"Başlığa, oyalama raporu yazsaydınız"
Çözüm sürecini değerlendirme komisyonunun raporuna ilişkin eleştirilerde bulunan BDP Milletvekili Tan, "Raporun başlığına, çözüm yerine oyalama ve kandırma raporu yazsalardı daha iyi olurdu" dedi
ANKARA - BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, çözüm sürecini değerlendirme komisyonunun raporuyla ilgili "Raporun başlığına, çözüm yerine oyalama ve kandırma raporu yazsalardı daha iyi olurdu" dedi.
Tan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, çözüm sürecini değerlendirme komisyonunun raporuna ilişkin soru üzerine "Raporda, çözümle ilgili ne var? Bilen varsa raporunda bir, iki, üç, on şu maddeler var desin. Ben görmedim. Bu raporun başlığına, çözüm raporu yerine oyalama ve kandırma raporu yazsalardı daha iyi olurdu" değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim sorununu çözemeyen toplum bir yere varamaz
Tan, dershanelerden önce tartışılması gereken birinci konunun milli eğitim olduğunu belirtti.
Eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğinin Meclis'te enine boyuna tartışılması gerektiğini ifade eden Tan, "Eğitim sorununu çözmeyen, sistemini oturtmayan, bilim ve teknolojide ilerleyemeyen, iyi ahlaklı, sağlıklı, beyin ve ruh sağlığı yerinde insanlar yetiştiremeyen toplumların zaten bir yere varması mümkün değil. Bu mesele, dışişlerinden de içişlerinden de tarım politikasından da enerji politikasından da önemlidir" diye konuştu. Tan, dershaneler konusundaki uygulamanın 2015'e kadar ertelenmesi kararını ise politik bir manevra olarak değerlendirdi.
Başka neleri imzaladınız?
Tan, 2004 yılında alındığı iddia edilen MGK kararlarına da değinerek, şöyle konuştu:
"Milli Güvenlik Kurulu'na gelen bütün belgeleri kuzu kuzu imzalamışlar. Bunun hiçbir mazereti yok. Başka neleri imzaladınız?... Necmettin Erbakan'ı eleştiriyorlardı, boncuk boncuk terledi, istifa edemedi... Öyle görüyoruz ki bu arkadaşlarımız da aynı işleri yapmışlar."
Konuyla ilgili olarak birinci şahıslardan hala doğru dürüst bir açıklama gelmediğini savunan Tan, "İşin bu kısmını bir kenara bırakalım. Merak ettiğimiz, başka neleri imzaladınız? Sizin ifadenizle 'inanmadığınız, mecbur kaldığınız, sonra da yapmadığınız' nelerin, hangi belgelerin altına imza attığınız. Asıl ürkütücü olan bu. 'Bu kararlar açıklanamaz' ifadesi de kabul edilemez. Demokratik, şeffaf bir hukuk devletiyse kanunsuz yaptığınız ne varsa bunları kamuoyuna açıklamak zorundasınız" ifadelerini kullandı.
