"Büyük bir cehalet ve gaflet içindeler"

Başbakan Erdoğan, milleti kamplara bölmeye çalışanların, akamete uğramaya mahkum olduklarını belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

TUNCELİ - AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlarda farklı hesaplar içine girenlerin, milletin arasına fitne tohumu ekmeye, milleti kamplara bölmeye çalışanların, milletin engin sağduyusu ve basireti sebebiyle yine akamete uğramaya mahkum olduklarını belirterek, "Çer çöpü ateşe vererek, masum çocukları sokaklara salarak güç gösterisi yaptıklarını sananlar büyük bir cehalet ve gaflet içindedirler" dedi.

Erdoğan, partisinin, Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen Tunceli Merkez İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bu ilde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Tuncelili Diyab Ağa'dan bahseden Başbakan Erdoğan, "Diyab Ağa'nın ülkenin en zor zamanında ortaya koyduğu birlik ve beraberlik, bugün de hepimize örnek olmalıdır" diye konuştu.

Türk milletinin özünün inançla, ahlakla, sevgiyle ve sabırla yoğrulduğunu ve her zaman kardeşlik ruhunu, kardeşlik hukukunu, vatandaşlık hukukunu, dostluk hukukunu koruyarak hareket ettiğini belirten Erdoğan, hamuru mertlikle, fedakarlıkla, merhamet ve adaletle yoğrulmuş Türk milletinin hiçbir zaman ihtilafa, tefrikaya, kamplaşma ve kutuplaşmaya prim vermediğini ifade etti. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu toprakların insanı her zaman sadakatle devletine, vatanına birlik ve dirliğine sahip çıktı. Düşmanı ülkeden kovmak, bu toprakları ilelebet bağımsız bir vatan yapmak için omuz omuza savaşıp, koyun koyuna toprağa düşenlerin arasını açmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. İçeride ve dışarıdaki birtakım mihrakların, kısır siyasi hesapları uğruna kendi insanımızı, kendi yurdunda mağdur duruma getirmesine izin vermeyeceğiz. Geçtiğimiz yüzyılın başında o hesabı yapanlar yanıldıklarını gördüler. Bu milletin kardeşlik hukukunu zedeleyemediler. Son zamanlarda farklı hesaplar içine girenler, milletimizin arasına fitne tohumu ekmeye, milletimizi kamplara bölmeye çalışanlar, milletimizin engin sağduyusu ve basireti sebebiyle yine akamete uğramaya mahkumdurlar.

Biz biliyoruz ki nefret değil sevgi esastır; çatışma değil barış esastır; haksızlık değil adalet esastır; ayrılık değil birlik esastır; kutuplaşmak değil kucaklaşmak esastır; nefret ettirmek değil sevdirmek esastır."

AK Parti'nin; uzlaşmanın, hoşgörünün, tahammülün, çok sesliliğin, ortak aklın adresi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bundan dolayıdır ki 81 ilin 80'inde milletvekili çıkaran tek parti AK Parti'dir. AK Parti, sevginin, saygının, merhamet ve fazilet dilinin sahibidir. AK Parti, etnik kökenine, mezhebine, meşrebine, yaşam tarzına göre insanları ayırmaz. AK Parti Yunus'un diliyle, yaradılmışları yaradan da ötürü sevme anlayışı ile her bir vatandaşımızı kucaklayan, kimseyi dışlamayan, kimseyi hor görmeyen bir siyasi anlayışın temsilcisidir" diye konuştu. 

"Terörden, şiddetten, gerilimden beslenenler"

Türk milletinin ağır başlılığının, insanının alicenaplığının yanlış değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çer çöpü ateşe vererek, masum çocukları sokaklara salarak güç gösterisi yaptıklarını sananlar büyük bir cehalet ve gaflet içindedirler. Allah aşkına, günahsız vatandaşların arabalarını yakmak suretiyle acaba bu ülkeye barış gelir mi? Ne kadar güzel... Düşünebiliyor musunuz, vatandaş aracını gece kapısının önüne koyuyor, bir de bakıyor ki gece araba ateş içinde. Şimdi bu yaklaşım tarzının hangi barış anlayışı içerisinde, hangi sevgi anlayışı içerisinde yeri var? Terörden, şiddetten, gerilimden beslenenler ancak bunu yapar. Buralardan medet umanlar ancak bunu yapar ama bunun dönemi bitmiştir. Bunun demokrasi içinde yeri yok. Bunun insanların gönlünde yeri yok. Biz bunu çok iyi biliyoruz, bu toprakların hamuru terörü, çatışmayı, kan dökmeyi değil, birliği, sevgiyi, çokluk içinde birliği ortaya koyar, özelliği budur. Tam tersine şiddet, demokrasinin, özgürlüklerin, adaletin, refah ve huzurun en büyük düşmanıdır. Terörün, çatışmanın, gerilimin olduğu yerde sadece acı vardır, göz yaşı vardır, sefalet vardır, umutsuzluk vardır. Bu toprakların silah sesine değil, fabrikalardaki makine sesine ihtiyacı vardır."

Başbakan Erdoğan, halkın gerilim değil üretim, kriz değil yatırım, kavga değil istihdam istediğini belirterek, "Gerilim isteyenlerin üretim diye, yatırım diye, demokrasi ve özgürlükler diye bir derdi yok. İstikrar ortamını sabote etmeye çalışanların, kardeşlik diye, huzur ve esenlik diye bir derdi yok" dedi.

Halkın huzur, güvenlik ve esenlik içinde olmasını istediklerini vurgulayan Erdoğan, milletin daha gelişmiş bir demokrasiye, daha gelişmiş hak ve özgürlüklere, daha kalkınmış bir yapıya, standardı daha yükselmiş bir yaşama kavuşmasını istediklerini söyledi. Erdoğan, "Çocuklarımız daha iyi eğitim imkanlarına kavuşsun, hastalarımız daha gelişmiş sağlık hizmetlerine kavuşsun, yaşlılarımız, gençlerimiz, kadınlarımız daha iyi yaşam koşullarına kavuşsun, özürlülerimiz mağduriyet yaşamasın, her türlü mağduriyeti, ihmali, haksızlığı ortadan kaldıralım. Bizim derdimiz insanımıza hizmet etmek, efendi olmak değil. İnsanımızı yüceltmek, insanımızı hak ettiği imkanlara kavuşturmaktır" diye konuştu. Bundan rahatsızlık duyanların, milletin menfaatini düşünmediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmeden, ilerlemeden rahatsızlık duyanlar bu milletin hayrını düşünmüyorlar. Demokrasinin, hak ve hukukun gelişmesinden rahatsızlık duyanlar, bölge insanının selametini düşünmüyorlar. Bu bölgenin insanlarının gözünde telaş, korku ve karamsarlık değil, daima ümit, iyimserlik ve heyecan görmek istiyoruz. İnsanımızın yüzünde sadece geleceğine duyduğu güvenin işaretleri görmek arzusundayız. Dünyanın en kadim medeniyetlerine beşiklik yapmış bu toprakların, çağın şartlarını daha ileri seviyelere ulaştırması gerekiyor. Biz işte bunun için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Biz bunun için pek çok sıkıntıyı göze alarak, buraların sorunlarının çözümlerine öncelik veriyoruz."