”Nükleer görüşmelerde Türkiye yalnız değil”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Özügergin, İran ile diplomasi fırsatının halen olduğunu düşünen tek ülkenin Türkiye olmadığını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, İran'ın nükleer programıyla ilgili yürütülen görüşmelerde Türkiye'nin yalnız olmadığını belirterek, "Yani diplomasi fırsatının halen olduğunu düşünen tek ülke Türkiye değil" dedi.

Bakanlıkta yaptığı basın toplantısında soruları yanıtlayan Özügergin, İran'ın nükleer programında gelinen aşamanın ve nükleer takasın halen masada olup olmadığının sorulması üzerine, Türkiye'nin nükleer programlar ve nükleer silahlarla ilgili görüşünü defalarca dile getirdiğini söyledi.

Yoğun bir diplomasi trafiği içinde olduklarını belirten Özügergin, geçen hafta içinde Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim ile hem Brezilya'da hem de İstanbul'da görüşmeler yaptığını hatırlatarak, "Yalnız değiliz. Yani diplomasi fırsatının halen olduğunu düşünen tek ülke Türkiye veya Brezilya değil. Diğer bazı ülkelerden de benzer görüşler ifade ediliyor. Rusya Dışişleri Bakanı dün yaptığı bir açıklamada, Çin Dışişleri Bakanı da bizzat İstanbul'a geldiğinde diplomasi yolunu tercih ettiklerini söylemişti" diye konuştu.

İran'ın tarihi kökleri olan, devlet anlayışı kuvvetli bir ülke olduğunu kaydeden Özügergin, bu ülkenin rasyonel karar alma yeteneğine güven duyduklarını ifade etti.

İran'ın nükleer faaliyetlerinin batıda şüphe ile karşılandığını anımsatan Bakanlık sözcüsü, İran'da da bir tehdit algılaması olduğunu gördüklerini belirterek, "Bu iki endişenin bağdaştırılamayacak ölçüde birbirinden uzak olduğunu düşünmüyoruz, onun için bu kadar uğraşıyoruz. Her iki tarafa da telkinlerimiz var. İran'a da şeffaf olmaları konusunda telkinlerimiz olduğu gibi İran'ın ciddi devlet olduğu ve rasyonel kararlar alacağı yönündeki telkinlerimizi de batılı partnerlerimize aktarıyoruz ve hala fırsat var" diye konuştu.

İsrail parlamentosunun Ermeni iddiaları

Özügergin, Dışişleri Bakanlığındaki basın toplantısında konuya ilişkin soru üzerine, 1915 olaylarının Knesset'te görüşülmesi amacıyla geçmiş yıllarda da buna benzer tasarılar sunulduğunu belirterek, "Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu tür tasarıların akim kalmasını bekliyoruz. Sadece İsrail parlamentosuyla ilgili değil, parlamenterlerin tarihi yargılamaları konusundaki görüşlerimiz bellidir. Tarihi tarihçiler yorumlasalar daha iyi olur" diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun da önümüzdeki günlerde İsrail'i olağan istişare mekanizması çerçevesinde ziyaret edeceğini söyleyen Özügergin, görüşmelerde Orta Doğu Barış Süreci ve Türk-İsrail ilişkilerinin ele alınmasının beklendiğini kaydetti.

Ermenistan ile görüşme trafiğinin olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Özügergin, son dönemde ABD ve Ermenistan'da yapılan temasları anımsatarak, bu bağlamda Ermenistan ile önümüzdeki dönemde planlanan birşeyin olmadığını kaydetti.

Minsk Grubu Eşbaşkanı Matt Bryza'nın Bakü Büyükelçisi olarak atanacağına yönelik haberlerle ilgili bir soru üzerine de Özügergin, bu konuda yorum yapmak istemediğini ifade etti.

Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri konusunda Ermeni basınında son zamanlarda "Sanki biz protokolleri imzaladığımız ve normalizasyon sürecini başlattığımız için artık Karabağ ile ilgilenemezmişiz gibi" bir eğilim gördüğünü belirten Özügergin, şunları kaydetti:

"Bu mantığı anlamak mümkün değil. Protokolleri imzaladık, dolayısıyla artık elimizi eteğimizi bölgeden çekiyoruz, sadece Ermenistan ile normalizasyona dikkatimizi vereceğiz. Bu tuhaf bir mantık.

Sıfır toplamlı bir oyun değil bu. Ermenistan ile normalleşme kazanırsa, Karabağ'da kaybetmemiz gerekir veya tersi. Matematikte her zaman için iki artı ikinin toplamı dörttür, ama uluslararası ilişkilerde beş ya da altı olabilir. Parçaların toplamının değeri çok daha yüksek olabilir bileşenlerinden. Kafkasya'daki barış da böyle birşey. Eğer Ermenistan ile Azerbaycan aralarındaki ilişkiyi normalleştirirse, biz de Ermenistan ile aramızdaki ilişkiyi normalleştirirsek bunun yaratacağı sinerji çok daha büyük olacaktır. Bunu sağlamaya çalışıyoruz."

"Ekonomik bakımdan zayıf bir Yunanistan istemiyoruz"

Bakanlıktaki basın toplantısında Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik krize Türk Dışişleri Bakanlığının bakış açısının sorulması üzerine sözcü Özügergin, "Artık devir değişti en azından ekonomik bağlamda ülkeler arasındaki paravanlar kalktı. Komşuluk ilişkileri de buna bağlı olarak değişti. Komşunuzda çıkan yangın sizi daha yakından etkileyebiliyor" dedi.

Ekonomilerin artık iç içe çalıştığı bir döneme girildiğini kaydeden Özügergin, "Birlikte batacağız veya birlikte çıkacağız" diye konuştu.

Bir gazetecinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Atina seyahati öncesinde, dün TBMM'de yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi hazırlık toplantısını hatırlatarak, "Bu toplantıda Türkiye'nin Yunanistan'a bir nakdi yardım paketi gündeme geldi mi?" sorusu üzerine, Özügergin böyle birşeyin gündeme gelmediğini söyledi.

Özügergin, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın uzun yıllar Türk ekonomisinin direksiyonunda oturarak, bankacılık ve finans sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasında ve küresel ekonomik krizi komşu ülkelere göre daha hafif atlatmasında etkisi olduğunu belirterek, "(Ali Babacan'ın) tecrübelerimizi aktarması dahi önemli bir katkı olur. Dünkü toplantıda yardım konusu gündeme gelmedi" diye konuştu.

İki ülke ilişkilerinde 1-2 hafta içinde yeni bir sayfa açılacağını belirten Sözcü, dünkü toplantıda Yunanistan ile anlaşma metinlerinin neler olabileceği konusunun gündeme geldiğini belirtti.

Özügergin, Başbakan Erdoğan'ın Atina ziyaretinden birkaç gün önce teknik ekiplerin Yunanistan'a giderek çalışmalarda bulunacağını, aynı şekilde Yunanistan tarafında da görüşmeler için hazırlıkların sürdürüldüğünü bildiklerini ifade etti.

Bu konularda ilginizi çekebilir