Kırcami, Ali Çetinkaya ve halkın sesi...
ANTALYA'DAN / Erdoğan KAHYA
Hatırlayacaksınız. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, sadece bu konuyu açıklamak için basın toplantısı düzenlemiş ve Ali Çetinkaya Caddesi'nin raylı sistemin devreye girmesiyle birlikte araç trafiğine kapatılacağını duyurmuştu. Türel bu kararı alırken bölgedeki ve özellikle cadde üzerinde faaliyet gösteren esnaf arasında anket yaptırdıklarını, esnafın da caddenin yaya trafiğine açılmasını istediğini söylemişti.
Hafta sonu bir grup esnaf temsilcisi; kendileri ile bu konuda görüşülmediğini ve Türel'in sözünü ettiği anketin yapıldığı yönündeki açıklamasının da doğru olmadığını belirterek, topladıkları 300 imzalı dilekçe ile belediyenin kapısına dayandılar. Belediye Başkan Vekili Abdurrahman Yılmaz ile görüşen esnaf temsilcileri, caddenin araç trafiğine kapatılmamasını istediler.
Temennimiz Büyükşehir Belediye Başkanı ve ekibinin bu projeyi bir daha gözden geçirmesi ve bu kez halkın sesine kulak vermesidir. Biz artık biliyoruz ki, hem Menderes Türel, hem de AKP "ben yaptım oldu", "biz yaptık oldu" mantığını hem akılcı bulmadığı gibi demokratik da bulmuyor...
Kırcamililer örgütlendi.
Kırcamililer nihayet akıllıca bir girişimde bulundu. Bundan önemlisi 30 yıla yakındır, göreve her gelen siyasinin kendilerini değil, oylarını düşündüklerinin farkına vardılar. Sanki aralarında anlaşmışcasına, birinin imara açma isteğine diğerinin karşı çıktığı, hatta bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin de devreye girip mahkemelere başvurması ile yaklaşık 20 yıldır kendilerini oyalayan, siyasilerin farkına vardılar. Belki en doğru bir tahminle siyasilere; "Arkadaş biz oy deposu değiliz. Sizin oyuncağınız da. Bizi bugüne kadar kandırmanıza da artık izin vermeyeceğiz" diyerek örgütlenme kararı aldılar. Şimdi pazarlık masasında bir oy makinesi olarak değil de bu işe taraf olarak oturup, gerekirse yumruk vuracaklar...
Evet Kırcami bölgesindeki 14 mahallenin temsilcileri, kısa adı KIRYADER olan; Kırcami Bölgesi Geliştirme Güzelleştirme Kültür ve Yardımlaşma Derneği'ni kurdular. "Buradaki topraklarda kesinlikle tarım yapılmalıdır" diyen uzmanların görüşlerine de saygı duymak durumundayız, ancak diğer tarafta da halkın sesi var. İşte bu aşamada Kırcamililer'in yeni kurdukları KIRYADER'in önemi ortaya çıkıyor. KIRYADER yine uzmanlar aracılığı ile raporlar oluşturarak karşı tezi ortaya koyarak bir güçbirliği oluşturacak. Kendilerini anlatma imkanı bularak, en önemlisi sivil toplum örgütlenmesi olarak Kırcami tartışılırken taraf olabilecek, kamuoyunu bilgilendirecek.
Bu iki olay da gösteriyor ki Türk toplumu artık sivil inisiyatifin, demokratik yaşamdaki gücünün ve yerinin farkına vardı. Bu iki olay da gösteriyor ki, artık siyasiler halkı "oy makinesi" olarak göremeyecek, eğer seçilmek istiyorsa halkın nabzını iyi teşhis edecek.
Ali Çetinkaya esnafının ve Kırcamililer'in bu tavırlarının Antalya'ya örnek olması lazım. Çünkü bu millet, Atatürk'ün önderliğinde halkın kendi kendini yönetim şekli demokrasiyi seçmiştir. Son söz sahibi halktır. Bundan böyle hiçbir güç, "Biz yaptık veya ben yaptım oldu" diyemeyecektir.