MODOKO'da iyimser hava ağır basıyor
Ufuk GERGERLİOĞLU
Bu haftaki yazımda sizleri mobilyanın merkez noktalarından biri olan MODOKO'ya götürmek istiyorum. MODOKO ile ilgili detaylara geçmeden önce son günlerde esnaflarımızda yaşanan havayı kısaca sizlere aktarmak isterim. Bundan yaklaşık üç ay önce yaptığımız ziyaretlerde esnaflarımızda büyük tedirginlik yaşandığını çok rahat gözlemleyebiliyordum. O günlerde esnaflarımızın neredeyse tamamına yakını çok büyük bir krizin gelebileceğini ve kendilerini çok daha kötü günlerin beklediğini her fırsatta gündeme getiriyorlardı. Fakat bugünlerde yaptığım esnaf ve küçük işletme gözlemlerinde olumlu yönde bir değişimin yaşandığını söyleyebilirim.
Değişimin nedeni konusunda net olarak bir şeyler söyleyemesek de olumlu ve iyimser bir atmosferin artmaya başladığını kesin olarak vurgulayabiliriz. Bir süre öncesine kadar ortalama 10 esnaftan 1'i kriz sürecini bir tehdit olarak görmezken bugün için bu orantı iyimserlik yönünde bir artma eğilimi göstermeye başladı. Bu olumlu gelişmeyi, müşterilerin havaların ısınmasıyla harcama eğilimlerini artırmaları, "Kriz" kelimesinin insanların kafasında etkisini yitirmeye başlaması, firmaların tedbirlerini daha çok artırması, esnaf ve küçük işletmelerin darboğazdan kurtulmak için yeni stratejiler üretmeleri gibi birçok nedene bağlayabiliriz.
Bu haftaki temas noktamız olan MODOKO için de yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı iyimser bir havanın oluşmaya başladığını söyleyebiliriz. MODOKO bugünlerde gelişen olumlu havadan daha çok faydalanıyor. Çünkü bu kompleks, insanların özellikle mobilya ihtiyaçlarının karşılanmasında öncü rol üstleniyor. İnsanlar uzunca bir süredir özellikle mobilya ile ilgili ihtiyaçlarını ertelemişlerdi. Elbette ki bu ertelemenin de bir süresi var. Sanki bu süre bugün için bitmiş gibi görünüyor. Dileriz bu atmosfer uzunca bir süre devam eder.
MODOKO, 80'lerden itibaren çok sık ziyaret edilen en önemli mobilya merkezlerinden biri olmasının yanında düzenli ve yeterli sayıda dükkanıyla da adeta açık bir alışveriş merkezini andırmaktadır. MODOKO'da dükkanların çok büyük bir bölümü müşterilerine aktif olarak hizmet sunmaktadır.
MODOKO'daki ilk ziyaret noktalarımızdan biri Zebrano Mobilya oldu. Firma yetkilisi Osman Aydın ile uzunca bir süre söyleşi yaptık. Yaz sezonuna yaklaşmasıyla bir hareketin yaşandığını belirten Aydın, müşterilerin tutumlu davranmaya devam ettiklerinin altını çizdi ve ekledi: "Bugünlerde mevsimsel hareketle beraber bir canlanmanın yaşandığını söyleyebilirim. Fakat bu hareket, sınırlı bir alanı kapsıyor. Müşteriler çok seçici davranıyorlar ve ellerindeki imkanları, en iyi kaliteliyi en uygun fiyattan alabilecek biçimde kullanmak istiyorlar. Onun için de kendi bildikleri ve istikrarlı bir çizgi sergileyen yerleri tercih ediyorlar. Kısacası müşteri sadakatı oluşturabilen ayakta kalabiliyor. Örneğin; müşterim evlenmiş, çocuğu olmuş önce bana geliyor. Bu müşterimin, çocuğu ile ilgili çok daha fazla seçenek şansı olmasına rağmen beni tercih etmesi çok önemli. Demek ki kendilerinde iyi bir intiba bırakmışız. İşletmemizin müşteri hizmetlerinde ilk çıkış noktası şuydu; Dedik ki, herkesin özel bir dişçisi, muhasebecisi var, biz niye müşterilerimizin özel bir mobilyacısı olmayalım. Müşterilerimizin kendi problemlerini, kendi problemlerimiz olarak gördük. Bugün ayakta durabiliyorsak bundan dolayıdır."
Osman Aydın'a, dünya mobilya devi İKEA'nın kendilerini ve MODOKO'yu nasıl etkilediğini de sorduk. Bu sorumuza Aydın'ın verdiği cevap ise şöyle oldu: "Biliyorsunuz İKEA önce Avrupa yakasında açıldı. Bu nedenden dolayı İKEA, Avrupa yakasından gelen çok fazla sayıda müşteri akınına uğradı. Bu akıştan MODOKO'da olumlu yönde nasibini aldı. İKEA'ya gelen birçok ziyaretçi son kararını vermeden önce daha evvel duyduğu ve bildiği MODOKO'dan da bilgi almak istedi. Bu yolla da hem biz hem diğer esnaf arkadaşlar Avrupa yakasından bir çok müşteri elde ettiler."
Osman Aydın, gerçekten de çok önemli bir noktaya parmak bastı. Yukarıdaki açıklamalardan İKEA ile MODOKA ilişkisini, tehdidin fırsata dönüştüğü bir konuma oturtabiliriz. Bölge esnafı belki de 40 yıl düşünse böyle bir gelişmenin olabileceğini hayal bile edemezdi. Birçok tehdit bünyesinde birçok fırsat barındırmaktadır. Fakat tehdidi fırsata dönüştürmek için de hazırlıklı olmak şarttır. Bu durum sadece işletmeler için değil fert ve ülkeler için de geçerlidir. Müşteri sadakatine gelince ise şunları söyleyebiliriz. Genel anlamda işletmelerimiz uzunca bir süre sadakat olgusunu ya ihmal ettiler ya da küçümsediler. Müşteri sadakati, kötü günlerde harcamak için sakladığımız birikime benzer. Bu birikimi olmayanlar bugün ya dükkan kapatmakta ya da dükkanlarını devretmektedirler. Müşteri sadakatinin hemen oluşabileceğini düşünmek de büyük bir hatadır. Bakıyorsunuz bir esnaf yeni dükkan açmış, hani müşteriler diyor, iş yok diyor. İşin ilginç yanı, bu esnaf kendi işinde daha önce bir takım sebeplerden dolayı başarılı olamadığı için yeni dükkan açmış. Böyle bir durumda sadakatin oluşabilmesi mümkün değildir. Zihniyet devrimine ihtiyaç vardır.
Bölgedeki diğer bir ziyaret noktamız ise Gardroop By Kurt'du. Firma müdürü Fatih Bozkurt, Türkiye'de kriz ile ilgili dedikodu çalkalanmasının artık sona ermeye başladığını vurguladı ve ekledi: "Bizim insanımızın her zaman için az veya çok yastık altı parası vardır. Bu olduğu sürece ülkemizde hiçbir zaman kriz çok uzun soluklu olamaz. Basın ve medyanın yönlendirmesiyle yukarı ivme kazanan kriz trendi artık sıradanlaşmaya başladı diye düşünüyorum."
Fatih Bozkurt'a indirilen KDV'yi ve MODOKO'nun sektörde oynadığı rolünü de sorduk. O da bize şunları söyledi: "KDV'nin %8'e indirilmesi elbette faydalı oldu. Lakin bu durum müşteri açısından memnuniyet vericidir. Diğer taraftan hammadde olarak işletme bazında kullandığımız ürünleri %18 KDV ile alıyoruz. Bu noktada da bir şeyler yapılmalı. Ayrıca KDV indiriminin bir süre daha uzatılması çok yerinde olur. MODOKO'nun sektörde oynadığı role gelince; bu bölge, düzenli ve iyi dizayn edilmiş bir alanı kapsıyor. Böyle olunca da her türlü etkinlik ve aktivite söz konusu olabiliyor. Burası bir yönüyle fuar alanı diğer yönüyle de açık bir alışveriş merkezi. Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi çok güzel sonuçlar verir. Burada, senede iki kere, iyi organize edilmiş fuar düzenlense esnaf için büyük getiri sağlanır. Zaten MODOKO'nun Türk insanının gözünde %70'lere varan bilinirliği var. Bunun yanında iyi sonuçların alınabilmesi bazı şartlara da bağlı. Buradaki işletmelerin iyi bir eğitimden geçirilmesi ve kurumsallaşma eksenli hareket etmeleri temel şarttır. Aksi takdirde fırsatlar heba olabilir. Son olarak da şunu söyleyebilirim. MODOKO, Türk mobilyasının ihracata açılan kapısıdır. Buradaki birçok işletme Orta Asya ve Afrika'ya ürün ihraç etmektedir. Yetkililerin bu noktayı da göz önünde buludurarak bölgeye daha fazla destek vermesi gerekmektedir."
Bir başka ziyaret noktamız ise MODOKO'nun Sosyal Tesisleri'nde mobilya sektöründen farklı olarak tekstil alanında faaliyet gösteren Gelişim Ev Tekstil firması oldu. Firma sahibi Remzi Güngör, MODOKO'nun sadece İstanbul'a değil tüm Türkiye'ye hizmet verdiğini ifade etti ve ekledi: "Ben buraya geleli üç sene oldu. Duyduğum kadarıyla bir süre öncesine kadar Anadolu'dan da alışveriş için buralara gelinirmiş. Ama özellikle son bir iki yıldır bu akış kesilmiş. Özellikle MODOKO yönetiminin, buraya akışın kesilmemesi ve yeni kanalların oluşması için daha fazla çaba sarf etmesi gerekiyor."
Remzi Güngör, MODOKO'nun hitap ettiği geniş kitlenin önemine vurgu yaptı. Ancak yeni kanalların açılması ve var olan akışın kesilmemesi sadece MODOKO yönetiminin sorumluluğuna bırakılamaz. Yönetim ve devlet yetkilileri bu önemli ticaret sahasının geliştirilebilmesi için sık sık bir araya gelip yeni stratejler üretmelidirler. Hali hazırda bu tür çalışmaların olduğunu tahmin ediyorum. Eğer yeni çalışmalar var ise bu çalışmalar acil olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.