Kılıçdaroğlu: Dövizi düşükten alıp yüksek satanlar kim?

“Dolar düşükken alanlar, 7 lira olduğu zaman bozduranlar kim” diye soran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu bilginin Merkez Bankası, Bankalar Birliği ve BDDK’da bulunduğunu belirterek hükümetin açıklamasını istedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ferit PARLAK

Dövizin yükselişinde kaybedenler kadar kazananların da olduğuna dikkat çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Düşükten döviz alıp yüksekten satanlar açıklanmalı” dedi.

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerin zamanında yapılacağını da vurgulayarak, “Biz zamanında yapılmasını istiyoruz. Parlamentoya öneri gelmez, gelse de AK Parti ve MHP’nin oyları yeterli değil” dedi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle: “Erdoğan bir milli kurtuluş savaşından söz ediyor. Bu nedenle 13 maddelik bir yol haritası belirledim ve bunu açıkladım. Bundan, Erdoğan müthiş bir rahatsızlık duydu. Döviz baronlarından yana olduğumu söyledi. Ben de şunu söylüyorum, dolar düşükken alanlar, dolar 7 lira olduğu zaman bozduranlar kim? Bütün bunlar Merkez Bankası’nda, Bankalar Birliği’nde ve BDDK’da var. Bunu hükümetin açıklamasını istiyorum.”

‘Kaybeden üreticiler’

“Çok net kazananlar var. Sıradan rakamlar değil, ilginç rakamlar. Dövizle ihale alanlar, kamu özel işbirliği projeleri. Bu projelerin tutarı 49 milyar 318 milyon dolar. Bunların sözleşme değeri ise 120 milyar dolar. Bunlar kazandılar. Yine aynı şekilde otoyol, köprü geçişleri var. Dolara endeksli, Hazine garantili. Bunlar da iyi para kazandılar. Kim kaybetti, o çok açık. İşçi, memur, emekli, çiftçi, sanayici kaybetti. Üreten kesim kaybetti. Fabrikasıyla, emeğiyle, toprağıyla üreten kesimlerin tamamı kaybetti.”

‘Sorunları çözecek her yasaya destek veririz’

“Türkiye çok derin bir kriz içindedir. Hükümet papaz krizini öne çıkararak kendisinin beceriksizliğini, basiretsizliğini bir anlamda örtmek istiyor. Papaz mı dedi size bu kadar borçlanın, Trump mı dedi size bu kadar borçlanın? Bunu çözmek için herkes elinden geleni yapmalıdır. Krizi çözecek iki organ vardır, yasama ve yürütme organı. Türkiye’nin normalleşmesi için demokrasi, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, Sayıştay’a uluslararası standartlar, Kamu İhale Kanunu, seçimlerin bağımsızlığı, vergi reformu gibi alanlarda adım atmak gerekiyor. Bu anlamda çıkarılacak her yasaya destek veririz.”

‘Kurumların özerkliği yok’

“BDDK’nın, SPK’nın ve MB’nin özerkliği yok. Hepsine siyasi müdahaleler yapılıyor. Yaşanan derin ekonomik kriz dolayısıyla BDDK, SPK, MB açıklama yaptı mı? Dolar 7 lira oluncaya kadar hepsi sustu. Sonra özel bankaların genel müdürlerine rica edip, kanal kanal dolaştırdılar. Bu hükümet kadar basiretsiz bir hükümet yoktur. Her şeyi halının altına süpürdüler, vurgunlar yapılıncaya kadar seslerini çıkarmadılar, özerk kurumları da konuşturtmadılar.”

‘Sendikalar konuşmayacaksa kapatsın’

“TÜSİAD ile TOBB krize yönelik bir açıklama yaptı. Sendikaların ağızları bantlı. Kurbanlık koyun gibi bekliyor. Bu işin sorumlusu esnaf, emekli, çiftçi değildir. Bu işin sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir ve kendi yandaşlarına kaynak aktaranlardır. Odaların başkanlarının bir araya gelmesi ve kendilerine fatura çıkarılmamasını talep etmeleri lazım. Ne zaman konuşacaklar. Hiç konuşmasınlar, işçinin, emeklinin, çiftinin yerine biz konuşuruz. Ama o kurumların da kapısına kilit vursunlar. Kriz sokaktaki vatandaşa henüz yansımadı, yumurtaya, ekmeğe. Stokçuluk başladı. Normalde buna tepkiyi vermesi gereken sendikalar, emekli dernekleri, kimse konuşamıyor korkudan. Konuşursam içeri alınır mıyım, koltuğumdan oluyor muyum, konuşursam başıma belalar gelir mi? Korkunun egemen olduğu bir ortamda yaşıyoruz.”

‘Merkel istedi pat diye verdiler’

“Erdoğan’la Trump arasında bir inatlaşma var. O inatlaşmanın faturasını da 81 milyon ödüyor. Merkel istedi pat diye verdiler. Bir gecede iddianame hazırlandı. Başka bir mahkemenin tahliye kararı eline verildi ve Deniz Yücel uçağa bindi gitti. Bunu yaptıktan sonra hukukun üstünlüğünden söz ederseniz, buna kargalar bile güler. Makron, Putin, Yunanistan istedi, verdiler. Diplomasi dilini kullanmak gerekiyor hem burada hem Amerika’da. Şu süreçte en fazla konuşması gereken Dışişleri bürokrasisidir. Ama konuşamıyor. En son ABD’ye bürokratlar gitti, çünkü siyaset kurumuna güven kalmadı.”

"Yerel seçimler zamanında yapılır"

“Yerel seçimlerin erkene alınacağını düşünmüyorum. Biz yerel seçimlerin zamanında yapılmasını arzu ediyoruz. Parlamentodan da yerel seçimlerin erkene alınmasına ilişkin bir önerinin geçeceğini düşünmüyorum. AK Parti ve MHP’nin oyları yeterli değil. Yeterli olsaydı zaten çok daha önceden yerel seçimler yapılırdı.”

‘Ankara ve İstanbul’u kesin alacağız’

“Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı kesin alacağız. İstanbul’u başarı hikayesi olan birisiyle almamız mümkün. Bu çerçevede örgütle de beraber yapacağımız kamuoyu yoklamaları, diğer çalışmaları dikkate alarak bir aday belirleyeceğiz. Ankara için de birden fazla aday var şu anda. Bakılacak onların içinde kamuoyu yoklaması yapacağız. Ona göre olacak. Ankara’yı da alacağız. İstanbul, Ankara Balıkesir, Antalya, Mersin, Adana, Uşak buraları alacağız.”

"Muharrem İnce'nin beklentisini bilmiyorum"

“Muharrem Bey İstanbul’u ister mi istemez mi, bilmiyorum. Muharrem Bey’in geleceğine yönelik kararı, benim tek başıma almam doğru değil. Beklentisi nedir önce onu öğrenmem lazım. Şu aşamada şunu düşünüyoruz dersem iradesine ipotek koymuş oluruz. Başka bir partili değildir, CHP’lidir. Ve bir partili olarak partinin belediye başkanlarının kazanması için çalışacaktır. Muharrem Bey’in hakkını da yemeyelim, cumhurbaşkanlığı seçiminde izlediği performans takdire değer. Başarı hikayesi sayılabilir, sayılmaz demek haksızlık olur.”

‘Tüzük kurultayı toplanabilir ama doğru bulmam’

Kurultay toplamak isteyenler, farklı rakamlar ifade ettiler ama biz gelen rakamları medyanın da denetimine açtık, arzu eden partililer bakabilirler dedik. Ve o tartışma orada bitti. Delegelerin iradesine de ipotek koymak istemem. Gerekirse tüzük kurultayı toplanır. Çok büyütülecek bir şey değil. Ancak yerel seçime giderken ve ülke ekonomik krizle uğraşırken, partide tüzük kurultayı toplanması için bir imza eğilimi başlatılmasını doğru bulmam.”

Bu konularda ilginizi çekebilir