"Bahçeli'nin iddiaları doğru değil "

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin iddia ettiği gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilme sürecinde bir savcıyla veya herhangi bir kişiyle görüşmesinin söz konusu olmadığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin iddia ettiği gibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilme sürecinde bir savcıyla veya herhangi bir kişiyle görüşmesinin söz konusu olmadığını, gerekli olması halinde konunun yargıya taşınacağını söyledi.

Yazıcı, İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "MHP Genel Başkanı Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilme sürecinde karanlık odalarda pazarlık yapıldığını iddia etti. O dönemde Erdoğan'ın avukatı olarak süreci yakından biliyorsunuz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?" sözleri üzerine, o süreci başından sonuna kadar takip ettiğini belirtti.

Hareket tarzlarını belirlerken, hak ve hukuklarını ararken hep hukuki ölçüleri gözettiklerini kaydeden Yazıcı, hukukun dışında ne bir davranışları ne bir işlemleri ne de bu doğrultuda bir talepleri olduğunu dile getirdi.

Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adaylığının Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararıyla iptal edildiğini anımsatan Yazıcı, seçim sonrasında Siirt'te iki yerleşim yerinde sandık sonuçları ve oy verme sürecine ilişkin hukuka aykırı işlemler olduğunun tespit edildiğini anlattı.

Söz konusu iki sandıkta kullanılan oy toplamının seçim sonuçlarını etkileyecek boyutta olduğunun ortaya çıktığı belirten Yazıcı, şöyle devam etti:

"Ankara'da bulunduğum bu süre içinde o zaman Siirt'ten birinci sıradan milletvekili seçilen arkadaşımız Mervan Gül geldi. Konuyu bana anlattı. Birlikte inceledik. 'Evet, burada seçimin yenilenmesi gerekir. Pozitif normları, YSK'nın yerleşik kararlarını uyguladığınızda burada seçim yenilenir, ama bunun sonucunda sizlerin mazbatası iptal edilir' dedim. Gül de 'Peki olsun. Genel Başkanımız aday olabilir mi?' dedi. 'Tabi, siz boşaltırsanız olur' dedim. Çünkü adaylar boşaltmadan yeni aday bildiremezsiniz. Yenileme seçiminde aday listesini partiler değiştiremez. Mervan Gül, 'Hay hay, başım gözüm üstüne, hazırım, dilekçemi veriyorum' dedi. Konu, YSK'ya intikal ettirildi. YSK, bütün verileri değerlendirdi ve seçimin yenilenmesine karar verildi. O süreçlerde Genel Başkanımız'ın ne bir savcıyla ne de başka bir kişiyle konuşması, görüşmesi söz konusu. Bunlar, savcı işi de değil. Seçime ilişkin işlemleri yaptırmak savcı ile de alakalı değil."

"Böyle bir şey olmamasına" rağmen Bahçeli'nin "varmış" gibi bunu söylemesini, sonra Başbakan Erdoğan'ın meydanlarda cevap vermesi üzerine "Ben başbakan olunca açıklayacağım" demesini "çok yadırgadıklarını" dile getiren Yazıcı, "Bahçeli'nin deneyimi de var, herhalde başbakan olamayacağını görüyor. Buna rağmen 'ben başbakan olunca bunu açıklayacağım' demek, dolaylı olarak 'benim onu kanıtlamam mümkün değil' anlamına gelir" şeklinde konuştu.

"Bahçeli'nin eline verilen notları, başka bir konu üretilemediği ve halkın sorunlarını çözecek bir proje tutturulamadığı için siyasi argüman olarak kullandığı" görüşünü kaydeden Yazıcı, "Davranış biçimini, olmamış şeyleri iddia etmek durumunu birlikte değerlendirdiğimizde, bunda cidden bir teşevvüş hali söz konusu. Milletimizin de bunu böyle değerlendireceğini düşünüyorum" diye konuştu.

Dokunulmazlık dosyaları

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Yazıcı, Devlet Bahçeli'nin, Başbakan Erdoğan'ın dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyalar bulunduğunu da gündeme getirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bunlar etik olmayan davranış biçimleri. O dosyanın bir tanesi Akbil ile ilgili, bir tanesi de görevi ihmalle ilgili iddialar. Akbil ile ilgili dosyanın hazırlandığı süreçleri bilirsiniz. O dönemde İstanbul'da emniyet müdürlüğü yapan kişi, bugün Ergenekon davası kapsamında tutuklu durumda. Onların ne tür hazırlık yaptıklarını, o süreci siyaseten maniple etmek için ne tür davranışa girdiklerini bir yana bırakıyorum, ama bu dosya yargının önüne gelmiştir, bağımsız mahkeme yargılama yapmıştır, dokunulmazlığı olmayan pek çok sanık savunmasını yapmış ve sonuçta bu arkadaşlar beraat etmiştir. Dosya temyiz edilmiş, Yargıtay ilgili ceza dairesi de bu beraat kararını onamıştır. Eminim ki dokunulmazlığı kaldırılsın, Başbakan da yargılansın, asli failler beraat ettiği gibi Başbakan da beraat edecektir. Bu defa da diyeceklerdir ki 'Başbakan olduğu için beraat etti'. Bunları dile getirmenin, olmamış şeyleri iddia etmenin, kimseye sağlayacağı bir kazanım yoktur. Türkiye'de siyasetin kalitesini düşürüyor. Buna da muhalefet parti genel başkanlarının katkı sağlamış olmasını üzüntüyle karşılıyorum. Elbette ki bununla ilgili inceleme yapılıyor. 'Savcı ile görüştü' gibi şeyler iftiradır. Gerekli olması halinde elbette yargı önüne de bu konu götürülecektir."