Kullanılmış makine ithalatında son durum nedir?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Hasan AKDOĞAN / Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri

Eski, kullanılmış, yenileştirilmiş, kusurlu (defolu) ve yatık (zamanla dayanıklılığını yitirmiş) malların ithali ithalat rejim kararı uyarınca izne tabidir. İzni verecek merci Dış Ticaret Müsteşarlığı'dır. Doğal olarak, müsteşarlık, ülke ekonomisine bu tür ithalatın etkilerini göz önüne alarak, her yıl konuya ilişkin düzenlemeler yapıyor.

Bu düzenlemelere göre, gümrük tarife istatistik pozisyonları (G.T.İ.P) ve tanımları belirtilen eşyaların eski, kullanılmış veya yenileştirilmiş olarak 10 yaşına kadar (10 yaş dahil) izin alınmaksızın ithali mümkün iken, 10 yaşından büyük olanlar ile tebliğde yer almayanlarla ilgili olarak ise İthalat Rejimi Kararı'nın 7'nci maddesi çerçevesinde Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan izin almak gerekiyordu.

Ancak yeni yapılan düzenleme ile bazı farklılıklar uygulamaya konulmuş bulunuyor.

Buna göre;

a) 2009/9 sayılı Tebliğ'de, bazı GTİP'ler belirtilerek, bu eşyaların 10 yaşına kadar izin alınmaksızın ithaline imkan tanınmakta iken 2010/9 sayılı Tebliğ'de yaş sınırı ortadan kaldırılmıştır.

b) 2009/9 sayılı Tebliğ'de yer almayan eşyaların tamamı, İthalat Rejimi Kararı'nın 7'nci maddesi gereğince Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın iznine tabi tutulmuş olup, bu durum 2010/9 sayılı Tebliğ'de de aynı şekilde yer bulmuştur.

c) 2009/9 sayılı Tebliğ'de yer alan eski, kullanılmış veya yenileştirilmiş olarak ithal edilebilecek eşyanın yaşına ve modeline yönelik değerlendirmelerin, gümrük beyannamesinin tescil tarihi itibariyle yapılacağı hükmüne yeni düzenlemede yer verilmemiştir.

d) 2009/9 sayılı Tebliğ'de izin merci olarak sadece Dış Ticaret Müsteşarlığı (İthalat Genel Müdürlüğü) belirtilmekte iken, 2010/9 sayılı Tebliğ'de bir ayrıma gidilerek, Tebliğ eki EK I B 'de yer alan liste kapsamı kullanılmış veya yenileştirilmiş eşyanın ithalatında listede belirtilen kurumdan (Ulaştırma Bakanlığı veya Denizcilik Müsteşarlığı), diğer kullanılmış veya yenileştirilmiş eşyalarla ilgili olarak ise Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan izin alınması öngörülmüştür.

e) 2010/9 sayılı Tebliğ eki EK II'de yer alan eşyalarla ilgili, eşya kıymetinin belli değerin altında olması durumunda izne tabi tutulması, belirlenen değerin üstünde olması durumunda da izne gerek olmaksızın ithaline imkan tanınması bir yenilik olmuştur. Bu sınırlama, hurda ya da değersiz makinelerin ülkemize girmemesi bakımından yararlı olmuştur.

f) 2010/9 sayılı Tebliğ ile getirilen yeniliklerden bir diğeri de, yine Tebliğ eki EK II'de yer alan eşyalardan, bir beyannamede yer alan 12'li G.T.İ.P'ler bazında 10 adet ve 50 kg. (her iki şartın birden sağlanması koşuluyla) veya daha az miktarda olanların ithalinin izne gerek olmaksızın yapılabilmesi olmuştur.

g) EK II'de yer alan liste kapsamı kullanılmış veya yenileştirilmiş eşyayı ithal etmek isteyen ithalatçıların, elektronik başvuru formunu usulüne uygun olarak doldurduktan sonra formun bir çıktısını imzalı ve kaşeli olarak İthalat Genel Müdürlüğüne göndererek İzin Belgesi başvurusunda bulunabilmeleri de getirilen yeniliklerden bir başkası olmuştur.

Yeni düzenlemelere bakıldığında, esas itibariyle üç farklı eşya listesinin hazırlandığı, bu listelere göre de farklı izin prosedürleri getirildiği görülüyor.

Bunlardan birincisi, yurt içinde üretimi olmayan makinelerin EK I-A sayılı liste içine alınarak, söz konusu eşya ithalatının, herhangi bir yaş veya kıymet sınırlaması olmaksızın izne tabi tutulmamasıdır. Sadece Türkiye'de üretimi olmadığı gerekçesiyle yaş sınırı olmaksızın makine ithalatına izin vermenin, ülkemize kontrolsüz makine girişine sebep olacağı düşünülmüştür. Dolayısıyla, Türkiye'de üretimi olmadığı tespit edilen makinelerin ithalatının izne tabi tutulmaması uygulaması doğru olmakla birlikte, yaş / kıymet sınırlamasını da düşünmek gerekebilir.

İkinci durum, sivil hava taşıtları, sivil hava taşıtlarında kullanılmaya mahsus eşya ve deniz taşıtlarının EK I-B sayılı liste içine alınarak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Denizcilik Müsteşarlığı'ndan alınacak uygunluk belgesi ile ithal edilebilmelerine olanak sağlanılmasıdır.

Üçüncü unsur ise, yurt içinde üretimi olan makinelerin EK II sayılı liste içine alınmaları ve bunların ithalinde belli CIF değerler belirlenerek, bu değerlerin üzerinde yer alan makinelerin ithalinin izne gerek olmaksızın yapılabilmesine imkan tanınmasıdır. Burada yapılmak istenilen, hem hurda/değersiz makinelerin kontrolsüz bir şekilde ülkeye girişini önlemek hem de fiyatı yüksek sıfır makineleri alamayacak güçte olan sanayicilerin, izin yoluyla da olsa ihtiyaçlarına cevap verebilmektir.

Tüm bu hususların yanında Dış Ticaret Müsteşarlığından izin alınarak ithal edilebilecek makinelerle ilgili başvuruların değerlendirilmesi aşamasında, eşyanın iç piyasadan tedarik şartları, ekonomik ömrü, verimliliği gibi somut ve objektif değerlendirmelerin yapılmasının öngörülmesi ile ithal eşyanın Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca inceleme ve denetiminin yapılabilecek olması da yeni düzenlemenin pozitif unsurları arasında sayılabilir.

Netice olarak; küresel rekabet koşulları altında kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması suretiyle refah düzeyimizin yükseltilmesi amacıyla, kamu otoritesince bu alanda yapılan mevzuat düzenlemelerinde, en az girdi kullanılarak en fazla katma değer yaratılabilecek unsurları dikkate alınmakla birlikte söz konusu düzenlemelerin ülke ekonomisini uzun vadede ne şekilde etkileyeceğini de mutlak suretle analiz etmekte hassas davranılması bir gereklilik olarak karşımızda duruyor. Bu anlamda, kullanılmış makine ithali ile ilgili yapılan yeni mevzuat düzenlemeleri, bir takım eksiklikleri olmasına karşın çoğu çevrelerce olumlu değerlendiriliyor. Ancak, özellikle de Türkiye'de üretimi bulunmayan makinelerin ithalatında esneklik gösterilmesi yolundaki arzular her köşeden dillendirilebiliyor.