Nakit sermaye artırımında vergisel teşvik ve ek gelişme
Hakan ŞİRİN / Mali Müşavir
Toplum olarak tasarruf alışkanlığımız hem gerçek kişilerde hem tüzel kişilerde eskiye nispeten çok düşük. Gerçek kişilerin tasarruf ve harcama alışkanlıkları tabii ki onların yönettiği tüzel kişilere yani şirketlere de yansıyor. Günümüz şirket bilançolarını incelerseniz birçoğunun sahip olduğu varlıklarını öz kaynaklarından çok yabancı kaynaklarla temin ettiklerini görüyoruz. Şirketlerdeki bu tasarruf zafiyet ve dışa bağımlılığı bir nebze kırmak için nakit sermaye artıran şirketlere (finans, bankacılık ve sigorta sektörlerinde faaliyet gösterenler ile KİT’ler hariç) vergisel indirim avantajı sunuldu. Bu avantajın özeti, ticaret siciline tescil edilen sermaye artırımlarının nakden ödenen tutarına TCMB’nin indirimden yararlanılacak yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” uygulanacak. Bu oranın %50’sinin aylık kıst hesabına göre çıkan tutarı Kurumlar Vergisi (KV) matrahından indirilebilecek.
Bu yazdıklarımızı örnekleyecek olursak. Firma 02/07/2015 tarihinde 500 bin TL nakit sermaye artırımına gitmiş ve taahhüt ettiği sermayenin tamamını nakden 08.2015 dönemi içinde ödemiş olsun. Yukarıda bahsettiğimiz TCMB faiz oranının %10 olduğunu düşünelim. KV matrahının hesaplanması şöyle olacak;
= Nakit sermaye artışı X Faiz oranı X Kanuni oran / 12 X Kıst ay sayısı yani;
= 500.000 X 0.10 X 0.50 / 12 X 5 = 10.416,66 TL KV matrahından indirebilirsiniz.
Bu vergisel indirimin ilk yayınladığında Bakanlar Kurulu'na %50 olan kanuni oranı, şirketlerin aktif büyükleri, sektörleri, ortakların hukuki niteliği vb .faktörlere göre %0’a kadar indirmeye ve %100-%150 oranına kadar artırmaya yetkili kılınmıştı. Bakanlar Kurulu bu yetkiye dayanarak 30.06.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararına göre %50 olan kanuni orana; Payları borsada işlem gören halka açık sermaye şirketlerinden, söz konusun indirimden yararlanılan yılın son günü itibariyle Merkezi Kayıt Kuruluşu AŞ nezdinde borsada işlem görebilir nitelikte pay olarak izlenen payların nominal tutarının ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye oranı ; %50 ve daha az olanlar için 25 puan, %50’nin üzerinde olanlar için 50 puan ilave dilemesi kararlaştırılmıştır.
Buna ilaveten nakit artırılan sermaye tutarının yatırım teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında ve bu tesislerin inşasına tahsisi edilen arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması durumunda yatırım teşvik belgesinde yer alan sabit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere 25 puan ilave edilmek suretiyle söz konusu indirimin uygulanmasına karar verilmiştir.
Yani yukarıda bahsettiğim formülde yer alan kanuni orana (%50) üstteki kıstaslardan uygun olan oran ilave edilerek uygulanacaktır. Hemen örnekleyecek olursak aynı ilk örnekti durumun payları borsada işlem gören halka açık ve MKK A.Ş.’de %50’den az payı olan bir şirkete uygulayacak olursak; =500.000 X 0.10 X 0.75 / 12 X 5 =15.625 TL KV matrahından indirilebilir tutar olacaktır.
30.06.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre yukarıda bahsettiğim oran artırımları yapıldığı gibi bazı şirketler için kanuni oran %0 yani bu vergisel teşvikten yararlanamaz olarak kararlaştırılmıştır. Bu vergisel teşvikten yararlanamayacak olan şirketleri şöyle sıralamak mümkün.
a) Gelirlerinin %25 veya fazlası şirket faaliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve personel istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan sermaye şirketleri
b) Aktif toplamının %50 veya daha fazlası bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve iştirak paylarından oluşan sermaye şirketleri
c) Artırılan nakdi sermayenin başka şirketlere sermaye olarak konulan veya kredi olarak kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere
ç) Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere
d) 9/3/2015 tarihinden, 5520 sayılı Kanun'un 10'uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin yürürlüğe girdiği 1/7/2015 tarihine kadar olan dönemde, sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde, azaltılan sermaye tutarına tekabül eden tutarla sınırlı olmak üzere .
Sonuç olarak yasayı bütün olarak incelediğimizde, şirketlerin özgür karar alabilmeleri ve girişimciliklerini artırabilmeleri öz kaynakla hareket etmenin borçlanmaya göre cazip hale getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu desteği sağlarken muvazaalı sermaye artırımlarına engel konulduğu ve konusu direk olarak üretimi artırıcı olmayan sektörlere bu konuda desteklenmediğini görüyoruz. Borçlanma maliyetleri ile nakit sermaye artışının vergisel teşviki mukayese edildiğinde şirketlerin borçlanma yerine öz kaynağa yöneleceğini dolayısı ile alınan kararın hedefine ulaşacağını düşünüyorum.