Kum şatoları
Dr. Mustafa AŞULA / Em. Büyükelçi
Deniz bütün uysallığı ile inceden inceye kumları sahile taşırken, bu tasasız ruh haleti içinde aklınıza gelen ilk iş, herhalde biribirinden görkemli kum şatoları yapmak ve bunları seyretmektir. Baktıkça maharetinize siz de hayran olursunuz, kendinizi yeni girişimlere hazır hissedersiniz.
Deniz bu, şairin dediği gibi, hiç güvenmek olmaz ha. Birden meltem fırtınaya, uysal dalgalar da gemi azıya alıp, sahili arka arkaya dövmeye başladığında, gürültüden uyanır, şatoları nerede bıraktığınızı boşuna aramaya başlarsınız, biraz daha direnirseniz, kendinizi bile zor kurtarırsınız.
Kanımca, siyaset de başlangıçta, deniz kenarında kum şatoları yapmak gibi asude bir uğraşı zannedilir. Bu işe girişenler çoğu kere baharı, yazın ve onu da, yaprak dökümü ve fırtınalariyle sonbaharın ve kara kışın takip edeceğini düşünmek, tabiat kanunlarının istisna tanımayacaklarını hatıra getirmek istemezler. Yaşanan geçmiş hayal kırıklıkları da ders olmaz.
Şimdilerde yönetim, hazırlayarak Meclis'ten geçirmiş olduğu Anayasa paketinin içindeki bazı fıkraların Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasını, olduğundan fazla, büyük bir sorun haline getirme çabası içine girmiş gözüküyor; ülkenin başta terör ve işşizlik olmak üzere, sayısız acil sorunları bir tarafta çözüm beklerken, yeni Anayasa tadilatı ile, müstesna bir demokrasi örneği çabası içine giren Yönetim, son gelişmeleri, ileride ne olur diye üzerinde fazlaca durmadan, açık bir anayasa ihlali ve yetki gasbı olarak tanımlamıştır.
Düşünmek lazım, bir ülkede gerçekten bir anayasa ihlali varsa, öbür dosyalara artık bakmaya ne gerek var? Netekim, varsa yoksa, önümüzdeki 12 Eylül'de yapılacak referandumda bu sözde ihlalin haksızlığını halka kabul ettirmek için tüm olanakların seferber edileceği anlaşılıyor.
Yani halk, sakin sakin denizi seyrederken, siyasetin aniden çıkardığı bir fırtınanın girdabı içinde kendini bulmuş oluyor. Siyasetten beklenen gerçekten bu mu olmalı ?
Muhalefet açısından da durum pek farklı değil. Muhalefet şimdiden referendum için ihsası rey etmiş ve stratejiler buna göre planlanmış bile. Halbuki Hükumet referandumu bir test olarak değerlendirmeyi düşünmüş ve bu hesapla hareket etmiş olabilir. Ancak muhalefet öncelikle bu tansiyonu düşürmeye( downplay) bakmalıdır ki, diğer önemli sorunlar üzerindeki tartışmalar gündemden düşmesin, gölgede kalmasın, halkın hayal ve beklentileri yok yere kararmasın.