”Özel ordu değil, hudut birlikleri”
Erdoğan, sınır boylarında ve riskli bölgelerde profesyonel güvenlik güçlerinin görev alacağını söyledi.
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadele kapsamında özel hudut birlikleri kuracaklarını ve bu profesyonel güvenlik güçlerinin sınır boylarında ve riskli bölgelerde görev alacağını açıkladı.
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında son günlerin önemli gündem maddesi olan 'profesyonel ordu'ya da değindi.
Erdoğan, "Bunlar özel bir ordu değil, bunlar hudut birlikleri olacak. Özel hudut birlikleri mevcut bünye içinde farklı statüde 5 yıl ve daha üzeri bir süre görev yapacak. Uzmanlaşmış bir personel olacak. Bu 5 artı 1 olur, 5 artı 4 olur bunların değerlendirmeleri yapılıyor ve kararı verildikten sonra da oturacağız, yasal düzenlemesine ise inşallah gerekli adımı atacağız. Kritik ve hassas bölgelerde belli bir süre ile sınırlı olarak profesyonel güvenlik gücü şeklinde terörle mücadele edecekler" açıklamasını yaptı.
"Dışarıdan kuşatmanın önünü kesmek gerek"
Erdoğan, kırsal bölge ile meskun bölgenin güvenlik ekiplerinin farklı donanıma sahip olmalarının gerekliliğine dikkati çekti.
Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Milli İstihbarat Teşkilatının çalışma yapacağını ve karar verileceğini bildiren Erdoğan, ''Sınır güvenliğiyle ilgili ilave tedbirleri de hayata geçiriyoruz. Hudut birlikleri karakollarını daha iyi şekilde yeniden inşa ediyoruz. TOKİ 150 adet iç güvenlik ve hudut karakol tesisi ile 141 adet müstakil gözetleme kulesi, 662 kilometre hudut yolu yapıyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, terörle mücadele konusunda tüm imkanları seferber ettiklerini, diplomatik boyutta da kendisi ve hükümet mensuplarının AB, Irak, İran, Suriye, Rusya, ABD ile görüşmeler yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini söyledi.
Erdoğan, ''Çünkü, diplomatik noktada bu temaslar... Eğer dışarıdan kuşatmanın önünü kesmezsek, bu perdelemeyi kesmezsek, oradan gelen destekler ortadan kaldırılmazsa bu sıkıntı yine devam edecektir. Bu adeta kanser mikrobu gibidir. İnşallah bunu vücuttan çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız. Demokrasi güvenlik dengesinden asla taviz vermedik. Ne güvenliği demokratik haklara ne de demokratik hakları güvenliğe çiğnetmedik'' diye konuştu.
"Şapkalarını önlerine koysunlar"
Erdoğan, ''Bizim ekonomik krizi aşmak için aldığımız tedbirleri IMF belirlemedi, dikkat edin biz belirledik. Bu ülkede 'IMF'den ne olursan olsun şu borcu alın, şöyle yapın, böyle yapın' diyerek bize akıl verenler, şimdi şapkalarını bir kez daha önlerine koysunlar'' dedi.
"Demokratik olgunluk yok"
Erdoğan, terör gibi siyaset üstü bir meselede siyasi partilerin bir araya gelmesi ve partiler arasında demokratik diyalog kanallarının kurulmasının önemli olduğunu belirterek, ''Partilerin birbirine kapılarını kapatması, liderlerin yüz yüze bakamayacakları bir üslup içinde olmaları demokratik olgunluğun olmadığını gösterir'' dedi.
Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, hala gündemdeki yerini koruyan terörle mücadele konusunda sağlıklı teşhisler ortaya koymaya ve çözüm politikaları üretmeye azami hassasiyet gösterdiklerini söyledi.
Türkiye'de terörün bu boyutlara ulaşmasının sorunun en başında teşhisin doğru konulmaması ve çözüm önerilerinin de doğru üretilmemesinden kaynaklandığını belirten Erdoğan, ''Biz hem terör örgütü ve teröristle, hem de terörizmle çok boyutlu bir mücadele ortaya koyuyoruz. Terörle mücadelenin salt güvenlik tedbirleriyle yapılamayacağını, terörü doğuran, besleyen şartların da ortadan kaldırılması gerektiğini en başından itibaren samimi bir şekilde vurguladık ve mücadelemizi de bu zemin üzerinde yürüttük'' diye konuştu.
''Terörle mücadelenin salt güvenlik tedbirleriyle sonuç getirmeyeceği gibi, salt hükümetin sadece iktidar partilerinin, belli kurum ve kuruluşların gayretleriyle de neticeye ulaşamaz, ulaşamaz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İktidar terörle ve terörü doğuran nedenlerle mücadele ederken, muhalefetin sırf oy kaygısıyla, sırf popülizm uğruna sadece ve sadece şahsi hırslar uğruna süreci baltalaması, iktidar partisine değil, en başta Türkiye'ye zarar verir. AK Parti başarılı olmasın diye Türkiye ekonomisinin krize girmesi için elinden geleni yapanlar var. Aynı şekilde, sırf AK Parti başarılı olmasın diye terörle mücadeleyi, milli birlik ve kardeşlik projesini başarısızlığa mahkum etmek isteyenler de ne yazık ki ülkemizde var.''
"MHP yıkıcı muhalefeti tercih etti"
Erdoğan, "MHP'nin lideri ve yönetimi, birçok konuda olduğu gibi, milli birlik ve kardeşlik süreci, terörle mücadele konusunda yapıcı bir muhalefet sergilemek yerine, süreç boyunca son derece yıkıcı ve yıpratıcı bir muhalefeti tercih etmiştir" dedi.
Erdoğan, siyasi partilerle yaptıkları görüşmelerin demokrasi açısından memnuniyet verici olduğunu dile getirerek, "Nitekim milletimiz de bu görüşmelerden büyük bir memnuniyet duymuştur, ben böyle inanıyorum. Ümit ederim, bu tecrübe her partiye örnek olur, yol gösterici olur, demokrasimiz için iyi bir başlangıç olur" diye konuştu.
"Vuvuzelayı basın toplantısı yapacak kadar işi düşürüyorlar"
Erdoğan, "Ta Güney Afrika'da dünya kupasında kullanılan vuvuzelayı alıp onunla basın toplantısı yapacak kadar bu işi düşürüyorlar ve bunu ne yazık ki TBMM'nin çatısı altında yapıyorlar. Ben inanıyorum ki MHP'nin tabanı bu gayet sulu, gayrı ciddi, demokrasiyle yakından uzaktan alakası, bir fikri, düşünce alt yapısı olmayan bu anlayışı 12 Eylül'de tersleyecek ve gereken cevabı da kendilerine verecektir" dedi.
"BDP ile görüşmek anlamsız"
Erdoğan, "Terörle arasında mesafe koyamayan BDP'yle görüşmenin anlamsız olacağını bir mektupla öğrendim. BDP gönderdiği antetli kağıdının bir başında TBMM'nin rozeti öbür tarafta kendi partisinin rozetiyle yazı gönderdiler. Bu yazıda gönderdikleri CD'yle PKK'lıların cesetlerinin durumunu insanlık suçu olduğunu bunun karşısında ne yapacağımızı soruyor. Bir örgütün avukatlığını yapmak sana mı kaldı BDP? ABD'nin AB'nin terör örgütü saydığı örgütün avukatlığını yapmak sana mı kaldı BDP? Bir siyasi parti olan BDP'nin terörle arasına mesafe koyması lazım. Bu çatı altında olmaz. Sonra BDP çıkıp, 'Biz barış yanlısıyız' diyor. Bu nasıl barış anlayışıdır?Adres olarak İmralı'yı gösteren bir partiyle neyi görüşeceğim? Bizim bu noktada BDP ile görüşecek hiçbir şeyimiz yok. BDP'yi Kürt vatandaşlarının temsilcisi olarak görmüyorum." dedi.
"Avukatlığını yapmak sana mı kaldı"
"AB üyesi ülkelerin, dünya ülkelerinin büyük bir kısmının, BM'nin terör örgütü olarak ilan ettiği bir örgütün avukatlığını yapmak BDP sana mı kaldı?" diye soran Erdoğan, "Şimdi böyle bir yazıyı yazarken, şu ana kadar güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımız olarak 10 bin şehidimiz var, bu 10 bin şehidimize uygulananlar, onların resimleri vesaireleri, onları da biz size mi göndereceğiz, böyle mi diyalog kuracağız?" şeklinde konuştu.
"Sadece GATA'daki özürlü hale gelmiş, yaralı gazilerin hallerinin zaten bu konudaki duruşu çok açık ve net ortaya koyduğunu dile getiren Erdoğan, "Ayakları olmayan, kolları olmayan, ama (gözleri görmeyen) duruma düşmüş, sağır duruma düşmüş olan orada gazilerimiz var, bunlar hep terörle mücadelede oldu. Bunları nereye koyacağız?" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sen bir siyasi partisin. Senin terör örgütü ile arana bir mesafe koyman şart. Sana avukatlık görevi düşmez burada. Bu çatının altında bunu yapamazsın. Şu anda benim Hakkari-Şemdinli ilçe teşkilatımın 3 kez büro malzemeleri dışarı çıkarıldı ve terör örgütü tarafından yakıldı, imha edildi.