Kurumsal itibari toparlama 4 yıl sürüyor

İtibar Yönetimi Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Samast: "Bireylerin itibar yönetiminde en önemli konu samimiyet. Hata varsa samimi olmak gerekiyor çünkü toplum hata da yapsa samimi olan her şeyi daha hızlı kabul ediyor"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - İtibar Yönetimi Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Samast, "Bireylerin itibar yönetiminde en önemli konu samimiyet. Hata varsa samimi olmak gerekir çünkü toplum samimi olan her şeyi daha hızlı kabul ediyor" dedi. Samast, itibar yönetiminde önemli olanın sorumluluk, faaliyetlerdeki bütünlük ve toplumsal değerlere uygun bir şekilde hareket etme olduğunu belirtti.
 
İtibarın çökmesinin hayatın sonu anlamına gelmediğini vurgulayan Orhan Samast, zor ve zaman alan bir süreçten sonra tekrar inşa edilebileceğini belirterek, "Analizlere göre, çöken bir itibarı en erken 4 yılda onabilirsiniz" dedi.
Samast, Bill Clinton'ın Beyaz Saray stajeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkinin ortaya çıkmasının ardından yaşanan sürece dikkat çekerek, bunun bireysel itibar yönetimine çok iyi bir örnek olduğunu belirtti. "Clinton, işi ve ailesi açısından önemli bir hata yapmasına karşın ekranlar karşısında eşinden, ailesinden, toplumdan özür dilemişti" hatırlatmasını yapan Samast, "Bireylerin itibar yönetiminde ilk gelen samimiyettir. Hata varsa samimi olmak gerekir çünkü toplum samimi olan her şeyi daha hızlı kabul ediyor. 'Ben bir hata yaptım' demek erdemli bir harekettir. Erdemli hareketi toplum takdir ediyor" diye konuştu.
 
"İtibarda ölçüm sonuçları sayısallaştırılıyor"
 
İletişim ve kitle ile kurulan ilişkilerin ölçülebilir olduğunu, analiz edilebildiğini ve sonuçların anlık görülebilir hale geldiğini belirten Samast, bu konunun ekonominin de bir parçası olmaya başladığını bildirdi.
"İtibarlı bir kuruluş, liderinden dolayı itibar kaybederse, bu borsaya, ciroya, işletmeye yansıyor. Yani itibarın ölçülebilir yanı var. Soyut bir kavram ama sonuçları çok somut" diyen Samast, şunları söyledi:
"Dünya bu sonuçları sayısallaştırıyor. ABD'de artık 'itibar ekonomisi' diye bir kavram var. İtibarın, ekonominin önemli ve belirleyici bir unsuru olduğu anlaşılmış durumda. Bizim de ülke ve toplum olarak bir an önce mevcut itibar anlayışımızdan rasyonel ve ölçülebilir tarafa kaymamız lazım.
İtibar Yönetimi Enstitüsü olarak yapmaya çalıştığımız da zaten bu. İtibar bir kuruluşun ön önemli varlıklardandır, bazılarına göre de en değerlisidir. Peki en değerli olanı rastgele bir şekilde kendi haline mi bırakacağız, işletme ya da ülke olarak kendi haline bırakılırsa, bunun gerekleri, eğitimleri, iç süreçleri tamamlanmazsa ve iç süreçte sıkıntı yaratan unsurlar değişim yönetimiyle iyileştirilmezse o kuruluş yok olur."
Samast, kurumsal itibar yönetiminde iç sistemlerin oturmuş olması, çalışanlar ve paydaşların çok önemli olduğunu, ayrıca şeffaflık, hesap verebilirlik gibi ilkelerin de benimsenmesi önem arz ettiğini kaydetti.
 
İtibar algısı farklı
 
Diğer ülkelerdeki itibar algısı ile Türkiye'dekinin farklı olduğunu belirten Samast, şu bilgileri verdi:
"Batıdaki toplumlar bireyin ürettiğini ve topluma kattıklarını itibarlı sayıyor. Örneğin orada bir sanatçının çok sayıda evlilik yapması, madde bağımlısı olması, gece kulüplerine çok fazla gitmesiyle ilgili batılı, bunu bir itibar krizi veya 'vay hemen bunu yerle bir edelim yok edelim toplumdan dışlayalım' olarak görmüyor. Başarısına, ürettiklerine, ses sanatçısı ise çıkarttığı CD'ye, müziğinin kalitesine bakıyor. Biz ise maalesef işin hala başka tarafındayız.
İtibar kültürle çok ilişkili, batıdaki kültür üretim odaklı, bizdeki ise rakamsal. Bir işletmenin onlarca katlı binası, çok sayıda araçtan oluşan filosu, binlerce çalışanı olan yani maddi varlıkları çoğunlukta olan şirketler daha itibarlı. Ne değer üretiyorsunuz sorusuna gelene kadar olan rakamlar daha çok itibarlı kabul ediliyor bizde. Ülke olarak üretimle birlikte değerlere önem verirsek, onlara itibar edersek çok daha iyi yerlere geleceğiz emin olun."
Samast ayrıca son dönemde sosyal ağların yaygınlaşması ve elektronik ortamların yoğun kullanımı ile birlikte ortaya "Online İtibar Yönetimi" diye bir kavram çıktığına işaret ederek, "Bir süre sonra siber dünyada iletişim dilini kim belirleyecek, duruşu kim sergileyecek, samimiyeti oraya kim koyacak diye sorulacak" dedi.