Kendi neslimizi sömürmeyi öğrendik

 

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Dr. Hamit Bozkurt / Maliye Eski Müfettişi

Başkalarını sömüren refahını başkalarının refahını azaltarak sağlar. Bizde bu en ağır haksızlık ve ahlaksızlık olarak bilinirdi. Öyle ki kul hakkı yendiği zaman bunu Allah bile affedemez denirdi.

Ülke olarak biz başkalarını sömürüp hakkını yemekten çok bizim hakkımız yenmiş ve sömürülmüşüzdür. Son yıllarda biz de hayli sömürgen olduk. Ama diğer sömürgenlerden önemli bir farkımız var. Diğer sömürgenler başka milletleri sömürerek hem yaşadıkları dönemlerin, hem de gelecek nesillerinin refahını artırırlar. Biz ise yabancılarla ortak bir şekilde ve ortak yararlandığımız bir mekanizma ile kendi gelecek yıllarımızı ve nesillerimizi sömürüyoruz. Bunu yapabilmek için kurulan mekanizma gereği neslimizi sadece biz değil, yabancılarla ortak bir şekilde sömürüyoruz.

Aslında biz 'ak akçe kara gün içindir' yaklaşımlı bir millet idik. Gelecek nesillerimizi kendimizden daha çok önemserdik. Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yürekleri yırtan yokluk içinde olmamıza rağmen tasarruflarımızla hem Osmanlı'dan kalan borcu ödedik, hem de ülkede temel sanayi ve diğer yatırımları yaptık. Gelecek nesillerin refahı ve yükselmesi ön planda tutuldu. Şimdi ise ülke olarak gelecek nesillerimizi borclandırıp boğazımıza geçiriyoruz, çocuklarımızı sömürüyoruz ve bu sömürmeyi ancak yabancılarla ortaklaşa, iki elden katmerli yapıyoruz. Nasıl mı?

Kamu ve özel kesim olarak son yıllarda ülke olarak aşırı derecede borclanıyoruz. Bu borçlanmalar yeni ilave üretken kapasite yatırımlarına harcansa boğazımıza geçirmemiş olacaktık. Gelecek nesiller için üretim yapacaktı ve geliriyle hem borc hem de faizi ödenecekti. Bizde son yıllarda olan bu değil.

Gelecek nesiller için tasarruf şöyle dursun, onları borçlandırarak, o da yetmiyor hazır serveti yabancılara satarak bugünü güllük gülüstanlık gösterme, riyakar bir başarı ve refah aldatmacası sürdürüyoruz.

Dünyanın en yüksek reel faizi ile borclanıyor, bu sayede döviz kurunu zorla düşürüyor, işalati ucuz hale getirip, işal edip yerken bir elimizle aldığımız borcları öteki elimizle işalat yoluyla geri yabancılara veriyoruz. Ödesin gelecek nesiller diyoruz. Bunu yaparken faizini de borcla ödediğimiz için sadece ana parayı değil, faizini de ödesin gelecek nesiller diyoruz. Bunun bir başka tahripkar sonucu da yerli üretimi ucuz işalata boğdurup yok etmek, işsizliği artırmak oluyor. Kullanılan başlıca mekanizma da yüksek faiz-düşük kur ve cari açık. Daha da kötüsü hakim olan tartışma ve yakalaşımlar bu cari açığı, finansmanını sürdürebilmenin yollarını, bir başka ifade ile nesillerimizi, çocuklarımızı yabancılarla birlikte sömürmeye devam edebilmenin yollarını tartışıyoruz.