Kış Güneşi
Murat BERK - Yapı Kredi Yatırım
Geçen haftaki yorumumuzda “kısa vadede, hatta birinci çeyreğin sonlarına doğru uzanan bir zaman dilimi içinde, sert düşüş gördüğümüz piyasaların tepki yükselişi mümkün. Fakat 2016 yılının, piyasalarda volatilitenin yüksek olduğu küresel bir ayı piyasası görme ihtimali olduğunu düşünüyoruz” diye ifade etmiştik. Gerçekten de sert düşüş sonrası piyasanın toparlanma gösterdi. Esasında bu son piyasa toparlanmasında da yine piyasaları asıl etkileyen konunun ne olduğunu bir kez daha gördük. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası’ndan kaynaklı (BOJ) ek yardım umudu bu toparlanmada etkili oldu. Bu durum kısa vadede devam edebilir fakat küresel bir ayı piyasasına girmiş olabileceğimizin ve düşüş trendinin devam edeceği ihtimalinin küçümsenmemesi gerektiğini yinelemek istiyoruz.
Dolayısıyla piyasalarda gördüğümüz toparlanma eğiliminin orta vadeli bir düşüş trendi içerisinde bir karşı trend hareketi olarak kalması bizce daha olası. Bunun zayıflayan bir dünya ekonomisi konjonktüründe gerçekleşiyor olması da ayrıca düşündürücü. Örnek vermek gerekirse, BOJ açıklamaları ile yükselen Japonya’da, son veriler ihracatta yüzde 8, ithalatta ise yüzde 18 düşüş gösterdi.
Ayrıca, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, ECB ve BOJ’un ek gevşeme tedbirlerinin küresel sorunların ana kaynağı olarak gördüğümüz dolar likiditesinin yerini ikame etmesinin mümkün olmadığını düşünmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla, doların likidite bolluğu döneminin sona erdiğinin ilk etkilerini görüyoruz kanımızca. Bu fasit daire diye tanımladığımız dinamiğin ABD ekonomisini ciddi anlamda etkilemeye başlamadan Amerika Merkez Bankası’nın (FED) çıktığı yoldan erken bir U dönüşü yapmasını beklemek ise bizce fazla iyimser olur. FED, U dönüşü yapmadığı müddetçe dolar likiditesindeki daralmasının durması ve yarattığı ve yaratacağı etkilerin önlenmesi ise oldukça düşük bir ihtimal bizce.
Son olarak, Davos’taki tartışma konularına uzaktan baktığımızda mülteci krizi ve İngiltere’nin birlikte kalıp kalmayacağı da dahil olmak üzere Avrupa’daki siyasi iklimin ağırlaşabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca, ABD’deki başkanlık yarışında “sosyalist” Bernie Sanders ile Hillary Clinton’un Demokrat adaylığı için yarışabileceği ve başkanlık yarışının Sanders ve Trump arasında geçebileceğine dair emareler var. Bunun olması durumunda ise piyasalarda gördüğümüz siyasi risk algısı ABD için de artabilir bizce.