Makro hedeflerde büyük revizyon

Orta Vadeli Program’da “enflasyon” ana öncelik haline getirildi, ekonomi için “reform” sözü verildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP), öncelikli ekonomik mücadele alanlarını başta enflasyon olmak üzere, cari işlemler açığını azaltmak ve yapısal reformlar olarak sıraladı. OVP’de, 2014 yıl sonu büyüme tahmini, programın başlangıç hedefi olan yüzde 4’ün altında yüzde 3.3’e revize edildi. Programda, yıl sonu itibariyle enfl asyonun yüzde 9.4’e ulaşacağı tahmini yapılırken, 2015 için de yüksek oranlı sayılabilecek yüzde 6.3 enflasyon hedefi konuldu. Ali Babacan, 2015’te yapılacak genel seçimlerin ardından, 2018’i de kapsayan dönemin Türkiye’de “seçimsiz” bir dönem olacağını belirterek, bu süreci “yapısal reformlar” ile doldurmayı amaçladıklarını açıkladı. Yapısal reformların çerçevesinin de 10’uncu 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda açıklanan dönüşüm alanları olduğunu belirtti. 

Yapısal reform sözü 

Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Sanayi Bakanı Fikri Işık ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’yle birlikte düzenlediği basın toplantısında, 2015 yılında da başta Euro Bölgesi’ndeki ekonomik canlanma beklentisinin düşük olması ile ABD’nin parasal sıkılaştırma kararı nedeniyle risklerin devam ettiğini vurguladı. Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerin gelecek 10 yılda büyüme hızlarının düşük seyretmesinin beklendiğini anlattı. 

Türkiye’nin 2015’ten başlayacak dönemi yapısal reformlarla değerlendirmek istediğini belirten Babacan, bu yolla yatırım ortamının iyileştirilmesi ve potansiyel büyümenin yükseltilmesinin amaçlandığını vurguladı. 

Mali disiplinin kesinlikle devam edeceğini belirten Babacan, “Maliye politikasındaki sıkı duruşun nasıl etki edeceğine bakarsak, enflasyonu düşürmede para politikasını desteklemek ve cari işlemler açığını düşürmek için sıkı mali politika duruşu devam edecek. Makroekonomik istikrarı güçlendirme ve cari işlemler açığını sürdürülebilir seviyelere çekmek amacıyla yapısal reformlara hız verilecek” dedi.

Ali Babacan, maliye politikası içinde başta cari giderlerin azaltılması olmak üzere bütçe tasarrufl arına yönelik önlemlerin süreceğini kaydetti. Bu konudaki bir soruyu yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de IMF 4. Madde raporunda da belirtilen tasarrufl arın artırılmasıyla cari harcamaların azaltılması önerilerinin kendilerinin dile getirmesinin ardından rapora girdiğini, kamunun 2015 yılında personel alımında sıkı duruşunun süreceğini, lojman ve taşıt kullanımının yeni esaslara bağlanacağını ve bina kiralamalarında yeni esaslar belirleneceğini belirtti. Şimşek, kamu binalarının kampüsler içinde inşa edilmesine yönelik bir proje üzerinde çalışıldığını açıkladı. Şimşek, 2015 yılında alınacak personel sayısının da 74 bin kişi ile sınırlı olduğunu belirtti. 

Ali Babacan, 2014 yılı büyümesinin dış talep ve iç talep açısından dengeli olduğunu belirterek, bütün olumsuz koşullara ve Türkiye’nin ihracat pazarı olan ülkelerdeki karışıklıklara rağmen büyümenin sağlandığını kaydetti. Türkiye’nin tasarruf oranının artırma çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Babacan, 2014 yılı sonunda geçen yıl yüzde 13,4 ile tarihi düşük seviyeye gelen oranın bu yıl sonunda yüzde 14,9, 2015 sonunda da yüzde 15,2 olarak tahmin edildiğini kaydetti. Türkiye’nin cari işlemler açığını düşürmekte de başarı sağladığını kaydeden Babacan, bu trendin devam edeceğini vurguladı. 

Başbakan, 1250 maddelik eylem planını bu yıl açıklayacak 

Türkiye’nin dünyada az sayıda faiz dışı fazla veren ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Babacan, gelecek dönemde sıkı mali duruş ile birlikte para politikasında güçlenme sağlanacağını, gelişmenin ise yapısal reformlarla sağlanacağını anlattı. 

Reform çerçevesinin Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında açıklandığını hatırlatan Babacan, 25 maddelik programa uygun olarak her bir programın altındaki bileşenlere bağlı olmak üzerde yaklaşık 1250 dolayında eylem bulunduğunu, kesinleştirilmesinin ardından bu yıl bitmeden Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanması için hazırlık yaptıklarını vurguladı. 

Sanayiye teşvik, yatırım ortamı ve kaynak paylaşımı 

Ali Babacan, reform programının ekonomik canlanmayı sağlamak üzere geliştirildiğini belirterek, “Verimlilik artışıyla sanayiyi destekleyeceğiz. Mutlaka artık, sanayiye daha fazla ağırlık verilecek” diye konuştu. 

Babacan, Türkiye’nin sanayileşmesine yönelik girişimlerin süreceğinin altını çizerken, bazı alanlarda para kazanmanın çok kolay hale gelmesinin sanayi gibi zor bir sektörde çalışmaktansa kaynakların bu yönlere kaymasına yol açtığını belirtti. 

Babacan, “Bunu önlemek için çalışmalar yapılacak. Teşvik unsurlarında her zaman değişiklik yapmak mümkün ama esas önemli olan yatırım ortamını iyileştirmek, zorlukları kaldırmak en önemli unsur” dedi. 

Cevdet Yılmaz: Kriz olmadan reform yapan ülkeyiz

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da reform programı çerçevesinin belli olduğunu ve Türkiye’nin geçmiş dönemde kriz görmeden reform yapabilen bir ülke olarak ekonomik gücünü artırdığını belirtti. Yılmaz, eylem planının güçlü bir izleme mekanizmasıyla yürürlüğe konulacağını belirterek, bunun aynı zamanda demokratik katılımı da etkileyeceğini, hesap verebilirliğe katkı sunacağını vurguladı.

‘Savunma bütçesine artış yok, gerektiğinde fon kullanılabilir’ 

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Suriye başta olmak üzere bölgesel risklere bağlı olarak 2015 bütçesinde savunma harcamalarına yönelik özel bir artış yapılmadığını belirtti. Şimşek, bu konudaki bir soruyu yanıtlarken, Milli Savunma Bakanlığı 2015 bütçesinin deflatörün de altında artırıldığını kaydetti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise aynı soruya, savunma ve güvenlik riskleri oluşması halinde bütçe imkanlarının kullanılmasının çok kolay olduğunu ve Türkiye’nin bütçesinin bu türden harcamaları karşılamakta yeterli olduğunu ayrıca Savunma Fonunda (Savunma Sanayii Destekleme Fonu) çok ciddi miktarda birikim bulunduğunu açıkladı. Babacan, güvenlik risklerinin bütçeye doğrudan etkilerinin ihmal edilebilir düzeyde bulunduğunu, değerlendirilmesi gereken ana riskin dolaylı etkilerle gerçekleştiğini belirterek, Türkiye’nin çevresinin tamamen istikrarsız olduğu bir ortamda ekonomik faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlattı. 

Dahilde İşleme Rejimi'ne kıskaç geliyor

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, dahilde işleme rejimi ile çeşitli gümrük uygulamalarının gözden geçirileceğini açıkladı. OVP için düzenlenen toplantıda bir soruyu yanıtlayan Canikli, kamu tasarruf ve gelir artırıcı önlemleri yanında sanayinin gelişmesi için de dahilde işleme rejiminin (DİR) gözden geçirilmesinin önemli olduğunu vurguladı. DİR uygulamasının amacından saptığını, ithalatı özendirir bir hale dönüştüğü algısının yaygın olduğunu, kendilerinin de bunu test etmek amacıyla Mersin gümrük bölgesinde kısa süreli bir araştırma yaptıklarını kaydeden Canikli, tesadüfi denetim yoluyla incelenen DİR kapsamındaki 703 kalem ihraç üründen 70’inde beyanlarla uyuşmazlık tespit ettiklerini kaydetti. 

‘TOBB kanunu değişikliği hazırlamıyoruz’ 

Öte yandan, Nurettin Canikli, TOBB kanununun değiştirilerek oda ve borsa sayısının azaltılması yönünde şu aşamada herhangi bir hazırlık içinde olmadıklarını ve bir metin üzerinde çalışılmadığını söyledi. 

Bankacılık güçlü, 2023 hedefleri ulaşılabilir

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin bankacılık alanında son dönem yaşanan söylentilere itibar etmemesi gerektiğini söyledi. Babacan, bankacılıkla ilgili olarak Merkez Bankası ve BDDK’nın gerekli açıklamaları yapacağını belirterek, “Bunun dışındakiler, internete bir konup çıkarılan söylentiler gerçek değil” dedi. Ali Babacan, BDDK Başkanı Mukim Öztekin’in de bir ameliyat geçirdiğini belirterek, “Kısa sürede iyileşip işinin başına dönmesini bekliyoruz” dedi. Babacan, bir başka soruyu yanıtlarken de 2023 hedeflerinin mevcut veriler ışığında “iddialı” görülmesini normal bulduğunu belirtti. Babacan, “Ancak, bölgesel istikrar oluşunca çok güçlü bir büyüme dönemi gelecektir. Bu hedefler evet iddialıdır ama hala ulaşılabilir durumdadır” dedi. 

Mega projelerde maliyet artışı yok

Ali Babacan, Hazine garantilerinin izlenmesine yönelik olarak yeni bir sistem kurulması çalışmasının devam ettiğini belirtti. Babacan, büyük yatırım projeleri kapsamında verilebilecek garanti tutarının 2015 bütçesinde de 3 milyar TL ile sınırlandığını, aynı şekilde ikraz ve diğer yollarla üstlenilebilecek tutarın da 3 milyar TL olarak belirlendiğini kaydetti. Büyük projelerin çoğunun kamu-özel ortaklığıyla yapıldığını belirten Babacan, ihalesi yapılmış olanlar için kamuya herhangi bir ek yükün gelmesinin söz konusu olmadığını hatırlattı.

ovp-001.jpg

TOBB: OVP, denizfeneri işlevi görecek

>> TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: “Küresel ekonomideki belirsizliklerin ön plana çıktığı bir ortamda hükümetimizin hazırladığı OVP’yi son derece önemli görüyoruz. OVP bu küresel belirsizlik ortamında özel sektörümüzün ve piyasaların yön arayışına yardımcı olacak ve bir nevi deniz feneri işlevi görecektir. Mevcut küresel iktisadi ve siyasi ortam düşünüldüğünde, ortaya konan bu hedefl er iddialı hedeflerdir. OVP Türkiye ekonomisi ile ilgili doğru teşhisler içeriyor. Ekonomideki üç önemli yapısal sorun alanı olarak enfl asyon, cari açık ve büyümeye odaklanılmış olması çok önemli. Bunlara yönelik olarak ortaya konulan eylem planları da TOBB olarak bugüne kadar vurguladığımız ve talep ettiğimiz konulardır. Dolayısıyla bunların mutlaka takvimlendirilip, belli bir plan çerçevesinde hayata geçirilmesini bekliyoruz.”

'Hedeflerin yakalanması yapısal reformlara bağlı' 

>> TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça: “OVP’de yapısal reformlar konusunda yapılan vurguyu olumlu karşıladık. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, ‘Yapısal reformları gerçekleştirebildiğimiz ölçüde başarılı olacağız’ sözlerini, Türkiye’nin kronik sorunlarının çözülmesi doğrultusunda bir irade beyanı olarak görüyoruz. 25 maddelik dönüşüm alt başlıkları iş dünyasının beklentileriyle örtüşüyor. Tasarrufların artırılmasından kayıt dışılığın önlenmesine, yatırım ortamının iyileştirilmesinden nitelikli iş gücü konusuna her fırsatta dillendirdiğimiz konular OVP’de yer alıyor. Enflasyon, cari açık ve büyüme hedefleri iş dünyasının beklentilerine kıyasla mütevazı kalsa da bugünkü dünya konjonktüründe rasyonel karşılanabilir. OVP’de belirtilen yapısal reformalar hızla hayata geçirilebilirse, enflasyon, cari açık ve büyüme hedefi yakalanmış olur, aksi halde düşük performans devam edecektir.”

‘Büyümeden fedakarlık bizi 2023 hedeflerinden uzaklaştırır

>> İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar: “2015 yılı için yüzde 4, 2016 ve 2017 yılları için ise yüzde 5’lik büyüme hedefl eniyor. Genç nüfusuyla Türkiye, bu oranların çok daha üzerinde büyüme potansiyeline sahiptir. Gelişmiş ülkeler seviyesinde milli gelire ulaşmak için yüzde 4-5 büyüme yeterli değildir. Türkiye coğrafi konumu, üretimde ve lojistikte kazandığı deneyim ile çok daha fazla büyümeyi hak etmektedir. Büyümeden yapılacak her fedakarlığın 2023 hedefl erinden bizi adım adım uzaklaştıracağını unutmamalıyız. Bunun için doğru para ve maliye politikaları kadar yapısal reformlara da hız verilmesi çok önemli. Yeni yol haritamızın en önemli parçası, ekonomimizi yenilikçi üretim yapısına kavuşturmak olmalı. Programda öngörülen istikrarlı ve yüksek büyümeyi ancak verimliliği ve tasarrufu artırarak, ayrıca sanayileşmeyi hızlandırarak sağlayabiliriz. Bu nedenle Orta Vadeli Program’da özel sektör öncülüğünde, ihracata dayalı, rekabetçi üretim yapısının geliştirilmesi hedefl erini çok yerinde buluyoruz.”

‘OVP’de atraksiyon kabul edilebilecek bir sinyal yok’

>> Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca: “Hiç şüphesiz bu planda ülkemizde yürütülmekte olan politikaların önemli bir kısmının revizyonu ve hatta restorasyonu başlıklar halinde belirlenmiş ancak, gerçekten devrim sayılabilecek ve atraksiyon kabul edilebilecek bir sinyalin de olmadığı anlaşılıyor. Hem yapısal reformlar açısından, hem de yeni büyüme ve kalkınma hikayeleri açısından henüz bize bir şeyler söylemiyor. Bu planlarla 2017 yılında 12 bin 500 dolarlık kişi başı milli gelir hedefi, bahis konusu iddialardan yoksun hedefler gibi duruyor. Hiç şüphesiz çok ciddi hedef çalışmaları yapılmış olsa da adeta tarihin ve talihin yüzümüze gülmesi gibi bir beklentimiz de var. Yani kendi ülkemizi bir şekilde normalleştirmeyi başarsa da maalesef çevremizdeki ülkeleri kontrol etmek ve normalleştirmek mümkün olmuyor. Bütün bunlara karşın yine de büyümeye devam ediyor oluşumuzu minnetle karşılıyoruz.”

Ekonomistler değerlendirdi:

Öncelik enflasyonla mücadele Ekonomistler, dün açıklanan OVP’yi kendi içinde tutarlı bulduklarını belirterek, önceliğin değiştiğini ve enfl asyonla mücadelenin öne çıktığını gözlediklerini aktardılar. Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer, hükümetin OVP ile büyüme tahminlerini aşağı doğru revize ederken, temel önceliğini geçen seneki cari açığı düşürmekten enflasyonu düşürmeye verdiğini belirterek, yeni açıklanan makroekonomik setin, kendi tahminleriyle uyumlu ve dolayısıyla tutarlı bir görünüme işaret ettiğini söyledi. Halk Yatırım Araştırma Müdürü Banu Kıvcı Tokalı ise OVP’de geçen yıl ana hedef “cari açığın azaltılması” iken, bu yılın önceliğinin, artan riskler karşısında, enfl asyonu düşürmek olduğunu kaydetti. Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi de OVP’nin kendi içinde tutarlı göründüğüne dikkati çekerek, “Ancak 2015 büyüme hedefi aşağı çekilmiş olsa da büyüme hedefl eri iddialı duruyor ve yapısal reformların arka planındaki ayrıntılı eylem planı açıklanmadan dayanıksız görünüyor” şeklinde konuştu.