"Doğruysa bu darbe teşebbüsü belgesidir"

AKP Grup Başkanvekili Bozdağ, Taraf Gazetesinde yayınlanan belgeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Taraf Gazetesinde yayınlanan belgeyle ilgili olarak "Bu belge eğer doğruysa, bu darbe teşebbüsü belgesidir. Eğer bu,  bilgi ve onay dışındaysa, bu bir cunta çalışması belgesidir" dedi. 

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, 12 Haziran Cuma günü bir gazetede yayınlanan belgenin doğru olması halinde bunun; "Türk demokrasisi, Türkiye'nin ulaştığı hukuk devleti ve Türk siyaseti açısından çok vahim bir durum" anlamına geleceğini söyledi. Bu belgeden sonra bütün Türkiye'nin bir infiale kapıldığını ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani düşünebiliyor musunuz, masum insanların evinde silah, mühimmat bulundurulacak. Bu, askeri yargının alanına girmiyorsa oraya sokulacak. Yargılanacak, kovuşturulacak. Yani milletin iradesiyle iktidara gelmiş bir parti bölünecek, parçalanacak, etkisizleştirilecek. İktidardan indirmek için bir takım çalışmalar yapılacak. Okuduğu zaman kişinin tüyleri diken diken oluyor. Olmaz böyle bir şey, olamaz böyle bir şey diyor ve gerçekten pek çok insan, Türkiye'nin tamamı, bu belgenin gerçek olmaması için dua ediyordur.

Böyle bir belge olamaz, olmamalıdır, olması mümkün değildir. Türkiye'de Genelkurmay böyle bir belgenin hazırlanmasına, böyle bir zeminin oluşmasına imkan ve fırsat vermez. Ancak Cuma gününden sonra gelişen olaylara baktığımız zaman, bu konuda Genelkurmay Başkanlığının çok net bir tavır alması beklenir. Doğrusu da bu. Denecek şey çok basit; 'Böyle bir belge Genelkurmay'da yoktur.' Bunu araştırmaya da gereği yok. Çünkü bu belgenin altında imzası olduğu söylenen Kıdemli Kurmay Albay'ı çağırıp, 'Böyle bir belge var mı yok mu?Genelkurmay'ın sağlıklı gelenekleri var: kayıt düzeni, arşivi var. Bu belgenin bu kayıtta, bu düzende, arşivde kayıtta var mı yok mu? Çok basit bir şey. 'Böyle bir belge yoktur, böyle bir belge gerçek dışıdır, sahtedir ve bu gerçek dışı belgeyi gerçekmiş gibi yayınlayıp TSK'yı yıpratan ilgili gazete hakkında şöyle bir şikayette bulunmuştur ya da tazminat davası açılmıştır.'

Bunu demek icap ederdi, denmedi. Böyle bir açıklama Cuma, Cumartesi, Pazar günü gelmedi. Böyle bir şey olmadı. Veyahut da 'Böyle bir belge vardır, doğrudur. Ancak bu belge emir komuta zinciri dışında olmuştur, komuta katının ilgi ve onayı yoktur, bir takım kişiler kendilerince vazife ihdas ederek böyle bir şey yapmışlardır. Onlarla ilgili görevden el çektirildi, gerekli soruşturma başlatıldı' denilirdi."

"Savcılığın açıklamasında kesin hüküm yok"

Bozdağ, askeri savcılığın konuyla ilgili açıklamasını okuduğunu belirterek, "Bu açıklama, 'Böyle bir belge yoktur' diye kesin hüküm veren bir açıklama değil. Bir kanaati, temenniyi ifade eden bir açıklamadır. Şüpheleri gidermekten ziyade şüphe edenleri haklı çıkaran bir açıklama gibi..." dedi.

Genelkurmay tarafından yapılan ikinci açıklamayı da okuduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bu açıklamada da çok net bir şekilde şunun denmesi lazım: 'Böyle bir belge yoktur, bu belge sahtedir, gerçek dışıdır.' Bunun için fazla araştırmaya hacet yok. Dursun Çiçek'i çağırıp, 'Siz böyle bir belge hazırladınız mı, bu imza sizin mi, gazetede belgenin bir sureti yayınlanıyor ve orada kayıtlar vardır, bir takım şeyler vardır.' Eğer Genelkurmay'da kayıt dışı iş ve işlemler varsa, o ayrı bir konu... Ama Genelkurmay'da kayıt dışı iş ve işlem olmadığını herkes biliyor. Onun için bu noktada şunun denmesi lazım, 'Böyle bir belge yoktur, gerçek dışıdır.' Bu bütün şüpheleri ortadan kaldıran bir açıklamadır. 'Bu belge sahtedir. Sahte belgeyi gerçekmiş gibi yayınlayıp TSK'yı yıpratanlar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır. Tazminat davasıdır, suçla ilgili savcılıklara şikayette bulunma dahil.' Bunun yapılması, yaptırılması lazımdı. Bu yapılmamıştır. Burada tabii bu belge eğer doğruysa, bu darbe teşebbüsü belgesidir. Eğer bu, bilgi ve onay dışındaysa, bu bir cunta çalışması belgesidir. Bunun üzerine gitmek de şikayet konusu değil. Resen bu konuların üzerine gitmek Cumhuriyet savcılarının görev ve yetki alanındadır. Konunun üzerine onlar da gitmeli ve böyle bir iş varsa, gereken kişiler hakkında yasal soruşturma ve kovuşturma yapılmalı, gereken süreç işletilmelidir. Ben yargı mensuplarının gereğini yapacağına inanıyorum."