"Avrupalılar'ın önlerinde bahane bırakmadık"

Bakan Bağış, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinin hızlanması için mecliste hep birlikte çalışılması gerektiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

KAYSERİ - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Biz, 45 yıl boyunca eline bahane verdiğimiz, koz verdiğimiz Avrupalılar'ın elinden bu kozları aldık, reformları geçirerek önlerinde bahane bırakmadık. AB, Türkiye'ye müzakere tarihi vermek zorunda kaldı" dedi.

Bağış, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Kayseri Sanayi Odası, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın katkılarıyla düzenlenen "Ortak Geleceğimiz Avrupa Birliği" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de AB sürecinin sadece 5 yıldızlı otellerde bir takım elit çevreler tarafından tartışılan bir konu olmaktan çıktığını söyledi.

AB projesinin artık Kayseri'de de, Yozgat'ta da, Siirt'te de, Artvin'de de, Edirne'de de tartışılan, konuşulan ve AB fonlarının Türkiye'nin 81 ilinde bir şekilde değerlendirildiği bir döneme girildiğini ifade eden Bağış, şöyle devam etti:

"Bugün Türkiye'nin çok farklı yerlerinde AB fonları ile altyapı çalışmaları yapılıyor, özürlü vatandaşlarımızın topluma kazandırılması, gençlerin, kadınların ekonomide daha fazla yer edinebilmesi için projeler geliştiriliyor, eğitim çalışmaları yapılıyor. Bunlar sadece büyükşehirlerimizde değil, Türkiye'nin dört bir yanında yapılıyor. Bu da AB projesinin artık Türkiye'nin tamamının ortak heyecanı haline geldiğini gösteriyor. Artık, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, askeriyle siviliyle, Kürdü'yle, Türkü'yle, Çerkezi'yle, Boşnak'ıyla, Alevisi ile Sünnisi ile, Müslümanı ile Müslüman olmayanıyla ülkenin bütün vatandaşlarının ortak heyecanı haline gelmiş bir projeden bahsediyorum.

Gerek Selçuklu döneminde, gerek Osmanlı döneminde, gerek Cumhuriyet döneminde Anadolu bu konuda ortak heyecanı yakalamışsa o konuda başarılı olmuştur. Bu yüzden AB üyelik konusunda da başarılı olacağımıza yürekten inanıyorum. Gerçekten de AB projesini bir Anadolu projesi haline getirmiş bulunmaktayız. Bunda da TOBB'un bize verdiği çok önemli destek oldu, odalarımızın, sendikalarımızın veriği destek oldu."

KOBİ'lerin ekonomik temel itici gücü olduğunu vurgulayan Egemen Bağış, küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) rekabet gücünün geliştirilmesinin Türkiye'nin ekonomisi için öncelikle alanlardan biri olduğunu kaydetti.

Bağış, KOBİ'lerin ele alındığı "İşletmeler ve Sanayi Politikaları" fasılının müzakerelerinin 2007'nin mart ayında açıldığını anımsatarak, bununla yakından ilgili olan vergilendirme faslını da geçen ay bir takım zorluklara rağmen açıldığını anlattı.

"Türkiye bölgesine ilham kaynağı oldu"

AB'ye katılım öncesi yapılan mali yardımın Türk sanayini ve ekonomisini üyelik sürecine hazırlayan önemli bir araç olduğunu dile getiren Bağış, şunları söyledi:

"Zira AB mali yardım kapsamında işletmelere fon sağlamanın yanı sıra, en iyi uygulamaların yaygınlaştırılmasına ilgili tarafların AB ülkelerindeki muhataplarıyla ilişkilerin geliştirilmesine imkan sağlanmıştır. TOBB'un yaptığı bir eşleşme projesi var ki ben burada özellikle vurgulamak istiyorum, bugün Türkiye'nin Hakkari'sini Liverpool ile, Van'ı Barcelona ile eşleştirebilen bir projedir. Bunlar Türkiye'de yeni bir anlayışın ortaya çıktığını göstermektedir ve katılım öncesi mali yardımlar çerçevesinde KOBİ'lerimiz gerek dolaylı gerekse direkt olarak birçok katkılar kazanmaktadır. Bu projeler çerçevesinde işletmelere yönelik hibe ve kredi destekleri, iş geliştirme merkezleri ki işte burada ABİGEM'in çalışmalarını görüyorsunuz. Suriye bile bu konuda Türkiye'den destek istiyor, buna benzer çalışmalar yapmak istiyor. Artık, Türkiye bölgesinde de gerçekten ilham kaynağı haline gelmiş bulunmaktadır."

Bakan Bağış, yakında AB fonları ile Erciyes Teknopark Bölgesel İnovasyon Merkezi'nin kurulması projesinin gerçekleştirileceğini dile getirerek, bunun da yeni bir heyecan getireceğini söyledi.

Türk özel sektörünün Türkiye'nin en önemli kozu olduğunu dikkati çeken Bağış, şöyle devam etti:

"AB sürecinde de biz hep birlikte bu süreci götürüyoruz ama özel sektörümüzle sendikalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla, medyamızla, akademi dünyamızla el ele vererek bu süreci yürütmek istiyoruz. Çünkü, AB süreci hepimizin ortak süreci. Türkiye'de ortak veya çok farklı endişeleri olan kesimler AB sürecinde bir ortak huzura kavuşabiliyorlar. Farklı endişeleriniz olabilir, yarınlarla ilgili farklı çekinceleriniz olabilir, herkesin ürktüğü bir konu olabilir ama şu bir gerçek ki, AB sürecinde her şeyin standardı belli. Bugün AB üyesi olan 27 ülkeye baktığımız zaman hiç biri bölünmemiş parçalanmamış. Tam aksine hepsi AB'ye üyelik müzakereli sürecinde güçlenmişler, hem ekonomileri güçlenmiş hem bireysel hakları güçlenmiş, hem demokratik standartları yükselmiş, hem işçi hakları yükselmiş, hem işverenin hakları garanti altına alınmış. Türkiye'de de artık bir takım düzenlemeleri yapmaya başladık."

"AB'den 45 yıl müzakere tarihi dahi alamazken..."

Bağış, AB'den 45 yıl müzakere tarihi dahi alamazken, partilerinin iktidara gelmesinden sonra ortaya koydukları reform kararlılığı nedeniyle 2 yıl içinde müzakere tarihi aldıklarını belirterek, şöyle dedi:

"Oradaki tılsım, iktidarı ile muhalefeti ile mecliste el ele verip reform kanunlarını geçirmiş olmamızdır. Biz, 45 yıl boyunca eline bizim bahane verdiğimiz, koz verdiğimiz Avrupalılar'ın elinden kozları aldık. Reformları geçirerek önlerinde bahane bırakmadık. AB, Türkiye'ye müzakere tarihi vermek zorunda kaldı. Bundan sonraki süreçte de eğer Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecinin hızlanmasını istiyorsak, mecliste yine hep birlikte çalışmak durumundayız. Biz muhalefetle işbirliği yapmak konusunda kararlıyız. Ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde Türkiye'nin huzuru için, kalkınması için, daha aydınlık, daha çağdaş yarınlara kavuşabilmesi için mecliste hep birlikte yine reform yasalarını beraber geçirebiliriz."