Meclis'teki 4 parti 510 kadın aday gösterdi

Meclisteki 4 partiden 550 milletvekilliği için 510 kadın aday gösterildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR (DÜNYA) - İzmir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Defne Erzene Bürgin, 550 milletvekilinin seçileceği 7 Haziran seçimler için şu an mecliste grubu bulunan 4 parti tarafından 510 kadının aday gösterilmesinin Türkiye adına önemli bir gelişme olduğunu söyledi. 

7 Haziran 2015’te yapılacak genel seçimler öncesi partiler milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etti. Teslim edilen listelere göre kadın milletvekili aday oranı Ak Parti ve CHP’de yüzde 18, MHP’de yüzde 9, HDP’de ise yüzde 48 oldu. 

2011 yılında yapılan seçimler için partiler tarafından 268 kadının milletvekili adayı olarak gösterildiğini hatırlatan Bürgin, 2015 seçimleri için kadın milletvekili aday sayısının 510’a yükselmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi. Aynı zamanda İzmir Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdür Yardımcısı olan Bürgin, bu artışın sadece kota doldurmak değil, karar mekanizmalarında kadına yer vermek noktasında da etkili olması gerektiğini söyledi. 

Bazı partilerin kadın hareketi ve sivil toplum kuruluşları ile daha çok işbirliğine girmiş ve onların taleplerini daha çok dikkate almaya başlamış olmalarının da sevindirici gelişmeler olduğunu kaydeden Bürgin, “Ama asıl arzu edilen, tüm partilerin kadın hareketinin talepleri ve sorunları ile daha çok ilgilenmesi. Özellikle ülkede son yıllarda artan kadına yönelik şiddetin ve artan kadın cinayetlerinin önüne geçilmesi için çözüm yolları siyasette üretilecektir ve bu siyaset arenasında ne kadar çok kadın önemli karar verici pozisyonlarda olurlar ise ülkede kadın sorunu daha hızlı bir şekilde çözüme ulaşacaktır” dedi.

Kota doldurmak yeterli değil, söz hakkı verilmeli

Özellikle bazı partilerin milletvekili aday listelerinde kadınların ağırlığının göze çarptığına değinen Bürgin, “HDP 268, CHP 103, AK Parti 99, MHP 40 kadın aday gösterdi. Bu listeler sevindirici olmasına rağmen hala istenilen düzeyde değil. Diğer önemli bir nokta kadınların partilerde ne derece karar verici konumlara getirilecekleri. Kadınların sadece kadın kotasını yüksek göstermek amacıyla seçilmediklerini, siyasete yön verici olduklarını ve siyasette kalıcı olduklarını da ispatlamaları gerekiyor” diye konuştu.

Özellikle üniversitelerde artan Kadın Araştırma Merkezleri tarafından her yıl daha çok sayıda düzenlenen ulusal ve uluslararası konferans ve kongrelerin, kadın çalışmalarından üretilen bilimsel yayınların, sivil toplum kuruluşlarının kadın hareketini desteklediğini ve kadın sorununun tartışmaya açılmasının siyasetçilerin dikkatlerini bu alana çekmede etkili olduğunu vurgulayan Bürgin, sözlerini şöyle sürdürdü:“Dünya, 1980’lerde kadınlar için okur-yazarlık sorununu aşarken 2000 yılında Türkiye’de hala her 5 kadından biri okuma yazma bilmiyordu. Türkiye’de 1980’e kadar sadece 2 tane kadın bakan, 1991 yılına kadar da hiç kadın vali yoktu. 2012 yılında kadının milletvekili olarak temsil oranı ancak yüzde 14,4’e yükseldi. OECD ülkelerinde kadın için istihdam ortalaması yüzde 56,7 iken kadının ekonomik özgürlüğünün son 20 yılda gündemin önemli bir maddesi haline geldiği Türkiye’de bu oran hala yüzde 27.”

 

Bu konularda ilginizi çekebilir