”Kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir”
Çiçek, "insanlar miting yapacaksa, alınan bir kararı protesto edecekse, bunların hepsinin yasal çerçevede olmasında herkes için fayda bulunduğunu" söyledi.
.
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Danıştay'ın, Bakanlar Kurulu Kararı'nın TEKEL işçilerinin de aralarında bulunduğu geçici personelin 4/c'ye geçiş için 30 günlük başvuru süresi tanıyan hükmün yürütmesini durdurması kararıyla ilgili olarak, "Gerekçesini bilmiyoruz. Bir dava açıldığına göre onun tarafı olan idareler bu kararı elbette değerlendirecek, yapılması gereken husus neyse onun gereği yapılacaktır" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Danıştay 12. Dairesi'nin kararı anımsatılarak, "Bundan sonra ne olacak yeni bir süre mi belirlenecek?" sorusuna Çiçek, "Gerekçesini bilmiyoruz. Onu ilgili birimler kendi yönlerinden değerlendirecektir. Çünkü bir dava açıldığına göre onun tarafı olan idareler bu kararı elbette değerlendirecek, yapılması gereken husus neyse onun gereği yapılacaktır" yanıtını verdi.
"Danıştay'ın kararından sonra çadırların kaldırılması için müdahale beklenebilir mi?" sorusu üzerine Çiçek, şunları söyledi:
"Bir dava söz konusu olduğuna göre idare aleyhine açılmıştır. Davanın tarafı olan idareler bu kararı değerlendirirler. İşin bir yönü budur. Tabiatıyla bir yargı kararı olması nedeniyle gereği neyse o yapılır, yeni bir düzenleme gerekiyorsa o da yapılabilecektir.
Sorduğunuz husus, kamu düzeniyle alakalı bir konu. Şunu açıkça ifade edelim. Bu ülkede herkes hakkını arayabilir, aramanın yolları açıktır. Ama kim hak arıyorsa yasalara uygun olarak haklarını aramalıdır. Yasaların dışına çıkarak hak arama çabası içinde olmak hak arayanları da haksız duruma düşürür. Doğru olmaz, kanunla karşı karşıya getirebilir. Buna herkesin dikkat etmesi lazım. Bizim ülkemizde aklı veren çok olur da ekmeği veren az olur. Başkalarının bir kısım laflarına bakarak kimse kanunla karşı karşıya da gelmemelidir."
Çiçek, "insanlar miting yapacaksa, alınan bir kararı protesto edecekse, bu konuda eleştirilerini yapacaksa bunların hepsinin yasal çerçevede olmasında herkes için fayda bulunduğunu" söyledi. Çiçek, "Ümit ederim kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir. Toplumsal müsamahayı da kimse bir başka türlü değerlendirmemelidir" dedi.
Desteğimiz Kıbrıs Türk halkınadır
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Bizim desteğimiz Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkınadır ve orada sürdürülen politikalaradır" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Çiçek, "Anayasa değişikliğine hazırlanıldığını Başbakan söyledi. Bu konuda muhalefete ne zaman gideceksiniz? Askere sivil yargıyla ilgili çalışmalar ne zaman olacak? Reform paketinin ayrıntıları netleşti mi?" sorularına şu yanıtı verdi:
"Şimdi zaten reform paketinden kastınız hangisi? Bildiğiniz gibi hem seçim yasaları hem anayasa değişikliği anayasamız gereği hükümetin gündeminde olan konular değil. Bunlar partinin veya grubun yaptığı çalışmalar. Bakanlar Kurulu'nda bu konular konuşmadık... Partinin MYK'sı veya yetkili kurullarında bu konuları konuşuyoruz. Dün sayın Başbakanımız da açıkladı ki mart ayı içinde bu değişikliklerle ilgili bir teklifi TBMM'ye sunma imkanımız olabilecektir. Bu teklif olgunlaştırıldığında herkesin bilgisi olacaktır. Bu işin Meclis'te yasalaşmasında katkı vermelerini umduğumuz, beklediğimiz muhalefetin de bilgisi olacaktır. Çalışmalar bittiğinde nasıl bir yol takip edileceğini ilgili arkadaşlarımız söylerler.
Dolayısıyla bugün dünkü ifade edilen hususlarla ilgili hem seçim yasası, hem de anayasa konusunda bugün bir değerlendirmemiz olmadı ama ayrıca değerlendirme yapıyoruz."
Ermeni iddiaları
Bakan Çiçek, "ABD'de 4 Martta görüşülecek sözde Ermeni soykırımı iddialarına" ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
"Türkiye ile ABD, iki önemli müttefik ülkedir. Son 50,60 yılın tarihini birlikte paylaşıyoruz. Dolayısıyla bu türlü bir tasarı, Türk-ABD ilişkilerine, kabulü halinde önemli zarar verir. Özellikle hem Türkiye'nin hem de ABD'nin bölgede yüklendikleri sorumluluklar ve bunun karşılıklı olarak getirdiği yükümlükler dikkate alındığında, bu türlü sözde bir kısım tasarıların meclislerden karara bağlanmış olmasını biz baştan beri doğru bulmuyoruz. Bu Türk-ABD ilişkilerini büyük ölçüde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Bunu komisyon üyeleri de herhalde düşünecektir, düşünmelidir.
İkincisi, Kafkaslarda barış ve istikrarın sağlanması bakımından Türkiye'nin de Ermenistan ile yürüttüğü bir inisiyatif var. Olumsuz bir karar bu ilişkileri de etkileyecektir. Herkes bütün bu gelişmeleri dikkate alarak tarihi olayları parlamentolarda karara bağlamak gibi bir alışkanlıktan herkesin vazgeçmesi lazım. O zaman bu kararı alanlar da başka türlü sıkıntılara girebilirler. Onun için biz, sağduyunun galip geleceğini düşünüyoruz. Bu konuda her kademede bu konuyu biz gündeme getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Şu anda ABD'de olan heyetler var. Başbakanımız bunu yaptığı görüşmede dile getirdi. Bu endişeleri ortaya koydu. Dışişleri bakanımızın temasları var. Yani bizim, bu tasarının geçmemesi noktasında üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama bütün mesele oylamaya katılacak olanların da bu nezaketi dikkate alarak, bu hassasiyeti dikkate alarak oy vermeleri beklentimizdir."
Bakan Çiçek, bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile daha önce bu konuları görüştüğünü anımsatarak, "Bu tasarılar bir gecede gelmedi. Bugün için demiyorum, son ziyarette bu konular gündeme geldi. Zaten son ana bırakılmış bir teşebbüs değil Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımı, onun için her kademede konu gündeme getirilmiştir. Bizim yönümüzden ne anlam ifade ettiği ve getirebileceği olumsuzlukları da ilgili makamlara her kademede söylenmiştir" dedi.
Rekabet Faslı'nın açılması için devlet yardımlarıyla ilgili kanun tasarısının çıkacağını ifade ettiğini anımsatan bir gazetecinin, tasarının içeriğini sorması üzerine Bakan Çiçek, tasarının kapsamlı olduğunu kaydetti.
Devlet tarafından bir kısım sivil kuruluşlara yardımları içerdiğini dile getiren Bakan Çiçek, bu konuda AB standartlarına kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Basında, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a atfen, "Kaybedersem AK Parti politikası da kaybeder" şeklinde sözlerinin sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi:
"Bizim desteğimiz Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkınadır ve orada sürdürülen politikalaradır. Şahıslarla ilgili değil. Biz orada adil ve kalıcı bir barışın tesisini arzu ediyoruz, politikamız budur. Bunun parametreleri daha önce açıklandı. BM parametreleri çerçevesinde adil ve kalıcı bir barışın sürdürülmesinden yanayız. Bizim desteğimiz de bunadır. Kıbrıs'ta da işleyen bir demokrasi var. Biz adayların hepsine bugün olan ya da yarın olacakların hepsine eşit mesafedeyiz. Kıbrıs'taki seçmenler kimi seçerse biz onunla çalışmaya hazırız. Dolayısıyla bizim desteğimiz kişilere değil, Kıbrıs Türk halkına ve sürdürülen politikalardır."
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kısa çalışma ödeneği ile ilgili sürenin 6 ay daha uzatıldığını bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Sulama Birliklerinin daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için ilgili kanunda değişiklik yapılması ihtiyacı doğduğunu, toplantıda Sulama Birlikleri Kanunu Tasarısı'nın ele alındığını ve tasarının imzaya açıldığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan Kolluk Gözetim Komisyonunun Kurulmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın da kurul toplantısında ele alındığını aktaran Çiçek, şöyle konuştu:
"AB reformları çerçevesinde insan hakları alanında birçok düzenlemeler yapılmıştır. Birincil mevzuat düzenlemeleri, kanun tasarıları, kanunlar, ikincil düzenlemeler... Tabii mevzuatın çıkarılması yetmiyor tek başına. Bunların uygulamadaki yansımalarını görmek gerekmektedir. Başta polis, jandarma ve sahil güvenlik komutanlığı personelini kapsayan bu tasarı, uygulamalar sırasında hak ihlalleri varsa, şikayetler varsa bunların incelenmesi gerekmektedir. Bunun için de bir mekanizmaya ihtiyaç var. Sivil ve bağımsız bir mekanizmadır Kolluk Gözetim Komisyonu tasarısında öngörülen model. Dolayısıyla vatandaşlarımızın kolluk hizmetleriyle ilgili şikayetlerini bu bağımsız ve sivil kuruluş denetleyecek. Gerekli incelemeleri yapmak suretiyle hak ihlallerinin önlenebilmesi bakımından önemli bir kurumsal yapıya kavuşmuş olacaktır Türkiye."
Hayvancılığa destek
Bakan Çiçek toplantıda, hayvancılığın desteklenmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararı alındığını da belirterek, hükümetin 2002 yılından bu yana bütçe imkanları ölçüsünde tarım desteklerini büyük ölçüde artırdığını söyledi. Çiçek, şöyle devam etti:
"2002 yılında toplam tarımsal destek 1 milyar 868 milyon TL iken bugün itibariyle yaklaşık 6 milyar TL'ye yükselen çok önemli bir destek sağlanmıştır. Bu tarımsal destek içinde hayvancılık maalesef geçmişte büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Bu hem istihdam açısından hem belli bölgelerdeki vatandaşlarımızın geçim kaynağı olması nedeniyle hayvancılığın desteklenmemiş olmasının getirdiği pek çok sıkıntı var. 2002 yılında bu 1 milyar 868 milyon TL'lik tarımsal destek içerisinde hayvancılık için ayrılan para sadece 83 milyon TL'dir. Toplam destek içindeki payı yüzde 4.4 idi. Biz hayvancılığın öneminin farkındayız. Özellikle kırsal kesimde ve Türkiye'nin belli bölgelerinde hem önemli bir istihdam kaynağıdır hem de geçim kaynağıdır. Onun için hem tarımsal destek arttı hem de miktar arttı. Dolayısıyla 5 milyar 897 milyonluk bu sene vereceğimiz tarımsal destek içerisinde hayvancılığın payı 1 milyar 265 milyondur. Ayrıca bu kararname ile bu destek kapsamında hayvan başı ödemeler, yem bitkileri ekilişi, süt ve et primi desteği, su ürünleri, arıcılık, ipek böceği yetiştiriciliği, hayvan hastalıklarıyla mücadele desteği de vatandaşlarımıza sağlanmaktadır. Dolayısıyla 1 Mart tarihi itibariyle bu destek yürürlüğe konulmuş olmaktadır."
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında alınan kararla Kısa Çalışma Ödeneğinin süresinin altı ay daha uzatıldığını bildirdi. Çiçek, "2009 yılında bu kısa çalışma imkanından faydalanan kişi sayısı 192 bin 162'dir ve ödenen para da yaklaşık 163 milyon TL'dir. 2010 yılı Şubat ayı sonu itibariyle yararlanan kişi sayısı yaklaşık 203 bin olmuştur. Dolayısıyla artışı da dikkate alarak bu imkandan istifadeyi uzatmış oluyoruz altı ay daha. Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili süre uzatılmış oluyor bugünden geçerli olmak üzere" diye konuştu.
AB ile ilgili çalışmalar
Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda AB ile ilgili çalışmaların da ele alındığını belirterek, Reform İzleme Grubu'nun dün toplandığını ve toplantının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geniş bir açıklama yaptığını hatırlattı.
İlerleyen dönemde müzakereye açılabilecek fasıllar olduğuna işaret eden Çiçek, "Rekabet Faslı"nın açılabilmesi için Devlet Yardımları Kanun Tasarısı'nın yasalaşması gerektiğini, tasarının bugün imzaya açıldığını bildirdi. Çiçek, "Kısa sürede tamamlanıp yasalaşması halinde Rekabet Faslı için bizim açımızdan bir engel söz konusu olmayacaktır" dedi.
Gıda güvenliği ile ilgili faslın da önümüzdeki dönemde açılabilecek fasıllar arasında yer aldığını belirten Çiçek, bunun için de "Bitki Sağlığı, Veteriner Hizmetleri, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı"nın yasalaşması gerektiğini, bu tasarının da zaten TBMM'ye sevk edildiğini hatırlattı.
Çiçek, "Kamu Alımları Faslı" ile ilgili olarak da Kamu İhale Kanunu'nda, AB raporlarında ifade edilen eksikliklerin giderilmesi için Maliye Bakanlığı'ndaki çalışmaların hızla sürdürüldüğünü bildirdi.
"Sosyal Politikalar ve İstihdam Faslı"nın açılabilmesi için Sendikalar Kanunu'nun çıkması gerektiğini söyleyen Çiçek, bu tasarının da şu an TBMM'de olduğunu ifade etti. Çiçek, "Tarım ve Kırsal Kalkınma Faslı"nın açılabilmesi için de yapılması gereken çalışmalar olduğunu belirterek, Bakanlar Kurulu toplantısında tüm bu konuların üzerinde durulduğunu aktardı.
İhracattaki artış
Bakanlar Kurulu'nda, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın dış ticaret ve ihracatla ilgili bir sunum yaptığını dile getiren Çiçek, bugün Şubat ayı ihracat rakamlarının da açıklandığını hatırlattı.
"Kabul etmemiz lazım ki Türkiye'nin büyümesi büyük ölçüde ihracata dayalıdır. İhracat ne kadar artarsa Türkiye'nin ekonomik gelişmesi de ona paralel olarak güçlenmekte ve gelişmektedir. İhracata dayalı büyüme söz konusu olduğunda da tabii olarak üzerinde durduğumuz ihracatın artırılmasıdır" diye konuşan Çiçek, bugün açıklanan rakamlara göre Şubat ayında sanayi ürünleri ihracatının yüzde 20,5; tarım ürünleri ihracatının yüzde 13,5; madencilik ürünleri ihracatının da yüzde 68 oranında arttığını vurguladı.
İhracattaki büyümenin ve artışın sürdüğüne işaret eden Çiçek, Türkiye'nin 2009 Şubat ayında 6 milyar 836 milyon dolar olan ihracatının, 2010 Şubat ayında 8 milyar 226 milyon dolara çıktığını kaydetti. Aylık değişim oranının yüzde 4,6 olduğunu anımsatan Çiçek, bunu geçen yıla göre "önemli bir artış" ve "krizden çıkış açısından önemli işaretlerden biri olarak" nitelendirdi.
Çiçek, taşıt araçları sektöründeki yüzde 37,8'lik yükselmenin yan sanayi açısından önemli bir istihdam sağladığına, KOBİ'ler için önemli bir imkan olduğuna işaret etti.
Kayıt rakamları itibariyle Ocak ayında yüzde 12 ve Şubat ayında yüzde 20'lik artışın söz konusu olduğunu belirten Çiçek, "Bu da şunu ifade ediyor ki Orta Vadeli Programda 2010 için öngörülen hedefi Türkiye rahatlıkla yakalayabilecektir. Hatta bunun üzerinde bir miktar daha fazla gerçekleşme olabilecektir. İhracat rakamları fevkalade olumludur, Türkiye ekonomisinin değerlendirilebilmesi bakımından" şeklinde konuştu.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında ayrıca hükümet uygulamaları, iç ve dış gelişmelerle ilgili genel bir değerlendirme yapıldığını da aktardı.