”Krizden kredi ve uzun süreli borçlanma tarafı olumsuz etkilendi”
IFC Başkan Yardımcısı Kaldany, "Yeni yöntemler bularak finansmanı hızlandırmaya çalışıyoruz" dedi.
İSTANBUL - Uluslararası Finans Merkezi (IFC) Başkan Yardımcısı Rashad-Rudolf Kaldany, krizden kredi ve uzun süreli borçlanma tarafının olumsuz etkilendiğini, kurum olarak yeni yöntemler bularak finansmanı hızlandırmaya çalıştıklarını kaydetti.
Kaldany, İstanbul Finans Zirvesinde Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Enerji, yerel yönetimler, altyapı ve proje finansmanı" konulu oturumda yaptığı konuşmada, son 20 yılda 1,3 trilyon doların proje finansmanı olarak verildiğini ve bunun 2007'de en üst seviyeye ulaştığını söyledi.
Bu yıl senenin ilk yarısında 100 milyar dolar, geçen yılın ilk yarısında ise 86 milyar dolarlık bir rakamın söz konusu olduğunu ifade eden Kaldany, "Krizde yabancı doğrudan sermaye güçlü kalmaya devam etti. Ancak krizden kredi tarafı, uzun süreli borçlanma tarafı maalesef olumsuz etkilendi. Biz yeni yöntemler bularak finansmanı hızlandırmaya, diğer çok taraflı kuruluşlarla işbirlikleri yaparak yeni enstrümanlar bulmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Likidite ihtiyacı
Avrupa Yatırım Bankası (AYB) Türkiye Operasyonları Sorumlusu Alain Terraillan ise AB'ye bağlı olarak çalışan AYB'nin uzun vadeli finansman sağladığını ve geçen yıl verdiği finansman miktarında ciddi artış olduğunu vurguladı.
Terraillan, "Yıllık verdiğimiz finansman miktarı 60 milyar dolar iken, geçen yıl bu miktar 80 milyar dolara çıktı. Bunun yüzde 90'ı AB ülkeleri içindi" dedi.
Geçtiğimiz yıl, özellikle kriz sonrasında likidite ihtiyaçları nedeniyle bankacılık sektörünü desteklediklerini, dolayısıyla kredi kullandırmada daha çok bankalara doğru bir artış olduğunu ifade eden Terraillan, buna karşın proje finansmanı ve enerji sektörüne verdikleri kredilerde daha stabil kaldıklarını belirtti.
"Fiyatlar düşüyor, düşmeye devam edecek"
UniCredit Grup Proje ve Ticari Finansman Yönetici Ortağı Constantin Von Moltke de artık bankacılıkta uzun vadeli finansman sağlamanın çok zor hale geldiğini, bu durumun AYB ve IFC gibi kurumların önemini artırdığını kaydetti.
Genel olarak ticari bankaların bilançolarını düzeltmeyi başardıklarını, likiditelerinin iyi olduğunu, son derece rekabetçi bir piyasa dinamikleri bulunduğunu dile getiren Moltke, "Herkes işinin peşinde koşuyor. Enerji ve altyapı projeleri için yüksek talep var. Hükümetler ve otoritelerin şu anda birtakım bütçe kısıtları var. Bu nedenle altyapı projeleri öteleniyor" diye konuştu.
Bankaların krizden önceki likidite oranlarına sahip olmadıklarına dikkati çeken Moltke, "Kriz neleri değiştirdi? Uzun vadeli proje finansmanı sağlayan bankalar biraz geri çekildiler. Uluslararası bankaların kolay şekilde finanse edebileceği projeler var" dedi.
Moltke, bankacılık sistemindeki rekabet koşullarının değiştiğinin altını çizerek, finansman alanında fiyatların düştüğünü ve düşmeye devam edeceğini düşündüğünü bildirdi.