıldığını anlattı.
Hayvan varlığının artışına paralel olarak son 5 yılda ciddi büyüme performansı göstererek dünya ve Avrupa’da üst sıralara çıkan yem sektörü, daha sağlıklı büyüme için sorunların düzenlenmesini bekliyor.
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Başkanı Ülkü Karakuş, sorunların başında hayvan sayısındaki belirsizliğin geldiğini söyledi. Tarım Bakanlığı ile özel sektöründeki elindeki hayvan sayısı verilerinin birbirini tutmadığını belirten Karakuş, yıllardır süt verimliliği yüksek hayvanlardan oluşan popülasyonun da ıslahla değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Kurban Bayramı’nın yaklaştığını ancak materyal sıkıntısı olduğunu ifade eden Ülkü Karakuş, sektör olarak kasaplık hayvan ve et ithalatına kesinlikle karşı olduklarını söyledi. Karakuş, önümüzdeki dönemde doğal olarak bir açığın ortaya çıkacağını, bu açığın kasaplık hayvan değil, besilik hayvanla kapatılmasının daha doğru olacağını kaydetti.
Son 20-25 yılda terk edilen tarım arazisi büyüklüğünün 2 milyon hektara ulaştığını dile getiren Ülkü Karakuş, bunun da hayvancılığa yansıdığını söyledi. Resmi rakamlara göre 1.3 milyon ton kırmızı et tüketildiğini ancak kendi tahminine göre bunun gerçekte çok daha yüksek olduğunun altını çizen Karakuş, “Son yıllarda sayıları azalan koyun varlığı son 2 yıldır yeniden artışa geçti. Bunun artırılarak devam ettirilmesi gerekiyor” dedi.
Yem sektörünün, hayvan varlığındaki artışı karşılayabilmek için Türkiye’de hammadde bulmakta güçlük çektiğine vurgu yapan Ülkü Karakuş, “Bizim son 5 yıldaki üretim artışımız yüzde 69. Bu dünyada örneği olmayan müthiş bir rakam. Bu üretimdeki artış hızına Türkiye’de bitkisel üretim kaynakları yetişemiyor ve biz ithalata yöneliyoruz” dedi. İthalatta soya, mısır, ayçiçeği gibi protein ağırlıklı hammaddelerin öne çıktığını anlatan Karakuş, ithalat miktarının 9 milyon tona, ödenen paranın 3.8 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Türkiye’nin son 5-6 yıllık dönemde ciddi hayvansal ürün ihracatı da yapmaya başladığını söyleyen Karakuş, bunu gerçekleştirirken Dahilde İşleme Rejimi’nden büyük oranda yararlandıklarını, sistemin değişmesi halinde beyaz et ve kırmızı et ihracatının da yapılamayacağı uyarısında bulundu.
Pahalı yemden pahalı süt ve et oluyor
Sektörün bu hızla büyümesi halinde 4 yıl içinde Avrupa birincisi olacağının altını çizen Ülkü Karakuş, son yıllarda durgunluk içine giren Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması gerektiğini bildirdi. “Küçük ülkeler AB’ye alınabilir, ancak Türkiye gibi büyük ülkeler kendisi girer” diyen Karakuş, AB ülkeleriyle Türkiye arasında hammadde ve nihai ürünlerin maliyetinde büyük farklılıklar olduğunu söyledi. Slovakya’da mısırı 110 euroya kullanan sanayicinin 30 euro da destek aldığını belirten Ülkü Karakuş, buna karşılık Türkiye’de tonu 350 dolardan kullanıldığını dile getirdi. Karakuş, yem maliyetinin yüksek olmasından dolayı, et, süt ve yumurta fiyatlarının da yüksek kaldığını söyledi. Yem sektöründe kullanılan hammaddelerde KDV’nin yüzde 1-18 arasında değiştiğini kaydeden Ülkü Karakuş, bunların eşitlenmesini istediklerini, tüketicilerin rahatlaması için ise tüm gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi gerektiğini bildirdi.