Mercimek rekoltesi bölge ihracatçısına fırsatlar yaratabilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ömer ÇELİK / Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

Globalleşen dünyada, dünya ülkelerinin ekonomik krizi de birlikte yaşaması kaçınılmaz bir gerçek. Kuşkusuz ilimiz Gaziantep de krizden bir şekilde etkilendi. Ancak Gaziantep'in aynı zamanda üreten, ürettiğini de işlemeyi bilen ve bütün bunları da hakkını da vererek yapan gerçek bir Anadolu kaplanı olduğunu da unutmamak gerek. İşte tam da bu sebepten daha önce yaşanan ekonomik krizleri biraz daha az hasarla atlattık. Hatta krizleri fırsatlara çeviren kentlerden olduk. Yüzyıla damgasını vuran son krizin de en kısa zamanda atlatılması ve ülkemizin de her anlamda refah ve huzura kavuşması en büyük beklentimiz.

Ekonomik kriz hepimizi bu kadar tedirgin ederken tarımsal anlamda bölgemizde yüz güldürecek gelişmeler de meydana geldi. Tarımda hepimizin bildiği gibi geçen yıl kuraklık hakimdi, kuraklığın ciddi sıkıntılarını yaşadık. Mahsulün azlığı fiyatlara da yansımıştı. Tüketici ürünleri bulmakta zorlandı. Bu yıl, geçen senelere nazaran daha fazla görülen yağışlardan dolayı bereket ve bolluk yaşanması bekleniyor. Bu durumun özellikle bakliyatta fiyatlara indirim olarak yansıyabileceğini umuyoruz. Hububat ve bakliyat ürünlerinde genel anlamda bir artış bekleniyor. Hasat mevsiminin yaklaştığı şu günlerde hem baharın heyecanını hem de mahsulün bol bereketli olmasının sevincini yaşıyoruz. Özellikle gen merkezi Gaziantep olan mercimek bizim için önemli bir ürün. Bakliyat grubu içerisinde besin değeri açısından ete eşdeğer gösterilen, sofralarımızın vazgeçilmezler arasında olan mercimek bu yıl üreticisinin yüzünü fazlasıyla güldürecek gibi görünüyor.

Türkiye genelinde tahmini olarak 400-450 bin ton civarında üretim bekliyoruz. Bu değer geçen yılki değerlerle kıyaslanmayacak kadar yüksek tabii ki. Geçen yıl talebi karşılayabilmek için  ithalatını bile yaptığımız kırmızı kabuklu mercimek bu yıl ihtiyacımızı fazlasıyla karşılayacak ve görünen o ki ihracatını bile yapabileceğiz. Ülkemizde yaşanması beklenen rekolte bolluğunun tersine bir çok ülkede kuraklık olacağına ilişkin bilgileri de değerlendirebilirsek krizi gerçekten fırsata çevirebiliriz. Tabii ki rekolte bolluğunun getireceği bir sonuç da fiyatların doğrudan aşağıya çekilecek olması. Bu durumda üreticiyi de mağdur etmemek lazım. Yani tarımda dengelerin iyi kurulması gerekiyor. Bu da devletin oluşturacağı ve izleyeceği tarımsal politikalara bağlı. Çünkü üretici para kazanmazsa ekeceği mahsule yönelik tercihlerini değiştirebilir. Bölgelere uygun üretim desenleri açısından bu da sağlıklı sonuçlar doğurmaz.