Provakasyon mu, cehalet mi?...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ

Diyarbakır'ın ekonomik gelişmesinin yanı sıra sosyal gelişmelere de ihtiyacı var. Bu sosyal gelişmenin gereksinimini AK Parti hükümeti gördü ve Valilik organizasyonunda GAP kültürel etkinlikleri düzenledi. Verimi tartışmaya açık... Sosyal gelişmeye destek sunacak diğer bir faktör de spor. Spor aktiviteleri içinde Diyarbakır'da öne çıkansa futbol.

İnişleri ve çıkışları olan birtakım, Diyarbakırspor. Bu iniş çıkışlara rağmen kentte kimi zaman mutluluk, kimi zaman da hüzün yaşatan bir kulüp. Geçtiğimiz hafta yine futbol adına bir hüzün yaşadık. Ancak Diyarbakır'a hüznü yaşatan bu defa futbol, futbolcu, hakem vs değildi. Bu defa hüznü yaşatan Diyarbakırspor taraftarının kendisi idi. Fazla kalabalık olduğunu düşünerek maça gitmedim. İzlediklerim, Diyarbakır'ın, Türkiye'nin ve dünyanın Diyarbakır'dan görmeye alıştığı manzaralardan yine farklı değildi... Kendi kendime, "Her zamanki halimiz" dedim. Kendi sahamızda oynadığımız Kayseri Erciyesspor maçı sonrası da yine yönetici, top taşıyıcı, futbolcu, taraftar ile 'tam kadro' yarattığımız büyük olaylar yaşamış ve büyük cezalar almıştık. Atılan golün ofsayt nedeniyle iptali sonucu çıkan bu olayı, az da olsa anlamaya çalışabilirim. Ama geçen hafta oynanan Fenerbahçe maçında yaşananlara nasıl bir anlam vereceğiz? Sonraki gün Kulüp Başkanı Çetin Sümer çeşitli çıkışlar aradı. Doğal alarak. Fatura bir yerlere çıkmalı.

TV'den maçı izliyorum. Diyarbakırspor müthiş bir özgüvenle sahaya çıktı. Bu özgüven futbola yansıdı ve Diyarbakırspor, Fenerbahçe karşısında 1-0 öne geçti. Şimdi Düşünelim, takım bana göre gerçekten bir dünya takımı konumunda olan Fenerbahçe karşısında önde. Futbol keyifli, hakem lehimizde olmasa da aleyhimizde de değil. Yüzümüz gülüyor. Fenerbahçeli birkaç futbolcunun agresif hareketleri, tribünleri biraz harekete geçirdi. Futbolun içinde her şey var. Taraftarımız bunu fark edemedi. Bunu fark eden bir Fenerbahçeli futbolcu profesyonelliğin gereğini yaparak, taraftarın bu öfkesini artırdı. Kendine hakim olamayan bu taraftar grubu, bize ve Diyarbakır'a çok şey kaybettirdi. Kazanmaya çalıştığımız imajımızı, Diyarbakır halkının misafirperverliğini, yani kısacası özümüzü yine anlatamadık. Bırakın anlatmayı, eskisinden daha kötü bir hal aldık. Geçmişten ders çıkarmayı bilen bir toplum olamadık hiçbir zaman. Kayseri-Erciyesspor maçında yaşanan olayların kat kat fazlası yaşandı bu sefer. Statda taş üstünde taş kalmadı.

Şimdi kentin bütün dinamikleri olarak, bize kaybettirdiklerini de göze alarak ivedi bir şekilde bu olayların bir daha yaşanmaması için çok acil çözümler üretmemiz gerek. Çünkü, bence ortada provokasyondan çok cehalet var. Bu cehaletle nasıl mücadele edeceğiz ve bu cehaleti oluşturanları nasıl kazanacağız, ona bakmak gerek.