Karbon elyaf Türkiye'ye eşik atlatacak

Türkiye, 2020 yılında dünyada tüketimi 150 bin tonu, parasal değerinin ise en az 5 milyar doları bulması beklenen karbon elyaf üretiminde ileri teknoloji ile sıçrama yapmak istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT

BURSA - NASA'nın, Boeing, Airbus gibi havacılık firmalarının ileri teknoloji malzemesi olarak kullandığı karbon elyaf; dünya pazarlarında değeri her geçen gün artan bir maddeye dönüştü.

Global pazarda sadece Türkiye, Japonya, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Çin ve Tayvan tarafından üretilen, stratejik öneme sahip bir ürün olarak kabul edilen karbon elyaf pek çok alanda mukavemeti güçlü metallerin yerini almaya başladı. Sektör temsilcileri rüzgar türbin kanatları, bilgisayar gövdeleri, cep telefonu kasaları ve bin barın üzerinde dayanıma sahip basınçlı kapların üretiminde öne çıkan karbon elyaf teknolojisinin havacılık sektöründe, denizcilikte, yapı güçlendirmede, enerji nakil kabloları üretiminde Türkiye'nin önünde önemli bir fırsat kapısı olarak durduğunu belirtti.

2010 yılında 43 bin ton olan dünyadaki karbon elyaf tüketiminin 2020 yılında 150 bin tona çıkması öngörülürken, parasal değerinin de 1.5 milyar dolardan 5 milyar dolara çıkması bekleniyor. Tüketimin Türkiye'de 10 yıl içinde 1500 ton/yıl olacağı tahmin edilirken, karbon elyaf kullanımının yanı sıra bu alanın gelişmesi için bir ülke stratejisinin belirlenmesi gerekliliği vurgulanıyor.

Sanayinin bugüne kadar kullandığı hammaddeleri ikame edecek stratejik bir ürün özelliğinde olan karbon elyaf Türkiye'de Akkök Şirketler Grubu'na bağlı Aksa tarafından Yalova'daki tesislerinde üretiliyor. Kendi teknolojisini oluşturan Aksa'nın 2006 yılında pilot üretimine başladığı karbon elyaf yüzde 100 Türk mühendislerinin ürünü. Aksa, bin 500 ton/yıl üretim kapasiteli hattında Aksaca markası ile dünya pazarı için karbon elyaf üretimi yapıyor. Karbon elyaf alanında yatırım yapan Aksa, bu üretimiyle Türkiye'de tek olmasının yanı sıra dünyanın sayılı karbon elyafı üreticileri arasında bulunuyor.

Aksa, var olan 1.500 tonluk hattına ikinci bir hat daha ekliyor. İkinci hattın kapasitesi ise 1.700 ton/yıl olacak. Bu arada, Aksa birinci hattının kapasitesini de 300 ton daha artırarak toplam 2 bin ton/yıl kapasite arttırımı yapmış olacak.

Aksa ve DÜNYA Gazetesi işbirliği, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) katkılarıyla düzenlenen 'Sıradaki Endüstri Devrimi ve Türkiye'nin Fırsatları: Kompozit & Karbon Elyaf' başlıklı toplantıda "geleceğin materyali olarak nitelenen karbon elyafın Türk sanayii için barındırdığı fırsatlar tartışıldı. DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünde düzenlenen panele Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt ve Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Özden katıldı. Toplantıda, Türkiye'de ileri teknolojinin yolunun karbon elyaf ile açılacağı ifade edildi.

'Bazı alanlarda dünyada pazar payımız yüzde 50'nin üstünde'

Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz: 1995 yılında Gümrük Birliği anlaşması imzalandığında biz bu anlaşmadan nasıl etkileneceğimizle ilgili çalıştaylara başladık. O dönemde öncelikli olarak dış mekan uygulamalarına ağırlık verdik. Galatasaray, Fenerbahçe veya Beşiktaş stadyumlarındaki üstü kapatan çadırlar, üstü açılan otomobillerdeki kumaşlar ya da bizde çok kullanılmasa da yurtdışında görebildiğimiz hiç çukur yapmayan, üzerinde suların birikmediği tenteler, tekne döşemelerinde kullanılan elyafları o dönemde yapmaya karar verdik.

Şu anda dünyada bu alandaki pazar payımız yüzde 50'nin üzerinde. Bunları da Türkiye'de satamıyoruz. Önce kendi alanımızda organik büyümeyi öngördük. 2006 senesinde diğer alanlara da yöneldik. Aksa uçak endüstrisine üretim yapabilecek kapasitede. Sağlık ve geri dönüşüm konularında da ciddi çalışmalar yapıldı ancak henüz bunlarla ilgili dönüşümler alınmaya başlanmadı. Sadece Suudi Arabistan yılda 800 ton karbon elyaf tüketiyor. Karbon elyaf 3 bin 500 megapascal çekme mukavemetli karbon elyafın fiyatı 20 ile 30 dolar arasındadır.

3 binlik aldınız ve 4 bin 800 megapascallık bir çekme kuvveti istiyorsunuz. Bunun da fiyatı 45 ile 60 dolar arasındadır. Örneğin uçak burnunda kullanılacak bir malzemenin fiyatı 80 ile 180 dolar arasında değişiyor. Aksa olarak ürün ve teknolojide kaliteyle akla ilk gelen, güvenilir tedarikçi olan, kendi teknolojisiyle yeni ürün geliştiren, ürün yelpazesiyle etkin olduğu sektör sayısını artırabilen, akrilik elyafta ulaştığı pazar seviyesini karbon elyafta da yakalayabilen bir şirket olmak istiyoruz.

Mithat Okay: 21. yüzyılın en stratejik hammaddelerinden

Aksa Karbon Elyaf Pazarlama ve Satış Direktörü Mithat Okay, dünyada pek çok alanda kullanılmaya başlanan karbon elyafın Türkiye için önemli fırsatlar içerdiğini söyledi. Okay, Yalova'da üretimlerini sürdüren Aksa'nın tek çatı altında dünyanın en büyük akrilik elyaf üretim tesisi olma özelliğine de sahip olduğunu vurgulayarak, akrilik elyafın dünyadaki toplam üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 13'ünü entegre tesislerinde yaptıklarını aktardı.

Aksa'nın 308 bin ton/yıl akrilik elyaf üretim kapasitesiyle çalıştığını kaydeden Okay, Akkök Şirketler Grubu bünyesinde 1972 yılında üretime başlayan Aksa'nın, 5 kıtada 50'den fazla ülkeye ihracat yaptığına değindi. Okay; "Yüzde 42'si halka açık olan Aksa, 10 binden fazla ürün çeşidine sahip. 800 kişinin istihdam edildiği Aksa'nın Ar-Ge biriminde 84 kişi çalışıyor. Bu özellikler bizi dünyanın tek çatı altında üretim yapan en büyük entegre tesisi yapıyor" dedi. Okay ayrıca Aksa'nın bağlı olduğu Akkök Şirketler Grubu'nun 2009 yılı ihracatının 330 milyon dolar, net satışının ise 2.2 milyar doları bulduğunu aktardı.

Karbon elyafı ve kompozitin 21. yüzyılın en stratejik hammaddelerinden biri olduğuna vurgu yapan Okay, "Yüzde 95 oranında karbon atomundan oluşan karbon elyaf insan saçından 10 kat daha ince, molekül yapısı özelliğiyle de çelikten 4 kat daha mukavemetli ve hafiftir. Yüksek çekme mukavemeti, yüksek darbe dayanımı, düşük yoğunluk, hafiflik ve düşük korozyon özellikleriyle ileri malzemeler teknolojisinde cezbedici bir özelliğe sahip.

Dünyada sadece Türkiye, Japonya, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Çin ve Tayvan'da üretilmektedir. Başlıca kullanım alanları ise rüzgar enerjisi kanatlarının yapımı, yapı güçlendirme, basınçlı kap yapımı, yarış arabalı gövdesi yapımı, spor malzemeleri yapımı, denizcilikte yelken direkleri imalatı ve havacılık sektörü olarak sıralanabilir" açıklamasını yaptı. Özellikle yeni nesil uçakların daha fazla kompozit kullanmaya başladığını kaydeden Okay, "Bir uçağın içinde artık 40 ile 50 ton arasında karbon elyaf var. Bu da karbon elyafın ileri teknoloji malzemesi olarak kabul gördüğünü gösterir.

Aksa olarak endüstriyel uygulamalara hizmet vermeyi hedefledik. Rüzgar türbin kanatları, bilgisayar gövdeleri, bin barın üzerine dayanımlı basınçlı kaplar ve otomotiv, denizcilik, yapı güçlendirme ve enerji nakil kabloları gibi alanlarda uygulamalar başladı" şeklinde konuştu.

Şevket Özden: Binalarda deprem hasarını azaltıyor

Karbon elyaf kullanımının inşaat sektöründe önemli bir kullanım alanına sahip olduğunu anlatan Kocaeli Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şevket Özden de, karbon elyafın demirle aynı elastikliğe, ancak çok daha yüksek dayanıma sahip olduğunu vurguladı. Karbon elyafın yüksek dayanımından dolayı tercih edildiğini kaydeden Özden, "Çeliğin 6'da 1'i kadar hafif, işlenebilirliği ve uygulanabilirliği kolay olan karbon elyaf, korozyona ve çevresel etkilere dayanıklı.

Özellikle binaların, viyadük ayaklarının, sistem yapılarının, kiriş ve kolonlarının güçlendirilmesinde, tarihi yapıların onarımında, tuğla duvarların, yol, köprülerin güçlendirilmelerinde rahatlıkla ve kolaylıkla kullanılarak binaların mukavemetini artırır. Karbon elyaf yakın zamana kadar devletin finanse ettiği yapılarda kullanılıyordu.

Çünkü pahalı bir maddeydi. 1999 depreminden sonra bir binada karbon elyaflı güçlendirme yapılması konusu binayı yeniden yapmakla eşit değerdeydi. Üstelik karbon elyafı istediğinizde de bulamıyordunuz. Ama şimdi sektör bu sorunu aşmış durumda. Üstelik Aksa'nın sistem içine girmesiyle fiyatlar da paraşütsüz şekilde düştü" ifadesini kullandı. İnşaat sektöründe en çok dayanıma ihtiyaç duyulan yerlerin kolonlar olduğuna dikkat çeken Özden, karbon elyafın donatı çeliğinden daha iyi bir sargılama malzemesi olduğunu, karbon elyafın kolon şişmelerinde önleyici etkin bir madde olduğunu anlattı.

Korozyon ve çevresel etkilerin de karbon elyaf ihtiyacını artırdığını kaydeden Özden, "Öte yandan ağırlık da önemli bir faktör. Karbon elyafı yığma yapılarda duvar güçlendirilmesinde, kolon dayanımında, betonarme perdede kapı açıyorsanız güçlendirmede, kirişlerde zafiyet gidermede, döşemede yırtıklarda kullanılabilir. Çalışan ve üreten bir fabrikanız varsa ve güçlendirmeye ihtiyacınız varsa üretimi durdurmadan, onarım güçlendirme yapılabiliyor.

Türkiye'de inşaat sektöründe son 1 yılda 30 bin metrekareye yakın karbon elyaflı tasarım yapıldı. Bunun karşılığı da 7-8 ton. Beklenilen tüketim ise bin 500 ton civarında. Her noktada karbon elyaf iyi bir alternatif olarak görüyor" diye konuştu. Karbon elyafın özellikle depremlerde hasar gören binalardan insanların zarar görmeden çıkmasını sağlayacak önemli detaylardan olduğunu dile getiren Özden şöyle devam etti:

"Diğer güçlendirme yöntemlerine göre birim maliyeti olarak daha yüksek görünebilir ama uzun vadede, deprem riski altında çok daha avantajlı. Lamine plakalar ve örülmüş halde betonarme yapılara yapıştırılarak uygulanıyor. Metal yorulmasına maruz kalan ve göçen malzemeler yerine karbon elyafta yüksek yük çevrimleri var. O nedenle karayolu yapımında da kullanılacak önemli bir materyal."

Bozkurt: Türkiye, üretimin arkasında ciddiyetle durmalı

DÜNYA Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt da, karbon elyaf teknolojisinin 'Türkiye'nin önünde bulunan önemli bir fırsat' olarak iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Türkler fırsat kaçırma fırsatını asla kaçırmazlar sözünü yanıltmak zorundayız. Türkiye hiçbir dönemde bugün yakaladığı fırsatları yakalayamadı. Önümüzdeki günlerde hem klasik üretim alanlarında hem de orta teknolojiden ileri teknolojilere geçişte Türkiye inanılmaz avantajlara sahip. Yeni rekabet edilebilir alanlar keşfetme konusunda avantajlı.

Türkiye hem batı hem de doğu kültürüne yakın. Yeni gelişen doğu kültüründen ciddi avantaj sağlayabiliriz. Karbon elyaf da rekabet edilebilir olmakta önemli etken. Türkiye karbon elyaf üretiminin arkasında ciddi olarak durursa ben orta vadede 15 milyar dolardan fazla bir potansiyele sahip olacağını düşünüyorum. Sadece karbon elyaf ürünü bu değerdeyse ve bunun gibi katma değerli ürünler artırılırsa 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizin gerçekleşmesi çok da uzak değil. Türkiye büyük fırsatların olduğu bir ülke. Kar marjlarının yüksek olduğu dönemlerden kalan alışkanlıklarla işlere sabır ve zaman ayırma konusunda zaafımız var" diye konuştu.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir