”Ne oldu da iki gün içinde çark edildi”
Demokratik açılım konusuyla ilgili olarak CHP lideri Baykal, "Bu işi engelleyen ne Başbakandır, ne de başkasıdır. Bu işi engelleyen milletin kendisidir" dedi
TBMM - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, büyük heyecanla ve umutlarla uygulamaya konulan demokratik açılımdan neden vazgeçildiğini sordu ve 2 gün içinde bu konuda çark edildiğini söyledi. Baykal, " Bu işi engelleyen ne Başbakandır, ne de başkasıdır. Bu işi engelleyen milletin kendisidir. Çünkü iş yanlıştır, millet yanlışı görmüştür."dedi.
Baykal, şehit ailelerinin de katıldığı partisinin grup toplantısında, çiftçilerin, tarım üretiminde girdilerdeki artışlar ve talepteki sıkıntılar nedeniyle zor durumda olduğunu söyledi.
Elma yetiştiricilerinin büyük sıkıntı içinde olduğunu, ürün bedelinin toplama masraflarını dahi karşılayamadığını kaydeden Baykal, işin altında yanlış ekonomi politikalarının ve talebin çökertilmesinin bulunduğunu öne sürdü.
Baykal, bütçenin büyük gelir öngördüğünü, ancak bunun nereden sağlanacağının belli olmadığını ileri sürerek, "Çareyi zam yapmakta buluyorlar. Uçan kuşa zam yapıyorlar" diye konuştu.
TRT'ye kaynak sağlayan gelir kalemlerinin genişletilmesini de eleştiren Baykal, şunları söyledi:
"TRT, Türkiye'nin televizyonu olmaktan çıkmış, iktidarın borazanı haline gelmiş, AKP'nin çiftliği olmuştur. Bunun için TRT'ye kesinlikle çıkmıyoruz. Kendileri çalıp, kendileri oynasınlar. TRT'ye bilerek çıkmıyoruz. Sen bu milletin vergileriyle yayın yapıyorsun, 9 milyonun oy verdiği bir partiye hakaret edemezsin. Kanada'dan bir ruh hastasını getireceksin CHP'ye küfrettireceksin."
TRT'ye ek gelir konusundaki Bakanlar Kurulu kararının "Yetki aşımı" olduğunu savunan Baykal, "Bunu derhal Danıştay'a götüreceğiz. Mahkemeden döndüreceğiz" diye konuştu.
"Bir-iki günde çark etti"
"Açılım" (Demokratik) konusunda da değerlendirmeler yapan Baykal, Türkiye'nin aylardır açılımla yatıp, açılımla kalktığını belirterek, Habur sınır kapısında yaşananlara ilişkin eleştirilerini sürdürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Habur'un ardından "Tablodan duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini", 1-2 gün sonra ise Ağrı'da "Açılımı methettiğini", aynı gün Erzurum'da "Sil baştan yaparız", Pakistan yolunda "Bu işe ara verdik" dediğini belirten Baykal, "Bu süreci iyi anlamalıyız. Bir iki gün içinde çark edilmiştir" dedi. "Bu süreç niye tıkanmıştır?" diye soran Baykal, şöyle devam etti:
"Ne olmuştur, ne yaşanmıştır da büyük heyecanla ve umutla uygulamaya konulan bir politikadan 2 gün içinde çark edilmiştir. Bu süreç niye tıkanmıştır? Taraflar anlaşamamıştır, birisinin istediğini öbürü verememiştir, istenenler artırılmıştır, kavga çıkmıştır aralarında... Pazarlıkta uyuşmazlık var mı? Pazarlıkta uyuştular... Kavga çıktı mı? Allah muhabbetlerini artırsın, aralarından su sızmıyor, can ciğer kuzu sarması. Niye tıkandı? İşin esasında kopmayı gerektiren bir ihtilaf mı var? Hayır. Ne var? Mutabakat sağladığınız planı daha ilk adımda millet tepkisini koyarak uygulanamaz hale getirdi. Bu işi engelleyen ne Başbakandır, ne de başkasıdır. Bu işi engelleyen milletin kendisidir. Milletimiz gözüyle düşünür. Biz bunu anlatmaya çalıştık. Ancak insanlar görünce anladı. Gidişatın nereye doğru olduğunu?"
Açılım politikasına medya, iş dünyası, ABD ve AB'nin destek verdiğini, destekte eksiğin bulunmadığını belirten Baykal, "Bir CHP, yok. Bu kadar desteğin yanında CHP'nin lafı mı olur. El ele verdiniz, hadi uygulayın da bir görelim bakalım? Niye tıkandı? Aralarında ihtilaf yok, birbirlerini seviyorlar. Niye yapamadınız? Çünkü iş yanlış, işin özü, temeli yanlış. Millet o yanlışı gördü" diye konuştu.
"Aramı verdin vaz mı geçtin?"
Baykal, işin özünün yanlış olduğunu, milletin de bu yanlışı görerek, tepki gösterdiğini ifade ederek, bu tablo karşısında ''ara verdik'' denildiğini söyledi. ''Ara mı verdin vaz mı geçtin?'' sorusunu yönelten Baykal, ''(Ara verdim) diyerek, vazgeçmeye mi çalışıyorsun yoksa gerçekten hazmettirmek için mi ara veriyorsun? 'Millet tepki gösterdi, şunu hazmettirelim, bir süre sonra devam ederiz' planlaması mı yapıyorsun?'' dedi.
Terörün amacının, kavganın özünün; Türkiye'yi etnik temelde, önce millet olarak ayrıştırıp, daha sonra siyasi anlam kazandırarak, ayrı bir devlet yapısına çekmek olduğunu belirten Baykal, gerçek ırkçılığın bu olduğunu söyledi.
Baykal, bunun yanlışlığının anlaşılması için Ortadoğu'ya, Irak'a bakılması gerektiğini dile getirdi.
@page@
Türkiye'nin kurulduğundan bu yana uluslaşma süreci içerisinde girdiğini, bir millet olarak kaynaşmaya, kökenleri ne olursa olsun birlikte olduklarını ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden Baykal, bu konuda büyük mesafe aldıklarını söyledi. Baykal, ''Şimdi, bu kazanılmış mesafeyi kaybettirmek için mücadele ediyorlar. Birileri, içeriden, dışarıdan Türkiye'de ortaya çıkan bu bütünselliği dağıtmak için planlar, projeler yaptı, onları sahneye koyuyor. Irak, Lübnan, Filistin'de konulduğu gibi'' diye konuştu.
"Terör merkezleriyle iş tutarak, bir yere varamazsınız"
Kürt kökenli vatandaşların, ayrışma, teröre destek olma peşinde olmadığına işaret eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Onlar, PKK'nın militanı, fanatiği değil. Onlar, bu milletin, devletin eşit vatandaşı olarak yaşamak istiyor. Şimdi bizim bunları bir yana bırakarak, terör örgütünün karargahına gözümüzü dikerek, onlarla uzlaşmaya çalışarak, işbirliği yaparak, bu konuları çözmeye kalkmamız, en büyük yanlıştır. Çünkü onların derdi ayrıştırmaktır. Kürt kökenli vatandaşlarımızın derdi ayrışmak değil. Haklı, meşru şikayetleri, talepleri var, çözüm istiyorlar. Açılım yapılacaksa, bu Hükümetin yaptığı gibi gözünüzü PKK'ya, Öcalan'a, DTP'ye dikerek yapılmaz. O bölgedeki Kürt kökenli insanlarımıza dikerek onu yapacaksınız, onların taleplerini dikkate alacaksınız. Şiddet ve terör merkezleriyle iş tutarak bir yere varamazsınız.
Ortaya çıkan tablo karşısında hükümet yol ayrımında; tamam mı devam mı? Anadolu'da yaşanan gösteriler, örgütlü değil ama millet ayağa kalkmıştır. Bu manzara karşısında 'ben devam edeceğim' demek, millete yapılacak en büyük saygısızlıktır, millet ile inatlaşmak demektir. Kimseye tavsiye etmem; millet ile inatlaşmanın sonu kötüdür.''
"PKK'ya el altından himayeyi bırak"
Baykal, dışarıdan Türkiye'yi etnik temelde ayrıştırma arayışlarını himaye etmeye ve terör örgütlerini kullanmaya yönelik bir anlayışla karşı karşıya olduklarını belirtti. Baykal, ''dışarısının, bu Hükümete veya başka hükümete, Türkiye'yi etnik ayrıştırmaya götürecek kararları aldırtabileceğini umduğunu'' savundu.
''Hepimize düşen görev; dış dünyaya, 'PKK ile oynamayı, PKK'yı kullanma anlayışını, PKK'yı açıktan değilse de dolaylı, el altından himaye etmeyi lütfen bırak. Bu bölgenin, huzuru, barışı, güvenliği o zaman çok daha ileri olur'u anlatmaktır'' diyen Baykal, Hükümetin; milleti yanlış istikamete sürükleyecek aldatmacaların peşine düşmemesi, dış dünyaya, Türkiye'yi ayrıştıracak adımları atmanın doğru, uygun olmayacağını açık biçimde ifade etmesi gerektiğini belirtti.
Baykal, Türkiye'nin uluslaşma sürecini, kimsenin engellemeye kalkmaması gerektiğini dile getirdi.
İrtica ile mücadele belgesi
Partisinin grup toplantısında "irtica ile mücadele" belgesine ilişkin açıklamalarda bulunan Baykal, konunun Genelkurmay Başkanı, ordu komutanı problemi haline geldiğini belirtti. Baykal, Türkiye'de 4,5 ay sonra Silahlı Kuvvetlerin kurumsal kimliğini, komuta kademesini doğrudan hedef alan bir tablonun ortaya çıkmaya başladığını söyledi.
"4,5 ay önce tartışmalı olan, aslı olduğu iddia edilen belgenin, şimdi ortaya çıkan kişinin elinde olduğunun" ortaya çıktığını belirten Baykal, şöyle devam etti:
"4,5 ay önce bu konuyu niye çözmedik, niye bekledik de 4,5 ay önceki albay problemini şimdi Genelkurmay Başkanı problemi, ordu komutanı problemi haline getirdik? Tesadüfen mi oldu, kim yaptı bu planı? Yok böyle bir şey canım, yok böyle bir şey. İnşallah yoktur. Bakıyorum, ihbar mektubunda belgeyle ilgili ihtilaf bir yana bırakılmış, Türkiye'de siyasi partilere ilişkin ithamlar yer almış. Eğer bu konuda bir büyük tartışmayı açma kararı alındıysa, bu tartışmaya biz memnuniyetle gireriz. CHP olarak bizim bu konulardaki tutumumuz çok açıktır. CHP, Silahlı Kuvvetler ile ilişkisini büyük bir sorumluluk içinde, kendi demokratik, inanç ve ilkelerinin gereği doğrultusunda ama Türkiye'nin kurumlarına gereken saygıyı göstererek sürdürmüştür. CHP, gün olmuştur Silahlı Kuvvetlerin yaptığı yanlışları ortaya koymakta tereddüt etmemiştir. 1 Mart 2003'deki tartışmaları hatırlayın. Dolmabahçe buluşmasının hiçbir şekilde devletin bilgisi dışında tutulamayacağını, bunun yanlış olduğunu yine CHP olarak biz söyledik. MGK'nın, açılımın arkasında olduğu izlenimi veren açıklamayı yaptıktan hemen sonra bir an bile tereddüt etmeden bu politikanın ne kadar yanlış olduğunu en gür sesle CHP ortaya koymuştur."
"İnat ettiler, yaptılar, şimdi bütün Türkiye ayakta"
Baykal, çeşitli illerden gelen şehit aileleri ile Türkiye Harp Malulleri Gaziler Şehitler Dul ve Yetimler Derneği yöneticilerini ayrı ayrı kabul etti.
@page@
Şehit aileleri ve gaziler, terör örgütü PKK mensuplarının Habur'da teslim olmalarından sonra yaşanan görüntülerden ve yargılamadan duydukları üzüntü ve tepkiyi dile getirdi.
Şehit aileleri ve gazilere, ''Ayağa kalktınız gidişata el koydunuz'' diye seslenen Baykal, bu konuda aynı anlayış içinde olduklarını söyledi. ''Sizleri çok iyi anlıyorum'' diyen Baykal, şunları kaydetti:
''Bu manzara ortaya çıkıp sizler ayağa kalkmadan önce, hatırlarsanız biz, bu gidişi önlemek için büyük mücadele veriyorduk. Daha bunlar ortaya çıkmamıştı. Daha o gelenler gelmemişti. O üzüntü verici tablolar yaşanmamıştı ama ben kıyameti kopartıyordum; 'yapmayın yanlıştır, vazgeçin bu işten' diye bütün gücümüzle uğraşıyorduk ama anlatamadık. Bizi de kendi aralarına almak istediler, biliyorsunuz bir gayret gösterdiler. Onlara da direndik. Oraya da karışmadık. Onlar artık anlaşılıyor; bir takvim var, birilerine söz vermişler. Ya da birileri talimat vermiş. Onu uygulayacaklar. 'Biz bekleyemeyiz' dediler harekete geçtiler. manzarayı görünce tabii millet ayağa kalktı. Bizim millet gözüyle düşünür. Yani gördü mü anlar meseleyi. Gördü, anladı. Halbuki biz önceden anlatıyorduk. İnat ettiler, yaptılar, şimdi bütün Türkiye ayakta.
Aslında siz, bir anlamda Türkiye'yi bütünleştirdiniz. Türkiye'yi birleştirdiniz. Siyasi görüş farklılığı, anlayış farklığı... Hepsi kalktı ortadan. Bugün bütün Türkiye, kuzeyi, güneyi, batısı, doğusu herkes el ele verdi. 'Bu yapılanlar yanlıştır' diyerek yüksek sesle anlayışını ifade ediyor. Bu, Türkiye'nin ne olduğunu ortaya koyuyor.
Ona gidiyor konuşuyor, buna gidiyor konuşuyor, 'ben konuştum' diyor onlar adına söz söyleme hakkını elde ettim zannediyordu. Onu, bunu çağırıyor. Onlara da söylediği bir şey yok. Sadece televizyonlar çekiyor. 'Konuştuk merak etmeyin' diyor. 'Anlaştık' diye kendi kafasındakileri millete mal etmek üzereydi. Millet ayağa kalktı. Siz de buna öncülük ettiniz.''
Bir şehit yakınının, ''sizi de çekmek istedi'' sözleri üzerine Baykal, ''bende onu önlemek için dedim ki 'televizyonlar çeksin'... O nedenle yapamadı'' dedi.
Şehit yakınları ve gazilerin hareketinin ardında bir siyasi partinin bulunmadığını, bir başka teşkilat olmadığını kaydeden Baykal, ''Siz kendi anlayışınızla bunu yaptınız. Millet de sizi görünce bağrına bastı. Herkes size hak verdi'' diye konuştu.
"Sakın o madalyaları yere atmayın"
Tepkilerin demokrasi ve hukuk için gösterildiğini vurgulayan Baykal, şöyle devam etti:
''Kimseye zarar vermediniz. Örnek bir davranış oldu ve Türkiye'nin gidişatını yönlendirdi. Çok etkilediniz, kutluyorum. Ne kadar iftihar etseniz yeridir.
Sakın ha ortaya çıkan bu tablo dolayısıyla devletinize küskünlük duygusu içine girmeyin. Bu, üzüntü verici bir tablo tabii... Hepimizin çok canı sıkılıyor. Ama bugün iktidar kullananların, işbaşında olanların yanlışlıkları dolayısıyla devletinize karşı bir kırgınlık ve küskünlük içine girmeyin. Milletimize hiç girmeniz söz konusu değil, zaten millet sizsiniz. Sizin hissiyatınız zaten, milletin hissiyatı. Ama devlete sakın ha küsmeyin, kırılmayın. Bu olaydan dolayı devleti suçlamayın. Bu, işbaşında bir grubun başladığı yanlıştır. İnşallah sizin bu davranışınızla bu da noktalanacaktır.
Size verilen madalyaları ne olur ortalığa saçmayın. Bu hepimizi çok üzüyor, yüreğimiz sıkışıyor. Böyle manzarayı görmek istemiyoruz. Hissiyatınızı çok iyi anlıyoruz tabii. İçine girdiğiniz çelişkiyi çok iyi anlıyoruz ama sakın ha o madalyaları yere atmayın. O madalyaları size kimse şahsen vermedi. O madalyalar bu milletin, bu devletin size armağanıdır. Sizin hakkınızın teslim edilmesidir. Onu kimseye kurban etmeniz mümkün değildir. O nedenle ne olur, o sahneleri yaşatmayın millete. Milleti çok üzüyorsunuz. Hepimizin yüreği burkuluyor, gözleri doluyor. Zaten en büyük fedakarlığı yapmışsınız, evlatlarınızı vermişsiniz. O madalyalar şehidin simgesi. Şehidi görüyorum ben oraya baktığım zaman. Onu atmayın ne olur.''
CHP Lideri Baykal, TBMM'yi kuranların şehitler ve gaziler olduğunu hatırlatarak, ''Burası sizin eserinizdir'' dedi.
Terör örgütü mensuplarının teslim olmalarından sonra yargılanma şekillerini de eleştiren Baykal, hukukun katledildiğini iddia etti. Baykal, teslim olanların TCK'nın 221. maddesinden yararlanmadıklarını belirterek, ''Aksine 'pişman değilim, Öcalan'ın talimatıyla geldim' diyor. Savcı gidiyor, peki hakim nasıl gider? Efendim 'güvenlik gerekçesiyle' deniliyor. 50 bin kişinin bulunduğu yerin ortasına çadır kuruluyor, hakim helikopterle geliyor. Güvenlikse neden Diyarbakır adliyesine götürmüyorsunuz?'' diye konuştu.
Yaşananları ''utanç manzarası'' olarak değerlendiren Baykal, ''Bu işin görsel boyutu. Arkasından başka şeyler gelecek. Eğitim politikasında, eğitim dilinde ayrışma yaşanmaya başlanacak. 10-15 yıl farklı eğitim alan kuşaklar birbirini anlayabilir mi? Bu, Türkiye'nin temeline dinamit koymaktır'' ifadelerini kullandı.