Önce insan

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANTALYA'DAN / Seda TUZLU

seda.tuzlu@dunya.com

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin olağan toplantılarından birinde konuk konuşmacı, Antalya'nın elinde büyüyen çocuk; bugün ilin en kurumsal firması AGT'nin CEO'su Mehmet Semih Söylemez'di….

Aile şirketi olmanın cilvelerinden, kader oyunlarının tecrübelerinden, tecrübelerin edindirdiği öngörü yeteneğinden ve bu öngörülerin kazandırdığı büyük sonuçlardan bahsedecekti salondaki kalabalığa. Bir iş adamı değildi sanki konuşan. Onu dinleyen yüzlerdeki ifade, çıt çıkmayan salondaki pür dikkat, anlattıklarından alınan notlar, söylediklerini doğrularcasına sallanan başlar… Bir sanayici dinlemiyorduk sanki. İnsan psikolojisinde uzmanlık yapmış, bu uzmanlığını işçi ve işveren üzerinde harmanlamış bir psikolog vardı karşımızda. 'Önce insan' anlayışına akıp giden slayt gösterilerinin arasında ısrarla vurgu yapıyor, bu vurgunun bir palavradan ibaret olmadığını da AGT'deki uygulamalarıyla örnekliyordu.

Mehmet Semih Söylemez'i dinleme şansı olmayan okurlarımız için, özellikle de yüzlerce kişiye istihdam sağlayan iş adamlarımız için yazıyorum bu kez…

Türkiye'deki birçok aile şirketinde olduğu gibi AGT de küçük bir atölyede işe başlayanlardan. Bugün 600 kişiye istihdam sağlıyor, 60 ülkeye ihracat yapıyor. 240 ülke varken 60'ına ihracat yapmak başarısızlık mı, yoksa 60 ülkeye ihracat yapan bir marka olmak başarı mı sorgusuyla kendini geliştiren ve hedefini 120 ülkeye ihracat yapmak olarak belirleyen bir şirket AGT. 26 yıllık bu serüvende alınan kararlarda, akıllardaki en önemli cümle: Önce insan…

Babadan oğula geçen bir şirket değil, babadan oğla geçen bir yönetim anlayışı hakim AGT'de. Önce insan…

Sabah 8'de fabrikadaki yerlerini alan ağabey kardeş kaç kişiye günaydın diyerek güne başladıklarının hesabını yapıyor. Günaydınlara aldıkları cevaplar için kafa yoruyor, çalışanlarını mutlu etme çabası içine giriyor.

Çalışanlarının olabildiğince sorunsuz ve kalitesi yüksek bir yaşam tarzı onlar için çok önemliymiş. 2003 yılında çalışanlarının sigarayı bırakmaları için tedavi olmalarını, 2005 yılında depresyonda olanların terapi görmelerini, 2007 yılında ailevi sorunları olanların danışmanlık hizmeti almalarını, son olarak da kilolu çalışanlarının ideal kilolarına gelmeleri için diyetisyen imkanı sağlamışlar. İşini seven, işe mutlu gelen, inşa edilebilecek zinde zihinler için yapmışlar tüm bunları, 'önce insan' diyerek.

Okuyup beğendikleri kitaplardan yüzlerce satın alıp çalışanlarına dağıtmışlar, onların gelişimine katkıda bulunurken yine 'önce insan' demişler.

2005 yılında tanıştıkları 'şirket zekası' isimli yazılım da yönetimdeki 'önce insan' anlayışının bir parçasıymış. Zorlansalar da uygulamasına geçtikleri yazılımla, çalışanların işleri daha çabuk bitiyor, istenen raporlara daha sağlıklı ve daha çabuk ulaşılıyormuş.

20 yıl önce babası Mehmet Bey'e, "Oğlum, sen bu şirket için değil, bu şirket senin için var" demiş. Bu sözden aldığı özgüvenle, ne kadar rahat öngörülerde bulunduğunu, hayallerini birer birer gerçekleştirirken işinden aldığı zevkin, yaptığı işin zorunluluktan ibaret olmadığının farkına varmış. Şimdi aynı farkındalığı çalışanlarına aşılamaya çalışıyorlarmış.

Antalya iş dünyasının övgü ve gururla sahip çıktığı AGT örneğinin çoğalması temennisi salondaki herkesin ortak paydasıydı.

Bu konularda ilginizi çekebilir