Merkez toplantısında TÜSİAD'a yüklendi

Başbakan Erdoğan, TÜSİAD'ın 4+4+4 sistemi eleştirilerine bu kez TL simgesinin tanıtım toplantısında cevap verdi. Erdoğan "Patronların hükümeti değiliz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz. Biz, işçisiyle, patronuyla, yoksuluyla, zenginiyle 75 milyonun hükümetiyiz" dedi.

Erdoğan, Merkez Bankasında düzenlenen Türk Lirası Simge Tanıtım Programı'nda, Türk ve dünya ekonomisi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

"Avrupa ülkeleri şu anda ne durumdalar görüyorsunuz. Zaman zaman birbirleriyle kapışıyorlar. Ben veririm, sen vermezsin, sen vermezsen ben de vermem... Bu hale düştüler" diyen Başbakan Erdoğan, şu anda, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, gelişmiş ekonomilerin yaşadığı en büyük sıkıntının "popülizm" olduğunu vurgulayarak, hükümetlerin, seçim ve oy kaygısıyla kararlı adımlar atmaktan kaçındıklarını ifade etti.

Erdoğan, AK Parti hükümetinin bütçe açığını düşürdüğünü, finans sektörünü, bankaları çok sıkı şekilde denetlediğini, çok sayıda reform gerçekleştirdiğini, karşılıksız para basmadığını ve bu sayede bugün Türkiye'nin farklı bir konumda bulunduğunu söyledi.

Temkini, tedbiri elden bırakmadan, Avrupa'daki gelişmeleri ve küresel gelişmeleri çok yakından takip ederek, kararlı şekilde yollarında ilerlemeye devam ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

Güveni muhafaza ediyoruz

"Bakınız, paranın değerini, paranın itibarını korumak, tek başına hükümetin görevi değildir. Bu ülkenin itibarını, değerini, güvenilirliğini hep birlikte korumaya mecburuz. Aynı şekilde, istikrarı korumak ve güçlendirmek, hükümetin olduğu kadar, muhalefet partilerinin, kurumların, medyanın, sivil toplumun görevi olmak zorundadır. Biz 9 yıl boyunca çok ciddi şekilde bunun sıkıntısını yaşadık. Sırf siyasi hırsları nedeniyle kriz duasına çıkanlar oldu bu ülkede. Kriz çıksa, ekonomi kötüye gitse de hükümet yıpransa diye ellerinden geleni yapanlar oldu. Bazı partilerimizde öyle bir anlayış var ki ülkenin imajını zedelemeyi, ekonomisini karalamayı, ülkenin güvenini sarsmayı muhalefet sanıyorlar. İşte biz, bu tür anlayışlara rağmen istikrarı koruyor, güveni muhafaza ediyoruz.

İdeolojik kaygılarla hareket ediyorlar

Aynı şekilde, kendi asli vazifesini, kendi alanını bir kenara bırakıp, tamamen ideolojik kaygılarla hareket eden bazı sivil toplum örgütlerimiz var. Biz, işte böyle, ideolojik tavırlarla istikrarı hedef alan sivil toplum örgütlerine rağmen istikrarı sürdürüyoruz. Elbette görüş açıklamak herkesin hakkıdır. Elbette sivil toplum örgütleri ilgi ve uzmanlık alanlarıyla ilgili görüş beyan ederler ve bu bize de çok ama çok faydalıdır. Oraya gelince bize görüş belirtmeyenlerin ilgi alanlarının dışında çok çok farklı ideolojik yansımalar veya yansıtmalarda bulunması manidardır.

Geçmişte hazırlanan bir kısım raporlar, antidemokratik yöntemlerle uygulamaya geçtiyse ve bu ülkeye çok ağır faturalar ödettiyse, biz de çıkar, bunu eleştiririz. Kesintisiz eğitim, topluma büyük zarar verdi, çocuklara çok ağır zararlar verdi, ama bütün bunlarla birlikte, en çok da ekonomiye zarar verdi. İş adamlarını temsil eden bir örgüt, eğitim sistemine kendi ideolojisini dayatarak, adeta kendi ayağına kurşun sıktı. 28 Şubat sonrasında uygulanan kararlar neticesinde, bu ülkenin meslek liseleri adeta yok olma noktasına geldi, içleri boşaltıldı.

Zararı kim gördü? Sanayici gördü, ekonomi gördü, ülke ve millet gördü. Geçmişte yaptıkları bu hatayı, bugün aynı şekilde tekrarlamak istiyorlar. Bizim, eğitimle ilgili telafi çabalarımızın önünü kesmek adına, aynı kör ideolojiyle zihinleri bulandırıyorlar. Biz buna izin veremeyiz. Biz, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti değiliz. Biz, işçisiyle, patronuyla, yoksuluyla, zenginiyle 75 milyonun hükümetiyiz.

Karşımızda dikilmeleri bize bir şey kaybettirmez

Biz bugüne kadar hiçbir işverene, onun yanında çalışan işçiye karşı olmadık. Hepsinin yanında olduk. Kendileri şunları hep ifade ettiler: Biz bu iktidar döneminde çok, ama çok kazandık. Hattı bire beş katladık. İnanın, yapın araştırmalarınızı bu zihniyetin bu muhalefetle beraber hareket ettiğini göreceksiniz. Yani bizim karşımızda dikilmeleri bize bir şey kaybettirmez. Yeter ki millet bizim karşımıza dikilmesin. Biz buna bakıyoruz. Biz milletin taleplerine bakarız, milletin ihtiyaçlarına bakarız, istikametimizi de ona göre belirleriz. Hiç kimse eski Türkiye'nin refleksleriyle hareket etmesin. Millet iradesi her kararın üzerindedir. Bunu, herkes artık hazmetmek zorundadır."

Bu konularda ilginizi çekebilir