”Kişinin önce kendi eli temiz olacak”

Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, "Ergenekon" soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İtalya'da Temiz Eller operasyonu yapıldığı zaman 'bizde bu ne zaman yapılacak?' diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar?" sözlerine, "Temiz eller operasyonunu yapmak için düğmeye basacak olanın, önce kendi eli temiz olacak. İtalya'daki temiz ellerle senin buradaki operasyonun arasında ne paralellik var?" karşılığını verdi. 

Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, "Ergenekon" soruşturmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bu soruşturmanın, dar bir hukuk kadrosunun, kendi görev ve sorumluluk alanı içinde yürüttüğü dava olmaktan çıktığını ifade eden Baykal, davanın içinde, Başbakan, bakanlar, AK Parti yandaşı gazetelerin bulunduğunu iddia etti. 

Baykal, mahkeme salonuna siyaset girdiğini, siyasetin girdiği anda da adaletin çıktığını söyledi. 

Soruşturma kapsamında örgütün finansörü olduğu gerekçesiyle tutuklanan Kuddusi Okkır'ın cezaevinden çıktıktan 3 gün sonra yaşamını yitirdiğini anımsatan Baykal, bunun hukukla ve insanlıkla bağdaştırılamayacağını söyledi. Baykal, "Neyin finansörü bu kişi? Cenazesi Edirne Belediyesinin katkısıyla İstanbul'a getirildi. O finansörse, sizin Ergenekon da onun finanse ettiği bir Ergenekon" dedi. 

 

"Sanık var cephane yok"

Ergenekon'un çıkış noktası olan, Ümraniye'de bir gecekonduda 12 Temmuzda ele geçirilen bombaların, 13 Temmuzda imha edildiğini hatırlatan Baykal, "Acaba görsek, incelesek, 'göremezsiniz, biz gördük, inceledik...' Ortada yığınla sanık, laf, kitap, tanık, proje var, ortada cephane, silah, mermi yok. Ortada subay var, emekli ama asker yok, tank, top yok. Ortada proje, CD'ler var... Ciddi olalım" diye konuştu. Baykal, davanın, ciddi şekilde yıprandığını, yaşanan olayların, davanın etkinliğine darbe vurduğunu savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şu konu netleşmedi: Bu örgüt darbeyi geçmişte yapmak üzere kurdu da şimdi mi ortaya çıktı, onun hesabını mı soruyoruz? Yoksa, şimdi darbe yapacaklar da o darbeyi engelleyip, bunun hesabını mı soruyoruz? Geçmişte bir darbe hazırlığıyla ilgili bir soruşturmaysa, ona göre ifadelerinin alınması, sorgulanması gerekenler var. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, günlüklerin kendine ait olmadığını söyledi. Böyle olup olmadığını tahkik etmiyorlar. 

7 Temmuzda Gaziantep'ten başlamak üzere, bir büyük ayaklanma hareketini ortaya koymak üzere oluşmuş bir organizasyonsa ona göre bakalım. Bu ihtilali, kim, kimlerle yapacak, hedefi ne? Emekli askerler, emekli astsubaylar ele ele vermişler... Oradaki Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, ordu komutanları, koca Türk Silahlı Kuvvetleri, onlara rağmen mi ihtilal yapacaklar? Buna inanmamızı mı istiyorlar? Bunun inandırıcılığı, ciddiyeti olur mu? Buralardan tutturma imkanı yoktur. İddianame, her hafta ertelenmektedir. 2 bin 500 sayfa iddianame... Sen bırak 2 bin 500 sayfayı, bana 5 sayfa söyle. Kim ne yaptı, nasıl, niçin yaptı, onun hesabını hep beraber soralım." 

 

"Hukukun gücüne inanıyoruz"

CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'nin, bu güç dönemin altından, demokrasi ve laikliğini güçlendirerek çıkacağını dile getirerek, bu tertiplerin işlemeyeceğini, hukuk ve anayasal sistemin, bu olayları etkisiz kılmanın gücüyle ortaya çıkacağını söyledi. 

Böyle olay ve tertiplerin her zaman yaşanabileceğini ifade eden Baykal, Türk adaletindeki gerçek savcı ve yargıçların, dürüst, deneyimli hukuk sisteminin ayağa kalkmasını beklediklerini belirtti. Baykal, hukukun gücüne, kadrolarına, yargıçlarına, savcılarına, geleneğine inandıklarını vurgulayarak, laiklik ve demokrasinin güçlenmesi için hukukun büyük bir sınav vermesi gerektiğini söyledi. Baykal, hukukun, bu sınavı vermesi halinde, demokrasi ve laikliğin güçlenerek çıkacağını ifade etti. 

Türkiye'de bu olayları yaşaya yaşaya istikrarı yakalayacaklarını dile getiren Baykal, istikrarın toplumun içinde değil, ülkeyi yöneten kadroların arasında bozulduğunu öne sürdü. Halkın sorunlarını çözmek için oy alıp, sonra kendi sorunlarını çözmek için devlet, hukuk ve anayasa ile kavga edilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Baykal, "Bunun iyi olmadığını, yaşayarak göstermeliyiz. 4 defa yaşadık, hala o ders alınamadı. İnşallah, bundan sonra alınır, bir daha bu yollara girmemek gerektiğini görürüz" dedi. 

 

"Akil adam olmayanları niye getirdiniz?"

Baykal, vatandaşın, anayasa problemi bulunmadığını belirterek, 12 Eylül anayasasının büyük bir bölümünün değiştiğini anımsattı. Ancak, anayasanın tümünün değiştirilmek istendiğini ifade eden Baykal, Almanya'da anayasayı işgal kuvvetlerinin, Japonya'da ise ABD'li General Mc Arşur'un hazırladığını, bu ülkelerde anayasayla ilgili bir sorun bulunmadığını söyledi. 

Türkiye'nin anayasasını, Milli Mücadele ve Ulusal Kurtuluş Savaşının koşulları içinde, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak için yaptıklarını anlatan Baykal, "Ülkeyi yönetmeye kalkanlar, onlara dışardan yön verenler, ülkeyi karıştırmak isteyenler, ikide bir karşımıza bu sorunları getiriyorlar. Buna alet olmayalım" dedi. 

Baykal, "Türkiye sıkıntıda, akil adamlar kadrosu kuralım" önerilerine işaret ederek, "Demokraside seçim noktasına gelenler, akil insanlardır. Ülkeyi yönetmek için işbaşına gelmiş olanlar akil adamlar değil mi? Niye akil adam olmayanları oraya getirdiniz, şimdi de akil adam arıyorsunuz? Demokrasilerde, akil adam, başka yerde aranmaz, olduğu yerdedir. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar kurulu üyeleri akil adamlardır. 'Yok, bizde ihtiyaç var...' Sorun o" diye konuştu. 

 

"Önce kendi eli temiz olacak"

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti grubunda yaptığı "İtalya'da Temiz Eller operasyonu yapıldığı zaman 'bizde bu ne zaman yapılacak?' diye hayran hayran bakanlar, ülkemizde bu adımlar atıldığı zaman niçin rahatsız oluyorlar?" açıklamasını da eleştirdi. 

"Temiz Eller operasyonunu yapmak için düğmeye basacak olanın, önce kendi eli temiz olacak" diyen Baykal, "Temiz ellermiş... İtalya'daki temiz ellerle, senin buradaki operasyonun arasında ne paralellik var? Sen Mustafa Balbay'ı, gazetecileri, askerleri, temiz Türkiye'yi engellediği için mi gözaltına aldın?" dedi. 

Baykal, "Milletvekili dokunulmazlığı konusunu aşmadan, büyük söz söyleme hakkına sahip değilsin, susacaksın. Bu konu çözülmeden, Türkiye'de siyasi tartışmaları, bir zemine oturtma imkanı yoktur" diye konuştu. 

 

"Siyasi kadrolar kendilerine yeni bir Türkiye hazırlasın"

Türkiye'yi, sıkıntılı dönemden güçlendirerek çıkarmada, CHP'nin kendini sorumlu hissettiğini dile getiren Baykal, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Bütün ihtimallere karşı, kendimizi hazır hissediyoruz. Anayasa Mahkemesi ne karar alırsa alsın, İstanbul'daki dava nasıl giderse gitsin, bundan Türkiye'yi güçlendirerek çıkarmak, hepimizin boynunun borcudur. Bunun gerçekleştirilmesi için hiçbir engelli kabul etmiyorum. Biz, üzerimize düşeni yapacağız. Anayasa Mahkemesi hangi kararı alırsa alsın, inanıyorum, Türkiye'de yaşadığımız olayları, bir daha yaşamamızı gerekli kılmayacak, yaşanan olaylardan herkesin ders almasının sağlanacağı yeni ve taze bir başlangıcı hep beraber yapacağız. Herkes, kendini buna, böyle bir tabloya hazırlasın. Biz hazırlıyoruz, bizim dışımızdaki siyasi kadrolar da kendilerine yeni bir Türkiye hazırlasın.Türkiye'yi, bu kadro çıkmaza soktu. Türkiye'nin siyasi temellerini sahiplenerek, yeni bir Türkiye kadrosunu hep beraber inşa edeceğiz."