Neden sorumlu vergicilik?

Abdulkadir KAHRAMAN - KPMG Türkiye Vergi Bölümü Başkanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Söze Konfüçyüs ile başlayalım. Konfüçyüs der ki; “Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil”! Bu sözde üç farklı aksiyon var. Birincisi bireyin kendisi için hayatın anlamlandırılması, diğer ikisi ise bireyin diğer bireylere veya çevreye yönelik çabası ile onların hayatlarının anlamlandırılması. 

“Sorumlu vergicilik” bunun gibi bir aksiyon. Bizler bu olguya vergi danışmanları olarak hem kendimiz hem de toplumdaki tüm paydaşlar için verginin anlamlandırılması olarak bakıyoruz. Bu noktaya nasıl gelindi? Neden sorumlu vergicilik? 

Çağımızın dünya düzeninde değişim çok hızlı. Ekonomiden diplomasiye, teknolojiden siyasete hayatın her alanında yaşanan değişim, yeni bir dönemin başlamış olduğunu gösteriyor. Bu döngü sırasında tanık olduğumuz finansal krizler, çatışmalar, bilgi güvenliğiyle ilgili tehditler, kuralların yeniden tanımlandığı geçiş döneminin sancıları olarak karşımıza çıkıyor. Böylesi bir geçiş döneminde bireyle/kurumla devlet arasındaki toplumsal sözleşmenin mali temelini oluşturan vergi konusuna bakışın aynı kalması düşünülemezdi. Vergi profesyonelleri olarak elbette üzerimize düşen yeni bir yol açmaktı. Biz de elimizi taşın altına koyduk; kamu, mükellefl er, vergi danışmanları, STK’lar, mesleki örgütler başta olmak üzere tüm paydaşlara yeni bir felsefe ile bakış açısı sunmak ve her birinin üstleneceği rolün yeniden tanımlanması gereğini tartışmaya açmak için yola çıktık. Vergi; hem kamu maliyesi için en sağlam gelir kalemi olması hem de toplumda belli kesimlere mali kaynak aktararak adaleti sağlama işlevi görmesi nedeniyle önemlidir. Sorumlu vergicilik kavramı, özellikle gelişmiş ülkelerde 2009 ekonomik krizinden sonra artan bir şekilde gündeme gelmeye başlayan “kimlerin vergi kaçırdığı, kimlerin vergiden kaçındığı ve kimlerin vergisini gereğince ödediği” tartışmalarının sonucu olarak ön plana çıkmaya başladı. Özellikle global finansal kriz sonrasında artan bütçe açıkları, uluslararası ticaretin yaygınlaşması, dijital ekonominin çokuluslu işletmelere farklı yapılar geliştirme imkânı sunması ve kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının gelişmesi sonucunda vergi adaleti kavramı daha çok sorgulanan bir konu haline geline geldi. 

Vergiyi yeniden keşfetmek 

Vergi danışmanlarına toplumun ortak yararını göz önünde bulundurarak bu tartışmalara yön vermek konusunda önemli bir görev düşüyor. KPMG İngiltere bu amaçla 2014 yılı ortalarında Common Vision (Ortak Vizyon) adlı İngiltere merkezli düşünce kuruluşu bünyesinde bir çalışma grubu kurarak toplumun ortak yararına hizmet eden sorumlu vergi davranışının nasıl olması gerektiğine yönelik çalışmalara liderlik etmeye başladı. Bu çalışmalar, değişen dünya şartlarında verginin ne ifade ettiğini yeniden keşfetmeyi ve sorumlu verginin amacını ortaya koymayı amaçlıyor. 

Yeni değerler dizisi 

Hepimizin bildiği bir gerçeği tekrar etmekte fayda var: Devletler vergi toplamadan güvenlik, sağlık ve eğitim gibi temel anayasal işlevlerini gerçekleştiremezler. Devletin vergi toplama hakkı vatandaşların hak ve özgürlüklerini güvence altına almanın gereğidir. Sorumlu vergi danışmanları olarak, vergi idaresi, mükellefler ve vergi danışmanları arasında açık ve şeffaf bir ilişki tesis edilmesinden yanayız. 

Tüm paydaşların vergilendirme konusunda bakışı krizden sonra önemli ölçüde değişmeye başladı. Bunun temel nedeni, bilgi çağının küreselleşmeyle birlikte yarattığı değerler dizisidir. Küreselleşme ile vergi etiği ve şeff afl ık kavramları kamuoyunun gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Çünkü vergiler, kamu gücüyle toplansa da artık sadece vatandaşlık görevi olmaktan çıktı. Vergiden kaçınma davranışı tüm paydaşları etkileyecek şekilde ulusal rekabet gücüne zarar veren bir nitelik kazanmaya başladı. Bu nedenle yasal olan her davranışın aynı zamanda etik olmayabileceğinin farkına varıldı. 

Hiçbir ticari, iktisadi saik olmadan sadece vergi tasarrufu amacıyla gerçekleştirilen işlemler “çifte vergilememe” ile sonuçlanıyor. Bunu önlemek amacıyla G-20 ve OECD’nin liderliğinde geliştirilen otomatik bilgi değişimine yönelik yeni düzenlemeler hem yerel hem de uluslararası düzeyde karşımıza çıkacak. Bunun yanı sıra ABD’nin Yabancı Hesap Vergi Uyum Kanunu (nam-ı diğer FATCA) ile OECD’nin Ortak Raporlama Standardı (nam-ı diğer CRS) bu konuda en güncel örnekler. Artık bilgi, otomatik olarak ülkeler arasında paylaşılacak. 

Ortak anlayış inşaa etmeliyiz 

Sorumlu vergicilik ile yeni olan ne? Yeni olan, vergiye bakış açısı. Artık vergi etiği diye bir kavram var ve bu konuda kamuoyu bilinci oluşuyor. Şirketler önümüzdeki üç yıl içinde yerel ve uluslararası mevzuatta ortaya çıkacak düzenlemeleri yakından takip etmeli ve gerekli uyumu sağlamalı. Anayasa’ya göre her birey kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü. Vergi profesyonelleri olarak amacımız, bireylerin vergilerinin mevzuata uygun olarak hesaplanmasına yardım etmek, mükellefl erin çıkarlarını devlete karşı temsil etmek ve böylece daha iyi bir vergileme sisteminin geliştirilmesini teşvik ederek kamu yararına katkıda bulunmaktır. Bu çerçevede tüm paydaşlar açısından Türkiye’de vergileme olgusunun ne anlama geldiğini ve amacının ne olduğunu sorumlu vergicilik başlığı altında tartışmaya açıyoruz. Sorumlu vergicilik yaklaşımının tüm tarafl arının konuya bakış açısını aynı noktaya getirmeliyiz ki bundan sonrasını ortak bir anlayış üzerine inşa edelim. Bu amaçlarla ‘Sorumlu Vergicilik’ anlayışını farklı yönleriyle ele alan bir çalışma yaptık. Mesleğimizin sıkıntılarını ıslah etmek ve mesleğimize hak ettiği saygınlığı kazandırmak, tüm paydaşlar için sağlam, güvenilir ve sürdürülebilir vergi iklimi oluşturmak hedefiyle bir yol açıyor, yaptığımız çalışmayı bu yazı dizisiyle sizlere aktarıyoruz. Tüm paydaşlarımızın görüş ve yorumlarıyla bu tartışmaya çok büyük değer katacağına inanıyoruz.