"Arz yönlü, üretimi tetikleyen politikalar geliştirilmeli"

TÜSİAD YKB Boyner, dünyada son yaşanan ekonomik krizin ardından arz yönlü politikalara eğilmenin artık bir yükümlülük halini aldığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme oranlarına erişebilmesi için arz yönlü, üretimi tetikleyen politikaların geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Boyner, TÜSİAD tarafından düzenlenen "Sanayi Politikaları Yuvarlak Masa Toplantısı" etkinliğinin ilkinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de 2001 krizinden bugüne uygulanan programın makroekonomik istikrarı önemli ölçüde sağladığını ve önemli yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesine vesile olduğunu söyledi.

Bu süreçte Türkiye'nin para ve maliye politikalarında çok önemli bir yol aldığına işaret eden Boyner, bunların ülke adına sevindirici gelişmeler olduğunu belirtti.

Boyner, "Türkiye kriz sonrasında dünyadaki diğer ülkeler arasında göreli olarak kendine çok farklı bir yer edindi ve tüm politikalar konumuna da olumlu yansıdı" dedi.

Uluslararası piyasaları kasıp kavuran son krizde Türkiye'nin, farklılığını ortaya koyabildiğini ifade eden Boyner, "Ama şu dönemde tabii ki önümüzde dünya ekonomik mimarisinin değiştiği bir gündem var ve burada da bizlerin yapacağı çok şey var. Bugün burada biraz bunları tartışmak istiyoruz" diye konuştu.

Makro politikaların sürdürülebilir büyümenin ön koşullarından yalnızca bir tanesi olduğuna işaret eden Boyner, refah düzeyinin yükseltilmesi, kişi başına gelir düzeyinin AB ortalamalarına yaklaşması ve yeni istihdam olanaklarının yaratılabilmesi için Türkiye ekonomisinin yıllık yüzde 6 oranlarda büyümeyi yakalaması gerektiğini, orta vadede bu hedefe ulaşma ihtiyacı göz önüne alındığında sürdürülebilir büyüme oranlarına erişebilmesi için arz yönlü, üretimi tetikleyen politikaların geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Ümit Boyner, şunları belirtti:

"Dünyada son yaşanan ekonomik krizden sonra sıcak para akışlarının riskleri ve cari açığı büyüten büyüme modellerinin sürdürülebilirliğinin tartışıldığı bir ortamda, arz yönlü politikalara eğilmenin artık bir yükümlülük halini aldığını söylemek de çok yanlış olmaz. Sözünü ettiğim bu politikaları bugüne kadar değişik isim ve etiketler altında tartıştık. Bunları mikro reform, yatay önlemler veya iş yapma ortamının iyileştirilmesi olarak adlandırmamız mümkün. Ancak bugün bizim esas olarak tartışmak istediğimiz husus, bu arz yönlü politikaların orta veya uzun vadeli bir bakış açısı ile sanayi için bir yol haritası haline getirilmesinin mümkün olup olmadığıdır."

"Kavram kargaşası var"

Literatürde sanayi politikası üzerine yapılan tartışmalarda bir kavram kargaşasının bulunduğunu da gözlemlediklerine işaret eden Boyner, ülkelerin, sanayi politikalarının unsurları, tüm sektörleri ortak kesen düzenlemeler olan yatay ve sektör bölge ve proje spesifik dikey konularda bir kafa karışıklığı yaşadıklarını, şu ana kadar hazırlanmış olan sanayi plan ve stratejilerinin toplu analiz içeren ve sanayinin uygulayabileceği planlar olarak hazırlanmadığını söyledi. Boyner, şunları kaydetti:

"Türkiye özeline baktığımız zaman da, yapılan çalışmalarda daha ziyade Devlet Planlama Teşkilatı'nın hazırladığı ve 7 yıllık vadeleri olan planlar öne çıkmakta. Bu konjonktürde bir yandan orta ve uzun döneme hakim olma ihtiyacı açık, öte yandan Türkiye gibi iç dinamiklerin çok hızla değişebildiği ülkeler için kalkınma planları çok uzun bir döneme işaret etmekte. Sürekli değişen iç ve dış etmenler nedeniyle daha birinci yıldan itibaren söz konusu planlarda kullanılan varsayımlar geçerliliğini yitirmekte ve dolayısıyla da yeni öngörülerin oluşturulması kaçınılmaz hale gelmekte. Elbette uzun vadeli plan ve programların önemini yadsımıyoruz, ancak bu orta ve uzun dönemli planlar belli aralıklarla kaydırılarak revize edilebilir."

"Türkiye'nin bu çelişkiden kurtulması gerekiyor"

Özellikle küreselleşme sürecinde rekabetçi olmalarını gerektiren bir iş yapma ortamında daha kısa vadeli değerlendirme ve periyodik güncellemelerin gerekli olduğuna inandıklarını vurgulayan Boyner, öte yandan sanayi politikası ve piyasa ekonomisinin birbirini nasıl etkilediğinin de daha sıklıkla tartışıldığını gözlemlediklerini belirtti.

Ümit Boyner, "Bu iki kavramın kesişim kümesi boş küme midir? Bugün burada Sayın Bakanımızın huzurunda da bu konuyu tartışmak istiyoruz" dedi.

Küreselleşmeye geçiş sürecinde günümüz sanayi politikalarının da belli bir yönde evrim geçirmesinin de kaçınılmaz hale geldiğini ifade eden Boyner, sanayi politikalarının sektörel ve/veya bölgesel anlamda ele alınmasının gerekliliği yanında tüm sanayi sektörlerini ilgilendiren yatay konuların da kısa dönemde çözülme ihtiyacı bulunduğu, bu doğrultuda bu toplantıda kayıt dışı ekonomi, yatırım yeri problemleri, sektörel lisanslar, vergi sisteminin sadeleştirilmesi, istihdam vergileri, altyapı sektörleriyle ilgili sorunlar, muhtelif üretim maliyetleriyle ilgili yükler gibi yatay konuları da değerlendirmeye çalışacaklarını kaydetti.

Boyner, tüm bu unsurların yanında genel olarak tüm sektörlerin yanında bir girdi olarak uygun teknoloji seçimini, rekabetçiliklerini artıracak bir diğer unsur olarak gördüklerini, hatta AB'deki yeni destekler ışığında yeni dönemin sanayi politikasındaki en belirleyici özelliğin verimliliği artırıcı, jenerik teknoloji seçimi olduğunun da gözlendiğini vurguladı.

Geçmiş dönemlerdeki sanayi politikalarına baktıklarında teşvik ağırlıklı bir politika yapısı gördüklerini anımsatan Boyner, "Devlet yardımları, bölgesel kalkınmışlık farkları da göz önüne alındığında bir sosyal yardım modeli olarak kullanılmakta. Türkiye'nin teşvik sisteminden rekabetçi bir sanayi yapısına dönüşümünü sağlaması için bu çelişkiden de kurtulması gerekiyor" dedi.

"Dünyada ekonomik mimari yeniden şekilleniyor"

Ümit Boyner, şimdi 2009 yılında oluşturulmuş olan bir teşvik sisteminin yeniden ele alınacağı bir döneme de girdiklerini belirterek, "Bu doğrultuda hem teknoloji seçiminin de bir unsur olarak bu politika içinde ele alınmasını hem de bugün burada sanayi politikasına ilişkin olarak tartışılması planlanan konuların bu yaklaşımı şekillendirmeye katkı sağlayacağını diliyoruz" dedi.

Bugünkü toplantıda tartışmaları Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İzak Atiyas'ın "Büyüme, Verimlilik ve Sanayi Politikası" çalışması etrafında şekillendirmeye çalışacaklarını belirten Ümit Boyner, "Dünyada ekonomik mimari yeniden şekilleniyor. Önümüzdeki hafta Seul'deki G-20 toplantısının önemli bir kısmı bu mimarinin inşasında kamu ile özel sektörün iş bölümü konusunda da ayrılmış durumda. TÜSİAD olarak da bu toplantıda Türkiye iş dünyasını temsil edeceğiz. Bu toplantıda ayrıca G-20 için yaptığımız hazırlıklarımızı Sayın Bakanımızla paylaşma imkanı da bulacağız" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir