Lojistik Zeynep Kamil'de başlar, Karacahmet'te biter

Reysaş Lojistik ve Reysaş GYO Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, iş hayatına başladığı ilk günden itibaren, yenilikçiliği en ön sırada tutan bir isim. Uzaya giden ilk Türk olacak kadar!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Reysaş Lojistik ve Reysaş GYO Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven:

"Herkes jeopolitik dese de, Türkiye jeolojistik bir merkez. Dünya ticaretinin yüzde 40'ı burada dönüyor. Türkiye'de ve dünyada ticaretin yüzde 17'sini lojistik oluşturuyor. Lojistik Zeynep Kamil'de başlar; Karacaahmette biter" yorumlarını yapan Reysaş Lojistik ve Reysaş GYO Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, iş hayatına başladığı ilk günden itibaren, yenilikçiliği en ön sırada tutan bir isim. Uzaya giden ilk Türk olacak kadar!
"Herkes jeopolitik dese de, Türkiye jeolojistik bir merkez. Dünya ticaretinin yüzde 40'ı burada dönüyor. Türkiye'de ve dünyada ticaretin yüzde 17'sini lojistik oluşturuyor. Lojistik Zeynep Kamil'de başlar; Karacaahmette biter" yorumlarını yapan Reysaş Lojistik ve Reysaş GYO Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven, iş hayatına başladığı ilk günden itibaren, yenilikçiliği en ön sırada tutan bir isim olmuş. Hep farklı olanla ilgilenmiş, cesur adımlar atmaktan çekinmemiş. Lojistik işine başlaması da aslında bu cesur adımların bir sonucu.

24 yıl önce Ankara'da bir otomotiv markasının bayiliğini yapan Durmuş Döven, sıfır araçların Ankara'dan İstanbul'a şoförlerle taşınmasını doğru bulmuyor ve yurtdışında gördüğü araba taşıyan tırları Türkiye'de tasarlayarak, otomobilleri taşımaya başlıyor.
"O dönemde Ankara'da otomobil satın alan insanların araçlarını 40 şöför İstanbul'dan getiriyordu. Bir kısmı yolda kaza yapıyordu, bazıları otomobili 3-4 gün sonra getiriyordu. Oysa ABD'de sıfır otomobil satın alan insanlar, otomobillerine de ilk binen oluyorlar. Ben bunun üzerine ilk otomobil taşıma tırını tasarladım ve otomobil taşımaya başladım.  O gün 3-4'ımız vardı; bugün Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ise ilk filolarından birine sahibiz" diyen Döven, lojistiğin yanısıra depolama konusunda da çok iddialı. Hatta Reysaş GYO, "Türkiye'nin Depocusu" unvanını kazanmış durumda.
"2015 yılında özmal depolarımızın boyutu 1 milyon metrekareye ulaşacak" diyen Döven, depolama alanına girmelerinin aslında biraz tesadüften kaynaklandığını söylüyor. "Tırları park etmek için, nerede bulursam alsa satın alıyordum. Bugün otoban çıkışlarında 69 tane özmal depomuz var. Son yaptığımız depo 75 bin metrekare" diyen Döven, İstanbul'un en büyük sorunları, mezarlık ve depo için arsa bulmak olacak; çünkü depo, hem kriz döneminde hem de bolluk döneminde gerekiyor" yorumlarını yapıyor.
Reysaş'ın hikayesini ve lojistik sektöründe yaşananları Durmuş Döven'den dinleyelim:
 
Yaklaşık 24 yıl önce kendi satacağınız otomobilleri taşımak için kurduğuz şirket, bugün lojistik sektörünün en önemli oyuncularından birisi. Türkiye'nin bölge ticaretindeki rolünün artması ve Reysaş'ın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bundan 24 sene önce iş hayatına ticaretle başladım.  Ankara'da bir otomobil markasının satış distribütörü oldum. O dönemde Ankara'da otomobil satın alan insanların araçlarını 40 şöför İstanbul'dan getiriyordu. Bir kısmı yolda kaza yapıyordu, bazıları otomobili 3-4 gün sonra getiriyordu. Oysa ABD'de sıfır otomobil satın alan insanlar, otomobillerine de ilk binen oluyorlar. Ben bunun üzerine ilk otomobil taşıma tırını tasarladım ve otomobil taşımaya başladım.  O gün 3-4'ımız vardı; bugün Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın ise ilk filolarından birine sahibiz. Sadece otomobil değil, tren, uçak gemi taşıyoruz. Herkes jeopolitik dese de, Türkiye jeolojistik bir merkez. 1 kilometre mesafesinde 800 milyon; 4 kilometre mesafede 1.5 milyar insanın yaşadığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. Dünya ticaretinin yüzde 40'ı burada dönüyor. Sonuç olarak, lojistik Zeynep Kamil'de başlar; Karacaahmette biter.

İthalat, ihracat, depolama, nakletme gibi birçok alandan sorumlu olan lojistik sektörü hem gelmekte olan bir krizin ayak seslerini hem de krizin sona erdiğini sezebilen bir sektör olma özelliğine sahip. Bunun avantajları neler?

Bu aslında doktorun sahip olduğu bilgi gibi; her zaman çok mutluluk vermiyor. Stoklarımız sayesinde hangi ürüne ne zaman zam gelecek; hangisinin stoğu var, hangisinin stoğu bitiyor, biliyoruz. 60 bin noktaya, 6 bin tır ile 180 bin palet yerleştiren bir firmayız. Dolayısıyla her sektörde bilgiye sahibiz.

Aslında insanlar sadece kullandıkları malların son noktasına bakıyor, oysa ilk noktadan itibaren baksalar çok farklı bir gerçek söz konusu. Bugün lojistik, Türkiye'de ve dünyada ticaretin yüzde 17'sini temsil ediyor. Örneğin bir pizzanın fiyatı 10 liraysa, bunun 6 lirası lojistiğe gidiyor.
Buğday, un, unun çuvallanması, depolanması, taşınması, pizzacının una tuz koyması; domates, salam, zeytin gibi her bir malzemenin kendi hikayesi, pizza piştikten sonra baharatları ve paketlenmesi ile kimya ve kağıt sektörünün devreye girmesi, motosikletle evlere servis edilmesi ile benzin kullanımı, daha sonra çöpün atılması ve geri dönüşüm. Arka planda çok büyük bir sektör var.

Deniz taşımacılığı en ekonomik taşımacılık şekli olarak tanımlanır. Deniz, kara ve demiryolu olarak bakacak olursak sizin önceliğiniz var mı? Yatırımların yoğunlaştığı alanlar hangileri?

Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük üçüncü demiryolu işleticisiyimz. İstasyonumuz, lokomotifimiz,binlerce vagonumuz var. Demiryolu taşımacılığına 7-8 yıl önce başladık. Gemi işine ise, girdik ve çıktık. Lokasyonu itibariyle Türkiye demiryolu taşımacılığında büyük bir avantaja sahip; fakat kara taşımacılığının sadece yüzde 1.5 demiryolu ile yapılıyor. Dolayısıyla bu alanda çok önemli bir yatırım fırsatı var. Biz Reysaş olarak, demiryolunda limitsiz yatırım, depolarda limitsiz yatırım, lojistikte ise kendi pazarımızı koruyarak yatırımı hedefliyoruz.

Teknolojik gelişmeler, lojistik sektöründe de önemli değişimlere neden oluyor. 3D erişim; GPRS kullanımı gibi konular bunlardan bazıları. Bu yöndeki çalışmalarınız neler?

Bazı insanların genetik yapıları vardır. Ben her zaman yeni olana öncelik veren bir insan oldum. Reysaş bu kapsamda her zaman inovatif ve kreatif bir şirket oldu. 16 yaşından bu yana elektroniğe çok meraklı bir insanım. Reyşas'ın kendi yazılım şirketi var. Türkiye'de ilklere imza attık. Tren- konteynır konbinasyonu gerçekleştirdik; depolarımız kendi elektriğini üretiyor; çatıdan akan suları topluyor ve yeniden kullanıyoruz. Bu 170 bin ton su anlamına geliyor. Yeniliklere açık, farklılıkları kovalayan bir şirketiz.

Reysaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile "Türkiye'nin Depocusu" unvanına sahipsiniz.  Bu konudaki çalışmalarınız neler?

Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük depolama alanına sahibiz. 2015 yılında özmal depolarımızın boyutu 1 milyon metrekareye ulaşacak. Bizden daha büyük alana sahip olan yok. Aslında depolama konusundaki büyümemiz tesadüfi diyebilirim. Tırları parketmek için, nerede bulursam alsa satın alıyordum. Bugün otoban çıkışlarında 69 tane özmal depomuz var. Son yaptığımız depo 75 bin metrekare. İstanbul'un en büyük sorunları, mezarlık ve depo için arsa bulmak olacak; çünkü depo, hem kriz döneminde hem de bolluk döneminde gerekiyor.

Türkiye genelinde lojistik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün sorunları, eksiklikleri neler?

[PAGE]

 

Türkiye genelinde lojistik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün sorunları, eksiklikleri neler?

Eskiden bu işi yapanlara, taşımacı, kamyoncu, nakliyeci, transportçu, uluslararası transportçu ismi verilirdi. 94'lü yıllarda biz "lojistik" kelimesini kullandığımızda, kimse anlamamıştı. Bugün ise Türkiye'de 835 bin üzerinde nakliyeci, 1.1 milyon araç var. Lojistik, en kolay girilen sektör oldu. Bir ara herkes tekstilci, turizmci, inşaatçı olmuştu. Sonra, her merhaba dediğim kişi,  'Enerjide var mısın?' diye soruyordu. Bugün ise lojistik aynı durumda. AB genelinde lojistik şirketlerinin sayısı sadece 10 bin. Türkiye'de ise şirketler adeta mitoz bölünme ile çoğalıyor. Baba ölüyor, kardeşler 2-3 farklı şirket kuruyor. Bugün bir tır satın almanın maliyeti 100 bin euro; fakat insanlar etraftan topladıkları para ile sektöre kolaylıkla girebiliyorlar. Küçük paralarla yapılacak başka bir iş de yok. Bir çok insan ise, lojistik işini, görüntüye dönüştürmeye başladı. Tır alınca, tüm Türkiye'nin onları göreceğini sanıyorlar. Tır önünde resim çektirmeyi seviyorlar. Sektörde ciddi bir kalite, standart sorunu yaşanıyor. İşi yapabilir belgesi almak, kaliteli olmak anlamına gelmiyor. Bu da bize zarar veriyor. Ama diğer sektörlerde olduğu gibi, lojistikte de disiplin oluşacak.

Uzaya giden ilk Türk

Durmuş Döven, dünyada yaklaşık 15 kişinin gittiği uzaya giden ilk Türk. Döven uzay mecarasını şöyle anlatıyor: "Uzaya gitmek kolay bir şey değil. Yani full akbil alıp, dünyanın dışına çıkamazsınız. Ben 19 yıllık pilotum ve 19 yıldır kendi uçağımı kendim kullanıırım. Uzaya gidebilmek için zaten uçak kullanmayı bilmeniz şart. Bunun üzerine Rusya'da iki yıl daha eğitim aldım. Yüksek bir uçuş bilgisi gerekiyor. Belli bir yaş düzeyinde olmanız lazım. Sağlıkla ilgili bir sorununuz olmaması gerekiyor. Botoks, silikon, kalp stendi, apandisit gibi ameliyatlar geçirmemiş olmalısınız; çünkü çok yoğun bir basınca maruz kalıyorsunuz. Uzaya gitmek için 60 bin dolar veriyorsunuz. Sonuçta dünyadaki 216 ülke arasında sadece 8 ülkenin insanı bu yüksekliğe çıkmış durumda. Giderken vasiyetimi yazdım, hisselerimi devrettim. Gerçekten çok zordu. Bir daha kesinlikle gitmem."

Halka açık ilk lojistik şirketi oldu

[PAGE]

 

Halka açık ilk lojistik şirketi oldu

Reysaş 1993'te Türkiye'nin en büyük oto taşıyıcısı oldu.
1996'da uluslararası taşımacılığa başladı.
2002'de tren taşımacılığı ile işlerini büyüttü.
2004'de yabancı fonların ortak olduğu bir şirket haline geldi.
2006'da halka açıldı ve halka açık ilk lojistik şirketi oldu. 
Bunun ardından lojistik depo inşaatı işine girdi. 2010 yılında Reysaş GYO halka açıldı.
2015 hedefi, özmal depolarının 1 milyon metrekareye ulaşması.
Demiryolu taşımacılığında toplamda 201 bin 566 metrekareyi bulan istasyonlar İstanbul, Mersin, İzmit, İzmir ve Adana'da yer alıyor.