Konya yoruldu...
KONYA'DAN / Yusuf BALTACI
Evet, Konya gerçekten yoruldu. Son yıllarını birçok kentimiz gibi hızlı kalkınmayla geçiren Konyamız'ın artık yürüyecek dermanı kalmadı. Bu hayali ya da uydurma bir tespit değil; yirmi yılını bölgeye vermiş, yirmi yıl akıp gelen zaman içerisinde bölgenin ekonomik ve sosyal atılımlarını, sorun ve çıkışlarını yakından bilen biri olarak söylüyorum, umutlar tükendi... Çünkü yol tükendi... Nefes tükendi. Ha bugün, ha yarın yok artık.
İşin daha açıkçası sanayicimizin de, çiftçimizin de 'yüreğindeki kuş öldü'. Bilmem kimler sevinmeli, kimler üzülmeli. Kimsede heyecan yok... Mal var, mülk var. Adam var, bina var... Her şey var aslında... Ama bu her şeyin ruhu, canı, heyecanı, umutları yok artık. Adeta, 'alın hepsi sizin olsun' der gibi insanların yüreği... 'Bize adalet, bize hoşgörü, bize moral ve cesaret lazım', der gibi sanayici, çiftçi.
Şaka değil, inanın şehre yön verenler, önde giden ve çekici güç olan sanayiciler, toprağına bağlı, insanını seven insan gibi insanlar... Hepsi ama hepsi ölü gibi... Hâlâ mı bir umut var ufuklarda, diye içlerinden geçiren var mı bilmem. Olacağını pek sanmıyorum. Benim anladığım bu durum, yolun sonu gibi bir şey. Bir avuç etkili ve yetkili umut dağıtıcısı veya ortamı iyi göstermeye gayretli ve de görevli kişi veya kurumların dışında artık bu hikayenin bittiğinin işaretidir. Artık yeni hikayelere inanacak insanlar bulunur mu bilmem.
Gerçekten bu güzel şehre çok yazık oluyor. Bu güzel ülkeye çok yazık oluyor. Gelen vuruyor... Giderken gene vuruyor. Ülkemizin her yerine bu ölü toprağı, sessizlik, umutsuzluk hakim. Ama Konya bugüne kadar hiç böyle olmadı. Sanırım en çok da Konya etkilendi. Çünkü yıkım tarımla, hayvancılıkla, çiftçilikle yani normal Konyalı'nın da, sanayicinin de can damarlarını kesilmesi ile başladı. Tarımdan sanayie geçen bir şehrin, artık tarımından bile söz edemeyiz. Sanayicimizin belki de çoğunluğu tarımdan sanayie entegre olurken, büyümesini ve yaşamasını da büyük ölçüde tarıma borçluydu. Şimdi o da yok... Hayvancılık desen yarısı gitti. Üretim yüzde 60'lara kadar düştü. Hepsi bir yana da insanların içindeki hayalleri, umutları, heyecanları gitti. Hâlâ Göksu Nehri'ni ovaya akıtacağını söyleyen, yıllardır bu yalanlarla çiftçiyi de, kentliyi de avutanlar sevinin artık.
Çünkü zaman artık çok geç oldu. Bu saatten sonra gelecek suyunuzu kullanacak toprağınız da kalmayacak, o toprağı işleyecek çiftçiniz de... Çünkü ölen kuşlara yeniden can veremeyeceksiniz.